Diyar diyar dolaştım
Yokuşlar tırmandım
Ne mevsimler ne insanlar gördüm
Kışın ayazını aratan soğuk bakışlar,
Fırtınayı anımsatan öfkeler gördüm.
Sonbaharın yaprak dökümü misali değerlerimizin nasıl yerlere dökülüp ayaklar altında kaldığını da…
Yıkılan hayaller, yiten hayatlar ama hiç sönmeyen umutlar gördüm
Yürüdüm, yürüdüm…
Bir aşiyan gölgesi bir kuş cıvıltısı aradım
Talan edilmiş aşiyanlar, sesleri kısılmış kuşlar gördüm.
Az ileride bir çocuk,
Gözleri buğulu, elleri titrek
Yuvasından sürgün edilmiş kuşların ardından bakan bir çift buğulu göz…
O gözlerde ne isyanlar ne sözler gördüm.
Kulaklarda hasretin melodisi
Yürek hasretle harpte
Sızıya gark olmuş burun direğine hasret ve acının bayrağı çekilmiş.
Suratlar başka siretler başka
Tüm bunlara karşı yürekler isyanda
Ateşsiz, dumansız ne yangınlar gördüm
Bir annenin hıçkırığında
Bir çocuğun mahzun bakışında
Bir babanın sessiz feryadında
Ne acılar gördüm
Bakışlar yorgun, yürekler yorgun…
Çok mu yoruldun a yüreğim?
Ön yargının, kibrin, yalanın, iftiranın, kıskançlığın ve daha nice kötü vasfın
Nasıl birer tuğla olup insanın insanla arasına duvarlar ördüğünü gördüm
Karanlık ormanların dipsiz kuyularında
Aydınlığa çıkmak için dehlizler açanları gördüm
Aydınlığın ortasında gözlerini yumup ışık arayanları da…
Özgürlük adı altında Hakk’ı unutan ruhlar gördüm
Bu ruhların nasıl karanlık zindanlara mahkum olduğunu da
Kuş bahçelerinde kibirle salınanlar gördüm
Kibrin bahçesini bir kibritin nasıl yok ettiğini de
Celladına aşık bir mahkum
Prangasına sadık bir mahdum gördüm.
Ne yorgunluklar ne zilletler gördüm
Bir zillet ki yorgun sırtlara sırtlanlar gibi atılmış
İllet sarmış her yanı
Ahlar vahlar ninni olmuş kulaklara
Görüp de görebilmekten mahrum kalanları
Gül verenlere yüz çevirip zakkumlara uzananları gördüm
Lakırdılar, patırtılar…
Diller doğru söylemekte lal
Çalınmış dudaklara bal
Yalan söylemede usta dillerde
Doğruyu söylemeye kalmamış hal
Velhasıl kelam,
Neler gördüm,
Neler gördünüz,
Neler gördük.
Mesele, hakikati görebildik mi?
Mesele, hakikati bildik mi?
Mesele, Hakk’ı bildik mi?
Mesele, Hakk’ın yolunda mıyız?
Vesselam…