ÇOCUKLARININ EBEYNLERİ ÜZERİNDEKİ HAKLARI
Reklam
Hüseyin Deniz

Hüseyin Deniz

Huzur Köşesi

ÇOCUKLARININ EBEYNLERİ ÜZERİNDEKİ HAKLARI

03 Temmuz 2024 - 12:18

ÇOCUKLARIN EBEVEYN ÜZERİNDEKİ HAKLARI !

Eğitim öğretimin ilk başladığı yer ailedir, her aile çocuklar için bir eğitici ve öğretmendir

Her öğretmen insanlığın geleceği için savaş veren bir gizli kahramanlardır.

İşte bu yüzden Atalarımız, “Ne ekersen onu biçersin demişler.

Müslüman bir aile İslam adına kendisi ne öğrenmiş ise, o kendisi

ne öğrenmişse, çocuklarına da mutlaka öğretmelidir. 

Cami ve Kur’an kurslarında Yaz Kur'an kurslarımız başladı Kur'an ve dini bilgilerin öğrenmenin  tam zamanıdır, Çoluk çocuğumuzada  bu dini bilgileride öğretmeye çalışalım. Onları Kur'ân'dan mahrum kalmamalarını temin edelim. Bu Aynı zamanda     Efendimiz sav efendimizin anne-babaya yüklediği bir vazifedir.

Çünkü Kur'ân öğretmek, aynı zamanda insanın ebedî hayatının kurtulmasına vesiledir.

Allah Resul’ü sav efendimiz şöyle buyurmuştur: "Kim bir çocuğa Kur'an-ı Kerim'i öğretirse, Allah onun boynuna öyle bir gerdanlık takarki, kiyamet gününde önceki ve sonraki insanlar ona hayran olurlar."

Dinimizde bir çocuğun Anne ve baba üzerinde bir takım hakları vardır. Onlara  Allah'ın kitabını öğretmesi ve dini diyanete öğretmesidir 

Kendisi öğretiyorsa öğretir, değilse Kur'ân kursu ve benzeri bir yolla öğrenmesini temin eder.,

Küçük yaşta Allah'ın kitabını,dini islamı öğrenmeye çalışan çocuk Kur'ân terbiyesi ile yetişmeye, onun feyziyle teneffüs etmeye alışır ve solu cennet olan bir hayat yaşamasını vesile olur.

kur’an-ı Kerim tekviye suresinin altıncı ayetinde: “Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun buyuruyor.

Çocuklarımız Kur'ân'ı öğrenmekle kendi mânevî hayatında mesafeler aldığı gibi, hayatını İslam’a ve kitaba uygun bir hayat yaşadığı gibi,anne-babasının ebedî saâdeti için de faydalar temin eder.

Allah Resul’ü sav efendimiz bir bir hadislerinde;"Kim Kur'ân okur, öğrenir ve onunla amel ederse, kıyamet gününde anne ve babasına nurdan bir taç giydirilir. Onun ışığı güneşin ışığı gibidir. Onun anne-babasına iki elbise giydirilir ki, dünya malı onunla boy ölçüşemez."

Ciğer paralarımız okulların tatil olmasıyla beraber karlarını aldılar ve yaz tatiline girdiler.

Her yıl öğrencilerimiz iki defa bize karne getirir. Karneyi getirirken, “Baba, anne bak karnemi getirdim” diye sevinçle eve geldiklerinde, heyecanla kucağımızı açıp çocuğumuzu kucağımıza alıp, “Aferin benim oğluma, kızıma” sözlerini duymak isterler.

Şöyle bir düşünürsünüz... Daha dün dünyaya gelmişti sanki.... 

Ne çabuk da büyüdüler,önlüklerini giydiler ve koskoca bir yıl bitti. Şimdi de karşıma geçip, bana karnelerini gösteriyorlar.Evet, zaman su gibi akıp gidiyor. Zamanı en iyi şekilde değerlendirmek bizim için çok önemli olmalıdır.

İşte bunun için geriye hayırlı evlat bırakmak her bir müslüman için asli görevlerindendir.

Sizden sonra cami cuma bilen anlını secdeye koyan islam mayası ile mayalanmış,aşısı Yüce islâm olan bu genç dimağlar bizim için çok ama çok önemlidir.

O çocuklarımızın aldığı karnelere  başka bir gözle bakmaya sizleri davet ediyorum. 

Karneye alelâde bir kağıt parçası değil de, ahirette biz kullara verilecek, dünyada benimsediğimiz inançlar ve yaptığımız amellerin kayıtlı bulunduğu bildirilen defter (kitap) veya mahşerde görülmesinden sonra sahibinin durumunu açıklayan belge diye tarif ettiğimiz amel defteri verilmiş gibi baksak acaba nasıl bir duygu içinde oluruz?

“Baba, anne bak karnemi getirdim” diye sevinçle eve geldiklerinde, heyecanla kucağımızı açıp çocuğumuzu kucağımıza alıp, “Aferin benim oğluma, kızıma” sözlerini duymak isterler.

Şöyle bir düşünürsek... Daha dün dünyaya gelmişti sanki.... Ne çabuk da büyüdüler, önlüklerini giydiler ve koskoca bir yıl bitti. Şimdi de karşıma geçip, bana karnelerini gösteriyorlar. 

Evet, zaman su gibi akıp gidiyor. Zamanı en iyi şekilde değerlendirmek bizim için çok daha önemli olmalıdır.

Karneye bakarken, amel defterinizde yazılı olan şeyleri görecek ve gayr-i ihtiyari olarak “Ben yapmadım...” diyeceksiniz. Fussilet suresinde; kulakların, gözlerin ve derilerin yüzüleceği,

Yasin suresinde de kıyamet günü ağızların mühürlenip ellerin ve ayakların insanın işlediği fiiller şahitlik yapacağını bildirmesi amel defteriyle ilgili olarak Allah Teala’nın kıyamet sahnelerinden bizi haberdar ettiğini göstermektedir.

Bizleri bu dünyaya hangimizin daha iyi iş yapacağını, hangimizin daha iyi bir kul olacağını tesbit için ölümü ve hayatı yaratan Allah (C.C.), bizlerin karnesini, amel defterini görevlendirdiği melekler tarafından yazdırmaktadır.

Kur’an’da zikredilen kitap ve suhufun insan ömrünün muhasebesinin yazılı bulunduğu defter anlamını ifade ettiği gibi, bir çok müfessir tarafından da kişinin hesabının görüldüğünü bildiren bir belge anlamına gelebileceği belirtilmiştir. 

Ehl-i sünnet alimleri amel defterlerinin bilinemeyeceği, bu dünyadaki defterlere de benzetilemeyeceği görüşündedirler.

Değerli dostlarım,Teşbihte hata olmaz, derler. Bir nebze de olsa, dünyadan misal getirerek, ahireti hatırlayabildiysek ne mutlu...Artık karnelere bir başka gözle bakarız inşallah...

Allah’ın bizlere emaneti olan gözbebeğimiz yavrularımızı ve neslimizi Rabbimiz âhir zamanın tüm fitnelerinden muhafaza eylesin , Kur'ân rûhuyla ve nûruyla süslesin. Bu dünya fani, her gelen göçücüdür, önemli olan ailemizin toplumda vitrini olan çocukların hem dini hemde milli alanda yetişmesinde elbetteki bize düşen görevler çoktur,.

Bizler bu sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz, aksi taktirde sorumluluktan kurtulamayız.

İyi anne baba olmak için önce iyi insan olmak gerekir. Güvenilen dürüst bir baba olmak, evlada verilebilecek en büyük hediyedir.

Eğitici öğretmenler ise ,gelecekle şimdi arasında bir köprüdür.

İlahiyatçı ✍️ yazar :Hüseyin Deniz

Bu yazı 96 defa okunmuştur .