BALIK BAŞTAN KOKAR DERLER
Müslüman bir kişi iyilikleri ile anılmalı ve iyiliğe milat olmalıydır.
İyilik er kişinin işidir,kötülüğü zaten meyillidir ve herkes yapıyor.
Din adamları,Yani dini tebliğ edenler tebliğ ettiklerini, kendileride mutlaka yaşamalıdırlar.
Hayat ve yaşantılarına örnek olarak, indirilen dini almanlar, uydurulan dinden uzak kalmalılar.
İşte bu yüzden her zaman göz önünde bulunan ve örnek alınan insanlar, toplumun hoşuna gitmeyecek davranışlardan uzak durmalı.Onların bir yanlış yapmaları,sadece kendilerine değil,bütün topluma örnek olur ve arkasındakiler daha büyük yanlışlıklara sevkeder ve onlarında yanlış yapmalarının önünü açarlar Bu halk arasındaki algısı aynen şöyledir."İmam osurursa cemaat altını kaçırır" derler.
İmam önder ve yöneticilik bilgi ister, birikim ister,tecrübeyle beraber aynı zamanda fedakarlık ister, sevgisi ister, samimiyet ister, sorumluluk ister.Sorumlu bulunduğu alanlarda da profesyonel olması gerekir.Ayrıca Önderlik yapanlarında liderlik vasfı gerekir. Bunlardan yoksun bir imamın ismi, şu veya bu olabilir. Bu tip görevleri görevleri bir tane tane olmaz, mutlaka etkisi ve tesiri olmalıdır. olmak içinde mutlaka gayret göstermelidir.Lafla gemi yürümez. Çok konuşupta bilmiş ayaklar yapılmaz. Yapılsa da başarısız kalır ve Çevresini idare edemez ve yönetmeye yeterli olmaz. Bilgi ve birikimlerinin olması şart.
Aksi takdirde, bağlı olduğu kurumu yıpranmaya mahkum kalır.
Mesela: Cemaat’e namaz kıldıran bir imamın namazdan önce her türlü tedbleri almalı, ta ki; Abdestini dahi yenilemeli ve sıkışık abdeste namaz kıldırmamalıdır.
Eğerki; Bu tedbirler alınmadan işe koyulursa, Anlatacağın hikayede tam bu tip görevlilerin başına her an gelebilir.
İmam Efendi, camide cuma namazı kıldırırken, kazayla, zort diye kaçırıvermiş. Öyle bir
utanmış ki, namazı falan bırakıp, hemen eve gelmiş.
-Hanım, demiş. Camide böyle, böyle oldu. Ben artık bu köyde kimsenin
yüzüne bakamam.
Kalk gidiyoruz bu köyden, başka yere taşınıyoruz.
Demiş ve taşınmışlar uzaklara.
Aradan 20 yıl geçmiş, hoca köyünü çok
özlemiş.
Bu özlem dayanılmaz bir hal almış ve eşine;
Hanım, kalk gidelim köyümüze 20 yıl geçti aradan unutulmuştur
nasılsa. Demiş ve düşmüşler yollara.
Köye yaklaştıklarında genç bir çoban görmüşler.
Hoca;
-Hanım sen burada bekle de ben gidip şu çobana bir sorayım.
Bakalım köylüler olayı unutmuşlarmı.
Eğer unutmamışlarsa geri döneriz.
Demiş ve çobanın yanına yaklaşmış.
Selamuanleykum çoban oğlum. Sen kaç yaşındasın?
-Valla yaşımı bilmem amma İmamın camide osurduğu yıl doğmuşum.
Hoca öfkeyle hanımının yanına dönmüş;
-Kalk hanım, kalk gidelim buralardan. Bizim kıçımız tarih olmuş.
İmam osurursa cemaat ne yapmaz?
Din alanında Batı’lıların kendi dinlerindeki perişan hali o kadar ayan ki "Osuran imam" hikayesi onların durumuna kıyasla yıkanmış, yunmuştur.
Türkiye'de din alanında o kadar aracılık yapmaya hevesli makamlar çoğaldıki,adeta bunlar şatafatlı hayatları yanında kendilerine bel bağlayanları sefilleri oynatıyorlar hatta açlıktan karınlarına taş bağlanması tavsiyesisinde bulunuyorlar.Allah bu din satan bezirganlarını perişan edecek ve ağlayanın malı gülene yaramaz,buna din sömürüsünyanında hırsızlıkta denir.
Bunlar iflas edecekleri günler çok yakındır,Bu gidişatı kurtarmaya çabalasalar bile güçleri yetmeyecektir !
Son zamanlardaki gözlemlere baktığımızda dinsel makamlar insanları çarpıyor! Çünkü Allah kendisi ile kulları arasında asalak makam istemiyor! Bu asalakların yediği naneler ise ayyuka çıktı, çıkacak. Bu konuda çok yazmak da gereksiz. "Görünen dağ kılavuz istemez!"
"Allah ıslah etsin" demekle daha fazla ileri gitmemek saflık olur, Allah bunları kahretsin!
Din adına; Bun çıkarları uğruna yaptıkları çabalar dinsizliğin ayyuka çıkmasına ve deist ve ateistlerin çoğalmaları sebebiyet verdiler.
Şimdi hadi şimdi buyurun abdestsiz namaz kılmaya;Eğer Allah kabul ederse..
Nasreddin Hoca bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş.Ağaçta bulunan biri de onu izliyormuş. Namazı bittikten sonra namazımın kabul olması için Allah'a dua etmeye başlamış.
-Allahım sen namazımı kabul et.
Ağaçtaki adam:
-Etmem diye cevap vermiş.
Hoca şaşırmış.Tekrarlamış.
-Allahım sen kıldığım namazı kabul et.
-Etmem.
Hocanın şaşkınlığı iyice artmış.Yine:
-Allahım sen namazımı kabul et demiş.
Ağaçtaki adam tekrar:
-Etmem deyince hoca sinirlenmiş.
-Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım.
Konunun özetini yaparsak, herkes ilmi ile bilgisi ile tecrübesiyle liyakatıyla sorumluluğunu bilmeli ve ona göre görev yapmalıdır.
Atalarımızın bir sözlerinde: Balık baştan kokar demişlerdir. İster lider ol, ister önder ol, Ama ne olursan ol.
Görev ve sorumluluklarını bilmelisin.
İlahiyat ✍️ yazar;Hüseyin Deniz