EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN ÖNEMİ
Reklam
Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Huzur Köşesi

EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN ÖNEMİ

08 Eylül 2024 - 10:10

EĞİTİM VE ÖĞRETİMİN ÖNEMİ

Ülkemizde Okullar 2024-2025 eğitim öğretim yılı 9 Eylül 2024 Pazartesi günü başlayacak. Öğrenciler, 17 Ocak 2025 Cuma günü sona erecektir 

Eğitim, önceden saptanmış esaslara göre insanların davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı etkiler dizesidir. Eğitim, bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak istedik değişme meydana getirme sürecidir.

Öğretim ise; Bir kişiye belirli becerileri aşılama eylemini ifade eder. Eğitim, sınıfta veya herhangi bir kurumda teorik bilgi edinmeyle ilgilidir, Öğretim belirli becerileri geliş- tirmenin bir yoludur, oysa eğitim tipik bir öğrenme sistemidir.

Eğitim kendi hayatlarımızı devam ettirip daha iyi noktalara taşıyabilmekten tutun da toplumsal gelişime ve ilerlemeye kadar eğitimin yaşantımızdaki yeri ve önemi konusundaki hiç şekilde tartışılmaz ve ekmek ve sudan sonra, halkın en çok ve zorunlu ihtiyacıdır. sözün özü;İnsan eğitimle doğmaz;lakin eğitimle yaşar.

Eğitim, meyvenin kendisi değil, bilgi ağacından meyve toplamaya yarayan bir merdivenlik görevi görür,iyi niyetleri, iyi sonuçlara çevirir.

Eğitimin gerçek tek amacı, insanı sürekli sorular sorar, konular hakkında kafa yordurarak toplumdaki yerini bir durumda tutmaktır.

Mesela:Davranışlarımızı, düşüncelerimizi, tutumlarımızı, inançlarımızı ve daha birçok şeyi önemli ölçüde etkileyen ve değiştiren eğitimin önemi öncelikle din ve ahlakla ilgili fikirleri benimsemek,ünlü düşünürlerin ve bilim insanlarının sözlerini  merak ederek onları kendisine örnek teşkil edecek bir yaşam haline getirmesidir, Bazen de akıl tutulması yaşıyoruz buna da gerçekten şaşmamak elde değildir.

Eğitimin merkezi ve yuvası olan okullarda, ilim ve edep verilmesi gereken yerde ahlaksızlık ve edepsizlik öğretilmekte ve bunu da dikta etmektedirler. 

Her bir aileden okumak ve eğitim almak için bir araya gelen öğrencilerimizin elbette ki bir takım fikir ve görüş ayrılıkları ortaya çıkacaktır.

Ancak burası bir mektep’tir ilim ve irfan yuvalarıdır, buralarda Eğitim ve öğretimin başlamasında ve sonrasında görselde, mezuniyet töreninde ellerinde "Ay tek adamla ömür mü geçer"   pankartlarından tutunda aile terbiyesi dışına çıkarak her bir gencimizin sevgililer edinerek sosyal medyalarda boy boy resimler yer alıyor. Aileler çocuklarını bu yerlere  eğitim ve öğretim alma için gönderiliyor,maalesef onlar bu okullarda kesinlikle hepsini kapsamıyor bazı öğretmenleri sayesinde bu çocuklar ahlak ve edebini kaybederek deist ve ateist oluyorlar.

Ünlü Şair Cengiz  Numanoğlunun burada konu ile alakalı yazılmış bir tizelerine yermek istiyorum "Âlim sanma, her gideni mektebe, Ahlâk yoksa, yok ilimde mertebe. Ne farkeder? tut ki cübbe giydirsen, Pâye versen, kitap yüklü merkebe.." Bu şiir bizlere  eğitim ile ahlak arasındaki derin bağı vurgular. Gerçekten de, sadece okul sıralarını doldurmakla ya da diplomalarla donanmakla âlim olunmaz. Bir insanın gerçek anlamda eğitimli sayılabilmesi için ahlaki değerlere sahip olması gerekir.Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinde eğitim sistemi, sadece bilgi vermekle sınırlı kalmaz, aynı zamanda ahlaki değerleri de ön planda tutardı. Medreselerde verilen eğitim, İslam ahlakını ve adalet anlayışını öğrencilere aşılamayı amaçlardı. Bu eğitim sisteminde ilim ve ahlak birbirinden ayrı düşünülemezdi. Örneğin, Selçuklu medreselerinde öğrencilere sadece dini ve bilimsel bilgiler değil, aynı zamanda topluma karşı sorumlulukları, adalet ve merhamet gibi değerler de öğretilirdi. 

Osmanlı döneminde ise medreseler, öğrencileri sadece ilmi konularda değil, aynı zamanda ahlaki konularda da eğitirdi. Eğitim, insanın hem dünya hem de ahiret hayatında başarılı olmasını amaçlayan bir bütünlük içerisinde verilirdi. Bu sayede Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinde yetişen ender âlimler, sadece bilgiye sahip kişiler değil, aynı zamanda yüksek ahlaki değerlere sahipti ve her bir  bireyin bu günümüze ışık tutan ve toplumun hizmetine sunulan binlerce eserleri vardır.

Amma velakin,günümüzdeki gençlerden bir çoğu sadece kuru bir diploma peşinde koşmaktadırlar. Adâp edepten yoksun ahlaki değerleri olmayan bir şekilde hayata atılmaktadır. Oysa ki, eğitim kurumları sadece bilgi vermekle kalmamalı,aynı zamanda edep ve adapla birlikte eğitim verilen yerler olmaktadır. Ahlak olmadan hiç şekilde ilimle de bir yere varılmaz. Akınan diplomalar, cübbeler, unvanlar bir yere kadar anlam taşır. Önemli olan, bu bilgi ve unvanların arkasında yatan değerlerdir.

Günümüz şartlarında, verilen eğitimlerin yetersiz olduğu kanısındayım, bir de şahsi ve kanaatimdir benim paralı eğitime karşı büyük bir tepkim var ve hala devam etmektedir 

Milli Eğitim Bakanlığınca adı üstünde milli ve manevi değerlere saygılı vatanına bayrağına ezanına kutsallarına ve  ırk ve renk ayrımı yapmaksızın verilmesi gereken bir eğitim eğitimden yanayım.

Hülasa Dostlar, , Osmanlı ve Selçuklu eğitim sistemlerinden alacağımız çok ders var. Eğitim sadece okullarda verilen bilgilerle sınırlı kalmamalı. Gençlerimize doğruyu yanlışı ayırt edebilme, insanlık değerlerini benimseme ve ahlaki bir duruş sergileme bilinci kazandırılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, âlim sanılan her mezun, ahlak yoksunu olduğunda gerçek bir âlim olamaz. Eğitim ve ahlak, bir elmanın iki yarısı gibidir; biri eksik olduğunda diğerinin de bir anlamı kalmaz.

Eğitim ve öğretim almış kişilerin durumu aşağılanmış meyvelere benzerler.

O kişiler; Milletine vatanına, bayrağına, ezanına ve kutsallarına değer veren kişilerdir.

Eğitici olan Öğretmenlerimiz ise; çocuklarımıza toplumdaki yerlerini , Onların yaşamlarında başarılı olmalarını ve için yol gösteren navigasyon aracı gibi dediler.

Her ne olursa olsun Hz. Ali bana bir harf öğretenin kölesi olurum düstur ile eğitim veren öğretmenlerimizin ellerinden öpüyorum çocuklarımızın yeni eğitim ve öğretim yılının hayırlı uğurlu başarılı olmasını diliyorum

Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ

 

Bu yazı 86 defa okunmuştur .