HİÇRİ VE MİLADİ YIL-TAKVİM GERÇEĞİ
Reklam
Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Huzur Köşesi

HİÇRİ VE MİLADİ YIL-TAKVİM GERÇEĞİ

07 Temmuz 2024 - 12:54

HİCRİ VE MİLADİ YIL -TAKVİM GERÇEĞİ

İslam alemi olarak yeni bir yıla daha kavuşmanın Heyecanını yaşıyoruz 

Bu yıl 07-07-2024 Pazar günü ve 1446 itibariyle yeni bir Hicri yıla daha kavuştuk elhamdülillah.

Şimdide sizlerle hicri ve miladi ve ay  yılı hakkında bilgi vermeye çalışacağım.

İnsanlar zamanı ölçerken,ölçü aracı olarak güneşi ve ayı kullanmışlardır. Güneşi kullananlara gelince,dünyanın güneş etrafındaki bir tam dönüşünü esas almışlardır.Buda 365 gün 6 saatten ibarettir. Bu şekilde oluşturulan takvimlere “güneş takvimi” diyoruz. 

Ay’ı kullananlar ise ayın dünya etrafında 12 kez dönmesini, 12x29.5 = 354 günü esas almışlardır. Bu şekilde oluşturulan takvimlere “ay takvimi” diyoruz.

İlk güneş takvimini Mısırlılar, ay takvimini ise Sümerler tarafından Kullanmışlardır.

Dünya Hiristiyan Ülkelerinin kabul ettiği ve bizlerde dayattığı Miladi takvimi ülkemizde 1926’dan beri kullanmaktayız.

İslam alemi iki takvim kullanmak zorunda kalmıştır.

MİLADİ TAKVİM ; Hiristiyan âlemi Hz İsa (AS) doğum yılını başlangıç olarak ele almaktadır. Günes yılını esas alır

HİCRİ TAKVİM;Hz peygamber (s.av) Mekke’den Medine’ye hicret etmesini esas alır. 

Dün hicri yılbaşı idi, amma velakin

müslümanlar miladi yılbaşındaki yaptıkları hazırlıkları bugün için neden yapmadılar acaba!

Hristiyanlar İsa’nın doğum gününü kutlarken Müslümanlar Hz Muhammed’in Mekke’den Medine’ye hicretini neden dikkate almadılar akı tutulması sanki şaşmamak gerekiyor. çünkü her şeyimiz Hristiyanlara benzedi hristiyanlar gibi yaşıyoruz artık.

1 Muharrem 07-07-2024ve  1446 HİCRİ YILBAŞI yani Kameri ayların ilki olup "Haram ay" anlamına gelmektedir.

Bu ayın içerisinde müslümanlarca çok önemli bir gün olan aşure günü de vardır. Bu sene Aşüre 16 Temmuz 2024’e  tekabül eder. İslam peygamberi Muhammed'in torunu İmam Hüseyin Kerbelâ'da muharrem ayının onuncu gününde öldürülmüştür. Bu da tarihte Kerbela olayı olarak anılmaktadır Muharrem ve Safer aylarını matem ayları olarak kabul ederler. Yine Hadis kitaplarına göre aşure gününe bu ismin verilmesinin hikmeti, Allah'ın aynı gün 10 peygamberine 10 değişik ikram ve ihsanda bulunmasıdır.

Hz.Nuh’un Nuh Tufan diye adlandırılan bu Tufan’dan kurtuluş günüdür.Aşure pişirilmesi olayı ise; Gemide kalan erzakların toplanarak pişirilmesi olayıdır. aşure pişirmenin dini bir dayanağı yoktur. yapıldığı takdirde sevap alınır.

Peygamberimiz, özellikle Aşure günü, ibadet etmek için faziletli bir gün olarak görülür. Müslümanlar aşure günün ibadet ederek, oruç tutarak ve aşure yapıp dağıtarak geçirir. Allah Resul’ü Muharrem ayının 10. gününe denk gelen Aşure gününde oruç tutmayı tavsiye etmiş ve "Aşure günü tutulan oruç, geçmiş senenin günahına kefaret olur" buyurmuştur. Yahudilere benzememek için de sadece Aşure gününde değil,Muharrem ayının bu ayın başında, sonunda veya ortasında yani 13, 14, 15'inci günlerinde ya da 9, 10 veya 10 ve 11'inci günlerinde oruç tutulabilir.

Haram ayları sırasıyla şöyledir

Muharrem - Recep - Zilkade ve Zilhicce aylarıdır, bu aya giren inanan inanmayan bütün Yahudi ve Hristiyanlar hiç kimseyle savaş yapmazlar yapmamaya gayret gösterirler.

kıymetli okuyucularım: Hicri takvim ilk olarak Hz. Ömer (r.a.)döneminden itibaren de resmiyet kazanmış olup o günden bugüne kadar kullana gelmiştir.

Ve şu an içinde bulunduğumuz Muharrem ayının dikkat çeken üç önemli özelliği vardır:

1-) Allah bu ayda müslümanla savaşmayı yasak kılmış ve Muharrem ayını

müslümanlar açısından kutsal addetmiştir.

2-)Muharrem ayı, Ramazan ayından 

sonra oruç tutmanın en faziletli olduğu aylardan biridir ve oruç tutmanın büyük sevap olduğu bilinen “aşure günü” bu aydadır.

3-) Peygamberimiz’in ciğerparesi Hz. Hüseyin (r.a.) efendimiz ve beraberindeki bazı müslümanlar bu ayda şehit edilmiş, dolayısıyla müslümanlar için Muharrem ayı, bir hüzün ayı olmuştur aynı zamanda Hicret hadisesi Peygamberimiz döneminde yaşanmış tarihsel bir olay değildir.

Sadece haramlardan helallere bir kaçış, batıldan hakikata bir yürüyüş, dalaletten hidayete bir yönelişin adıdır, Bu günümüz müslümanları içinde geçerlidir.

Haramlardan kaçış helale yöneliş için bir mekkeden Medine’ye yöneliştir.İslam tarihinin en önemli olaylarından biridir."Yüce Allah Kuran'ı Kerimin ayetinde;"İman edip de hicret edip, mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihat edenler Allah katında en büyük dereceye sahiptirler.İşte bunlar murada etmiş olan mutlu kullardır.(Tevbe suresi, 9:20) 

Burada hiçreti anlamak için bir müslüman olarak sormak istiyorum İnsanın doğduğu, büyüdüğü ve yaşadığı toprakları inancı uğruna terk etmesi büyük bir fedakârlık değilmidir? 

Bu nasıl bir fedakârlık iman etme inanmak meselesidir. Bütün mallarından inancı doğrultusunda terk ederek, sadece Allah rızasına koşmaktır. İşte bunun adı hicret‘tir.

Hicrî takvim bütün İslam ülkelerinde Dini vecibelerini (ibadetlerini)yerine getirirken müslümanlarca kullanılan bir takvimdir 

1-) Hicri takime göre ayarlanan namaz vakitleri bizim pek çok ibadetimize yön verir. Örneğin oruca başlarken imsak vaktini dikkate alırız, orucumuzu açarken ise akşam namazı vaktinde açarız.

2-)Önemli gün ve gece ve ayları ona göre belirleriz; Kur’ân-ı Kerim mesajının tamamı Ay Takvimi esasına göre inmiştir. Her biri zaman mefhumuna dayalı olan İslamî kavramlar, Ay Takvimi’ne göre düzenlenmiştir. 

Temel ibadetlerimizden Hacc’ın ifası, orucun ne zaman başlayacağı ve biteceği, mübarek kandiller ve bayramlarımız, hangi gece veya gündüzlerin diğer gecelerden üstün olduğu veya feyiz ve bereket açısından daha önemli olduğu hep Hicri Takvim esasına göre belirlenmiştir. 

 

3-)Yüce takım İslam’a inanan gönül veren ve müslümanların takvimidir.

Allah Rasulü Mekke’de Medine’ye yolculuğunu esas alan takvimdir.

Kur’ân-ı Kerim mesajının tamamı Ay Takvimi esasına göre inmiştir.

İslamî zaman ve kavramlar,Ay Takvimi’ne göre  düzenlenmiştir. bu denli önemli arz eden Hicrî takvimin yeri çok büyüktür.

Müslümanların hicri yıl ve hicri takvimden hiç haberi yoktur, Ancak..! Her yıl Miladi yılbaşı  Hiristiyan âlemince görkemli kutlamalarlara alet olmaktadır.Ne yazık ki buna müslümanlarda alet olmaktadırlar.Bu hususta sevgili Peygamberimiz (s.a.v) efendimizin bizlere önemli bir hatırlatması vardır."Kim bir kavme (topluluğa) benzemek çalışırsa o, zaten ondadır.(Ebu Davud, libas 4)

Şöyle bir soru sorsak..! Neden bir müslüman ülke olarak Hiristiyan âleminin kullandığı miladi takvimi kullanmak hayatımızı ona göre ayarlamak zorundayız işte burasını iyi düşünmemiz gerekiyor, Gerçekten sizlercede bir gariplik yokmudur? 

İslam âlemi hep birliktelik içinde olsalar Hristiyanların takvimine karşı kendi hicri takvimlerini kullansalar olmazmı ?

Burada şunu da sizlere şunuda hatırlatırım..! Kur’an-ın bütün mesajının hicri takvime göre inmiştir.

Bizler hicri yılbaşımızı kutladığımız bu günlerde hem maddi hem de manevi olarak kendi şahsımızda ve içinde bulunduğumuz toplum içinde ve ailemizle birlikte hicreti yaşamalı ve yaşatmalıyız. 

Bu aylarda haram ve günahlardan uzak bir hayat yaşamaya gayret etmeliyiz. Bunun için de bütün insanlık bizim dilimizden ve elimizden asla zarar görmemelidir 

Burada sözlerime son verirken, Tüm İslam âleminin 1 Muharrem ayı ve Hicri yılını tebrik eder, sağlık, sıhhat ve afiyetler içinde hayırlar getirmesini temenni ederim.

İlahiyatçı yazar ✍️ Hüseyin DENİZ

Bu yazı 177 defa okunmuştur .