HAC İBADETİ VE BİLİNMESİ GEREKENLER
Hac ibadeti:Bir şükürdür,hayata yeniden başlamaktır,aslına, özüne rücu kulluğa dönüştür.
Aynı zamanda bu dünyadaki işlenen bütün günahlardan arınma ve söz verme teslim olma yeridir.
***
Allah rasûl’ü (sav) “Kim sevabını umarak mükafatınıda Allah’tan bekleyerek haç ibadetini yaparsan, anasından doğduğu gibi geçmiş günahlarından aranır, ve kurtulmuş olur.
Cenabı Hak Kur’an-ı Kerim Ali İmran Suresi 97’de ise: ”Orada apaçık nişâneler, (ayrıca) İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur. Yoluna gücü yetenlerin o evi haccetmesi, Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki,şüphesiz, Allah âlemlere karşı muhtaç olmayan gani’dir.
-Resûlullah bir hutbelerinde bize şöyle buyurdular : “Ey insanlar! Hac size farz kılındı, haccedin!’” (Müslim, Hac, 412)“...(Allah tarafından) kabul edilmiş haccın karşılığı ancak cennettir.” (Buhârî, Umre, 1)
***
Hac ibadeti;İslâm’ın beş temel esasından biridir,
Hem bedeni ve hemde malî yönü olan bir ibadettir.
Peki hac ibadet kimler için farz’dır
Sağlık, servet ve yol emniyeti yönünden hac etme imkânına sahip olan,akıl sağlığı yernde ve buluğ çağına ermiş olan müslümanlara farzdır
Bu şartları taşıyan kişilerin imkân elde edince, geciktirmeden bu farzı yerine getirmesi gerekir.
Bir insana haccın farz olması için zekât verecek konuma gelmesi şart değildir,İmkan meselesidir.
Hayatında bir defa hac yapmış kişinin bir daha haccetmesi gerekmez.
Suûd Hükümetinin koyduğu kota sınırlaması nedeniyle müracaat ettiği halde,çekilen kura’da ismi çıkmadığı için hacca gidemeden ölen kimseler, hacca gitmeye imkân bulamadığı için borçlu olarak ölmüş olmaz.
Ancak; hac ibadetini yapmış bir kişinin,adet haline getirip 2 -3-5 defa hacca tekrar yazılması onun en doğal hakkıdır,ancak bu doğru bir şey değildir.Hiç hacca gitmemiş olanların hakkına girmiş ve vebal altında kalmış olurlar.
Çünkü hali bahtiyarında olanın bir defa hacetmesi farzdır ve bu farzın yapılmasını engellemiş olurlar.
***
Kendisine hac farz olan kimsenin, haccını bizzat eda etmekle yükümlü olması için, sağlıklı olması, tutukluluk veya yurt dışına çıkma yasağı olmaması,bir ve yol emniyetinin olması şarttır.
Birde Hac yolculuğuna katlanamayacak ve derecede
düşkün,hasta olanlar ile yaşlılar, hac kendilerine farz olsa bile, eda ile yükümlü değildirler. Bu durumda olanlar şartları oluştuğu takdirde bizzat haccederler. Eğer şartlar oluşmazsa kendi yerlerine bedel göndererek hac yaptırırlar.
Hacca yazılıp da kur’ada ismi çıkmadığı veya yurtdışına çıkışla ilgili başka engellerden dolayı gidemeyen kişiler için bu da bir mazerettir.
***
Bir insana haccın farz olması için zekât verecek konuma gelmesi şart değildir. Borcu ve aile fertlerinin her türlü ihtiyacı dışında hacca gidip gelecek kadar parası, malı mülkü ve imkânı bulunan kimseye, haccın farz olması için gerekli olan diğer şartları da taşıyorsa hac farz olur.
Sahabelerden biri,Hz peygamber sav efendimize sordular; “Hac yapmayı farz kılan şey nedir?” Hz. Peygamber (s.a.s.), “Azık ve binit.” cevabını vermiştir
***
Dolayısıyla bir kimsenin aslî (temel) ihtiyaçları, varsa borcu ve bakmakla yükümlü olduğu insanların nafakası dışında hacca gidip geleceği sürede kendisine yetecek kadar yeme, içme ve barınma giderleriyle yol parasına sahip olması durumunda kendisine hac yapmak farz olur. Ayrıca zenginlik ve nisap miktarı mala sahip olması gerekmez.
Kendisine hac farz olan kimse, çocuklarını bırakacak hiçbir güvenli yer bulamaması hâlinde bu imkânı elde edinceye kadar hacca gitmekle mükellef olmaz. Böyle bir kimse imkân bulduğu ilk fırsatta gecikmeden bu görevini yerine getirmelidir. Kişinin evlenme çağında bekâr çocuğu da bulunsa, bu şartları taşıması hâlinde hac etmesi farzdır.
***
Hacca gitmeyip de, hac parasını çocuğunu evlendirmek veya bir fakirin ihtiyaçlarını gidermek için kullanırsa, hac yükümlülüğü o kişinin üzerinden kalkmaz.
***
Diğer taraftan, haccın farz olması için gerekli şartları taşıdığı hâlde, hac mevsiminde hazır parası bulunmayan ve borç aldığı takdirde bunu daha sonra ödeme gücüne sahip olan kişilerin, bu görevi bir an önce ifa etmeleri için,borç alarak hacca gitmeleri uygun olur.
Bankada ki, vadeli bekleyen paranın aslı helal olduğu için bu para ile hacca gidilebilir.
Peki o paranın faizi nasıl olacak diye soranlara,faiz dinimizde çok büyük günahlardandır, artık yapacak bir şey yok onu ordan mutlaka alınarak bir hayır kurumuna veya ihtiyaç sahibi fakirlere verilebilir.
***
Birde torpil yapmadan, başkasının hakkını gasp etmemek kaydıyla görevli olarak hacca giden kimseler, ister zengin ister fakir olsun yaptığı hac kendi adına geçerlidir.Yaptığı görev karşılığında ücret almasına bunu değiştirmez. Eğer kendisine hac daha önceden farz olmuş idiyse, farz olan haccı eda etmiş olur.
***
Hanefî mezhebine göre evli bir kadının kendisiyle birlikte gideceği bir mahremi yoksa hacca gitmesi uygun olmasa bile Şâfii ve mâliki mezhebinin görüşüne taklit ederek vede kocasının iznini ve rızasını alarak güvenilir bir şekilde mahremdiz hac etmesi mümkündür.
Diğer taraftan,yanında bir mahremi varsa ve diğer şartları taşıyorsa kocası, kadının farz olan hacca gitmesine engel olamaması gerekir. Umrede böyle değildir.Yanında mahremi olsa bile kocasının izni olmadan bir kadın umreye gidemez.
***
Ülkemizden giden hacılar, değişik iklim şartlarında uzun süre ihramda kalmanın doğurduğu zorlukları dikkate alarak genellikle "temettu haccı" yapmaktadırlar.
***
Hacca giden kişinin hacla ilgili olan kurbanları memleketinde kesilebilir mi?
Birde bunun bedellerini bağış yapabilirim?
Kesinlikle hayır haram bölgesini dahilinde kesmeleri gerekir. Kesecekleri kurbanın bedelini bağışsa yapamazlar.
hac yaptıktan sonra kişinin orada ticaret yapmasında bir engelde yoktur.
***
Hasta ve yaşlı olanlar vekâleten yerine bir başkasını gönderebilirler.
Herhangi bir İş için hac mevsiminde O Ülkede bulunanlar hac ibadetini yerine getirmeleri halinde hac görevlerinide yerine getirmiş ve yapmış olurlar.
***
Rabbim:Hac yapan kardeşlerimizin hacılıklarını kabul eylesin
Rablerine verdikleri sözlerini yerine getirmeni nasip eylesin
Rabbim: Cümle kullarına,bizlere ve gitmek isteyenlerede gitmek nasip eylesin
İlahiyatçı yazar Hüseyin Deniz