BU GİDİŞLE NEREYE?
İnsanoğlu, kafasını havaya kaldırıp şöyle uçsuz bucaksız Sema’yı ayı yıldızları temaşa etse,
Tekrar kafasını önüne çevirip sonra sağına soluna şöyle bir baksa, dağı,ovası, uçan kuşu, açan çiçeği, şırıl şırıl akan suyu, ve binlerce renk cümbüşü şeklinde süslemiş olduğu şu yalan dünyayı insanın ve insanlığın istifadesine sunmasının karşılığında elbetteki Allahın kullarından bir beklentisi vardır.
O da ona kulluk yaparak, ebedi kalacağı cenneti kazanmak için mücadele içinde olmasıdır.
İnsan ; bazen kendini de okumalı..
Hatta yargılamalı...
İnsan olmanın sorumlulugu ve bilinci içerisinde olmalı empati yapmalıdır.
Hiçbir zaman peşin hükümlü olarak kimseyi yargılamamalıdır.
İnsanoğlu kendine has sorunları ve sıkıntıları, dertleri ve elemleri olur.
Bir Müslümanın Rabbine kul olmak, ibadetle sorumlu olabilmesi için belli başlı şartları vardır!
Bunları şu şekilde sıralayabiliriz!
Bir insanın oruç tutabilmesi için, Akıl sağlığı yerinde, ergenlik çağına ulaşmış ve oruç tutmasına (hastalık, yolculuk vb.) engel bir mazereti olmaması gerekir. Böyle bir mazereti yoksa bir Müslümanın Ramazan orucunu tutması farzdır
Günlerden bir gün,bir kaç genç
Ramazan ayında yaşlı birinin
kuytu bir köşede gizliden yemek yediğini görürler..
Alay ederek ; ''Hayırdır oruçlu değil misin dede''
Yaşlı adam : ''Tabi ki oruçluyum sadece su içip yemek yiyorum''
Gençler gülerek ''Gerçekten mi'' derler ..
Yaşlı adam : ''Gerçekten tabi ;
Yalan söylemiyorum ..
Kimseye kötü gözle bakmıyorum ..
Kimseyle alay etmiyorum..
İsrâf etmiyorum ..
Kimseye hakaret etmiyorum ..
Kimsenin gizlisinin saklısının ardına düşmüyorum ..
Gıybet etmiyorum ..
Kimsenin malına göz dikmiyorum..
Lakin bir hastalıktan dolayı
Mideme oruç tutturamıyorum o kadar..''
Yaşlı adam gençlere dönerek :
''Peki siz
Oruçlu musunuz !?''
Gençler utanarak başlarını önlerine eğip :
Hayır oruçlu değiliz sadece yemek yemiyoruz !!
Din önce hayatımızdan uzaklaştı, daha sonra sokak ve caddelerimiz sirayet etti.
Namaz kılan, oruç tutan genç kardeşlerimizi özledik!
Cami saflarında göremez olduk!
Günde beş defa tekrarlanan ve ve minarelerde okunan ezanlar’a artık yaşlısı ve ihtiyarı duymaz oldu rağbette göstermez olduk!
"Fe Eyne Tezhebun!"
Tüylerim diken diken oldu. Gaipler-
den bir sesti duyduğum, içim ürper-
di. Rabbim sen bizleri koru. Gecenin
karanlığından daha karanlık vardır
bilirim. Yaranın daha beterinden
yara vardır inanırım, ateşin ateş-
liğinden daha yakıcı olanı vardır,
hissederim. Siz sanmaz mısınız ki
cehennem yoktur bu dünyada? Siz
bilmez misiniz ki rabbimizden başka
yoktur bize yakın olan, şahdamarı-
mızdan da yakın.
"Fe Eyne Tezhebun!" Yüreğim ka-
buğuna çekildi. Gözlerim yağmur
oldu, yağdı da yağdı. Umutlarım
yıldız oldu kaydı da kaydı. Ey kulum,
nereye bu gidiş diye seslenir Allah
u Teala! İstikamet uçurum mu İb-
rahim'in atıldığı? Kuyu mu Yusuf'un
kardeşlerince satıldığı? Deniz mi
yoksa Musa'nın yarıp da geçtiği?
Bu gidiş hayra mı, şerre mi?
Bu feryat boşuna mı?
"Fe Eyne Tezhebun!"
Dünya malı bir acayip ejderha; ye-
dikçe yiyor insanoğlunu. Göz doy-
mak bilmeyen bir depo; koy dün-
yayı bana mısın demez! Daha yok
mu? diye bakar size. Ağız ne gelse
kendisine misafir anında servis eder
herkese. Saklısı yoktur asla, sakızdır
orada her kelime. Malmış, mülkmüş
Süleyman'a kalmadı ama günümüz
insanı hiç ölmeyecekmiş gibi maşal-
lah! Garantileri var anlaşılan...
Kuran'ı Kerim'de Tekvir Süresi, 26.
Ayet'te geçmektedir "Fe Eyne Tezhe-
bun!" "Nereye bu gidiş?" demektir.
Ey vatandaş, haktan ayrılan her yo-
lun yolcusu olma sakın. Rabbinin
kapısının tozu ol, yalan dünyanın sal-
tanatının maskarası olma! Öğretmen
öğrencisine sorsun, öğrencisi öğret-
menine: "Fe Eyne Tezhebun!" diye.
Anne olan kızına, baba olan oğluna
ve evlat olan da ana babasına sor-
sun: "Fe Eyne Tezhebun!" diye!
Peki kardeşlerim;"Nereye bu gidişatımız?
Yok mudur günün akşamı ve sabahı?
Yok mudur hâşâ bu dünyanın sahibi ve Maliki olan sizi bizi yoktan ve tekrar hesaba çekecek olan Allah?
Allahın sahibi ve Maliki olduğu bir dünyada Allah yokmuşçasına yaşamak kimin haddine ve hududunadır
Bu Allah’a karşı yaratana karşı bu bir aymazlık bu bir nankörlük değil midir?
Peki tekrardan sizlere bir sorum olacaktır!”EYNE TEZHEBÜN.’ size göre bu gidişat nereye cennete mi cehenneme mi?
Allah ahir ve akıbetlerimizi hayır eyleye.
Hepinize hayırlı ramazanlar hayırlı iftarlar selamlar
Araştırmacı ve ilahiyatçı yazar Hüseyin DENİZ
YORUMLAR