Arap liderlerin, ara sıra canları sıkıldığında ya da halkları nezdinde itibarları iyice zedelendiğinde ilk sarıldıkları silah İsrail’e esip gürlemektir. Ama adınız gibi emin olun. Arap halkları karşısında meydanlara çıkıp İsrail’e esip gürleyenler, sonra el altından İsrail’e haber salıp şunları söylüyorlar: “ Valla sakın yanlış anlamayın. Siz bakmayın benim böyle konuştuğuma. Ben böyle ara sıra saçmalarım. Ciddiye almayın. Anlayın işte. Halka karşı vaziyeti kurtarmak için bir şeyler söylemem gerekiyor. Bunu da takdir edersiniz artık. Yoksa ne haddime size bir şey söylemek... Aşk olsun, inandınız mı yoksa bu söylediklerime?” Şimdi siz bana “Harun amma da abarttın” falan derseniz inanın darılırım. İnanın durum aynen böyle.
Hülasa Filistin işgalden kurtulacaksa, bu diktatörlerin eliyle değil, özgür bireylerin seçip başa getirdiği, seçilmiş önderler eliyle olacak.
Ortadoğu'nu tek kurtuluşu var, o da insanların inançlarına saygı gösterilen bir demokrasi... Ama kaderin garip cilvesi özellikle dindar kitleler bunun farkında gibi görünmüyorlar…
Harun Çelik'in İŞGALCİ Kitabından
YORUMLAR