DÜŞÜNCE,TEFEKKÜR,AKLETME VE ONU YAŞAMAK.
Düşünce; Sözlüklerde düşünmek eylemi “Zihninde bir şey canlandırmak, elde edilen bilgilere zihnî faaliyet uygulayarak düşünce meydana getirmek, fikretmek; tefekkür etmek; aklından geçirmek, tasarlamak”; düşünce ise “Zihnin bir şey hakkında edindiği düşünme ürünü olan kavram, fikir” olarak tanımlanmaktadır.
Allah Resulü (S.a.s)efendimiz bir hadislerin de; “Bir saat tefekkür bazen bir sene (nafile) ibadetten daha hayırlıdır buyururlar.(Suyutî, Camiu’s-Sağir) Bu hadisi şerif düşünen akleden insanlar için ne derin anlamlar içerir.
Allah Teâlâ buyurmuş ki:
"Yedi göğü birbiriyle tam bir uygunluk içinde yaratan O’dur. Rahmânın yaratışında hiçbir uyumsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?
Sonra gözünü tekrar tekrar çevir de bak; (kusur arayan) göz aradığını bulamadan bitkin olarak sana dönecektir." (Mülk/3-4)
Bu âyet; kuru bir öğünme değil. Rabbimiz, her şeyi hikmetlice yaratmış.
Dünyada yaşamak o yüzden çok güzel. Sanat galerisinde dolaşır gibi bakıyorsunuz etrafa.
Nizam, muntazam!..
Resim, mükemmel!..
Nakış nakış işlenmiş her âlem!..
Eserin müessrini gördükçe daha çok tesirleniyor insan.
"Bakmak"la "görmek" arasındaki ince çizgiyi keşfediyor, "basîret"le tanışıyor.
O arttıkça; iman, taklit olmaktan çıkıyor, tahkike doğru yol alıyor.
Bu kez bir heyecan kaplıyor yüreğimizi...
Bu Nakkaş'la tanışmak nasıl olacak, yüz yüze gelebilecek miyiz, sesini duyacak, cemalini görebilecek miyiz?
İşte o zaman da ölüm sevimli geliyor.
Ahiret perdesi açılmadan o taraftaki âlemi seyretmek mümkün değil.
Yalan dünyayı bu kadar donatan, gerçek dünyayı kimbilir nasıl yaratmıştır, ne güzelliklerle süslenmiştir?
Sonra günahlarımız geliyor akla.
Ya orada bizimle görüşmeyi kabul ve tenezzül etmezse!!!
Dünyada, azâmetini gördükçe "sübhanallah" diye taaccüb ettiğimiz ve hayran kaldığımız bu "mutlak varlık", bizi huzura alır mı?
İşte o zaman heyecan basıyor kalbimizi. Küt küt atmaya başlıyor.
Ötelerden bir hadis yetişiyor imdada: "Kişi, sevdiğiyle beraberdir."
Rabbim habip yüzü suyu hürmetine bizi sevdiği kullarından eylesin
Allah’a ve onun Resulü olan sevgimiz ve inancımız,Tesbih böceği gibi büzülüyor ruhumuzda.
Dilimizde "elhamdülillah" dökülüyor yavaşça. Ve yeniden seyre koyuluyoruz bu âlemi.
Zerreden kürreye...
Atomdan galaksilere,
İlk yaratılıştan, kıyamete varıncaya kadar.
Kişi, sevdiğini her yerde görür.
Ve gün gelir, sevdiği ona görünür.
“Gerçek şu ki kâfir olanlardan başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez.” (Yûsuf sûresi/87)
Mecnun’un leylasına alık olması ve sonunda mevlâsını bulması gibi Rabbim bizim gönlümüzde de senin sevgini sevdanı eksik eyleme.
Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ