HAK DİN İSLAMDIR,YOLUDA SIRATI MÜSTAKİMDİR
Allahü Teâlâ’nın geçmişte, şimdiki zamanda ve gelecekte de kabul ettiği ve razı olduğu dinin adı İslam’dır. İslamiyet hak ve hakikat bilgisi, saadet ve selamet yolu, beka ve huzur duygusudur. Asr-ı saadeti haliyle kaliyle yaşamaktır. İslamiyet hicri 1. asırda 3 kıtaya yayılmıştır. İslamiyet kaynak itibariyle rabbani olup vahiyle bildirilmiştir akla uygun nakil dinidir. Allah’ın koruması altındadır. İslamiyet’i Hz. Muhammed aleyhisselâm tebliğ etmiş, açıklamış aynı zamanda tatbik etmiştir. Sabit hakikatlerden ibarettir. Herhangi bir teorinin, doktrinin, ideolojinin ürünü değil, kapsayıcıdır. Hayatın bütün yönlerini kapsar. Bu başka hiçbir dünya görüşünde yoktur. İklim, bölge, ırk ve sınıfa göre değil hedef kitlesi bütün insanlıktır.
Fetihler sonucu İslam coğrafyası genişlemiştir. İhtida edenlerin yanı sıra İslam toplumuna münafıklar da girmişlerdir. Gayri Müslimlerin İslam karşıtı faaliyetleri hiç durmamıştır. Allahü Teala’nın dosdoğru yolu olan sırat-ı müstakimden tarih içerisinde sapmalar meydana gelmiştir. Aşırılık, taassup, ilmi ve fikri yetersizlik neticesinde ötekileşme oluşmuştur. Müslüman adını taşıyan şahıs, grup ve tekfirci zihniyete sahip teşekküller katliamlar yapmışlardır. Yapılan araştırmalara göre gün geçtikçe Hristiyan nüfusu azalmakta Müslüman nüfusu artmaktadır.
Batının olumlu İslam Radikal İslam
gibi İslam’a yönelik faaliyetleri yanında Dinler arası diyalog, İbrahim’i dinler gibi projeler ile “vasat Ümmet”(aşırılıktan uzak) olan Müslümanların itikatlarını tahrif için faaliyetlerini yürütmektedirler. Bu emellerine ulaşmak için medya dahil her türlü vasıtaları kullanmaktadırlar. İslamofobinin arka planında kültürel ırkçılık yatmaktadır. İslamofobiyle etkili bir mücadele için mutlaka güçlü bir medyaya ihtiyaç vardır.
Hazreti Adem’den son peygamber Hz. Muhammed’e kadar tebliğ edilen dinin ismi İslam’dır.
İslam, Allah’u Teala tarafından Hazreti Muhammed’e Hz. Cebrail vasıtasıyla vahyedilen ilahi kanunların muhtevasıdır. Bütün peygamberlerin insanları davet ettiği Allahü Teâlâ’nın razı olduğu ve beğendiği din İslamdır. İman esaslarında, bütün peygamberler aynı esasları tebliğ etmişlerdir. Çünkü kaynakları birdir, o da vahiydir.Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır.” (Âl-i İmrân 19) Allahü Teâlâ’nın zatı ve sıfatları hakkında kelimeleri tektir.
Hz. Muhammed’in kendinden önceki peygamberlerin iman esaslarını aynen tebliğ etmiş olması tesadüf olamaz. “Onlar (peygamberler) Allah’ın hidayet ettiği kimselerdir. Öyleyse sen de onların gittikleri yola tabi ol.” (En’am 90) Bu ayet-i kerime peygamberlerin aynı iman esasına tabi olduğunu bildirmektedir.
Allahü Teâlâ’nın bütün elçileri adaletle hükmetmekle, helal kazanmakla, Allah’a ibadet etmekle, iyi işler yapmakla emrolunmuşlardır. Bugün emrolunduğumuz ibadetler de daha önceki peygamberlerin ümmetlerine de emredilmiştir.
İslamiyet gerçekte kurtuluş yoludur.
Sırat-ı müstakim hakkında dini ve ahlaki hükümlere uygun bir hayat sürme, her türlü aşırılıktan sakınma, Allah’a itaat edip Hz. Muhammed’in sünnetine uyma şeklidir.
“İşte bu, benim dosdoğru yolum. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar sizi parça parça edip O’nun yolundan ayırır. İşte size bunları Allah sakınasınız diye emretti.” (En’âm 153)
Allah Resul’ü yere dümdüz bir çizgi çizer ve daha sonra, sağından ve solundan birer çizgi daha çizer, “Bu da sırât-ı müstakimden ayrılan yollardır. Her yolun başında bir şeytan durmaktadır” şeklinde buradakilere tarif etmiştir. (İbn-i Hanbel, III-397)
Resulullah!“Benim ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Birisi dışında hepsi ateştedir. O hangisidir diye sorulduğunda, o da benim ve ashabımın sahip olduğu dinî anlayışa sahip olandır şeklinde diye cevaplandırdı.” (Tirmizi, İman, 18.) Büyük alim Hatip El Bağdadi, ümmetin bu 73 fırkaya ayrılacağı hususunu,hadis itikadi ayrılıklarla alakalı olup fer’i hükümleri muhtevi değildir.
İslam ana gövdedir.Din İslam’dır, kaynağı kuran ve sünnettir. aksi ise bir Din dışı ve Bid'at’tır.
Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ
YORUMLAR