Ekonomik kriz derinleştikçe iktidara güvensizlik de derinleşiyor. Sokak gösterilerine ve siyasal krize yol açmamak için erken seçim kaçınılmaz hale geliyor.
Yaklaşık 20 yıldır iktidar alternatifi olamayan muhalefet partileri, özellikle Ana muhalefet partisi (CHP) hızla alternatif görülmeye başlandı. Yeni isimleri partiye katmaktan daha çok Parti ideolojisiyle yüzleşmeyi gerçekçi yapmaya devam etmesi durumunda yükselişini de sürdüreceği açıktır.
Şüphesiz CHP’nin; devletçilik, ulusçuluk ve Kemalist ideolojinin kuşatmasından kurtulması ve demokratikleşmesi kolay olmayacaktır. Ancak Cumhuriyetçi ve Atatürkçü kesimleri tedirgin etmeden, ikna ederek, onlara da güven vererek başka kesimlere kapılarını açması, demokratikleşmenin kapısını da aralayacağı kanaatindeyim.
İktidara ne kadar hazır olduğunu bilmiyorum Bugün itibariyle tek başına iktidar olması mümkün görünmüyor. En azından İYİ Parti’ye ihtiyaç duyacağı kesin. İki partinin seçim ittifakı yapması durumunda dengelerin muhalefet lehine değişeceğini düşünüyorum.
Bunun için İYİ Parti’nin de bir açılıma ihtiyacı vardır. Sadece milliyetçi mahallede dönüp dolaşmanın ve Türkiye’yi kendi mahallesinin bakış açısıyla yönetmenin mümkün olmadığını görmesi gerekir.
Önemli olan milliyetçileri huzursuz etmeden mahalleyi başkalarının dolaşımına açmak ve mahallenin milliyetçilerini de başkalarıyla buluşturmayı başarmaktır.
Çoğulcu ve kuşatıcı, demokratik bir siyasetin yokluğu yeni dönemde büyük bir eksiklik olarak gözükmektedir. Mevcut partilerle söz konusu eksikliğin giderileceği konusunda endişelerim vardır. Belirtmeliyim ki çoğulcu demokratik merkez siyasetinin yakın zamanda inşa edilebileceği umudumu yitirmek üzereyim. Mevcut partilerin ve mevcut siyaset anlayışının da demokratik olmadığı kesin.
Buna rağmen çözüm arayışlarını siyasette ve partiler de aramak zorundayız. Partiler, seçimler ve sandık her şey değildir. Ancak ülkemizin daha büyük yıkımlar yaşamaması için başta siyasi partiler olmak üzere her kesimin, herkesin ve hepimizin seçimleri ve sandığı önemsememiz gerektiğine inanıyorum.
Bu bağlamda muhalefet partilerinin öncelikli görevi iktidarı erken seçime zorlamaktır. Seçimler, demokratikleşmenin yolunu açmakla kalmayacak, gecikmiş de olsa demokratik siyasetin ve yeni demokratik partilerin kurulmasını da beraberinde getirecektir.
Bu nedenle ülkemizin geleceği açısından seçimler, dolayısıyla partiler -ayırım yapmaksızın-hayati derecede önemlidir. Demokrasi ihtiyacımızı tam olarak karşılamasa da en azından iktidar partisi artık alternatifsiz değildir.
Merkeze doğru bir açılım yapması durumunda İYİ Parti, CHP ile oluşturacağı seçim ittifakı ve ortak bir cumhurbaşkanı adayı ile iktidara alternatif olmaları kuvvetle muhtemeldir.
Makul, tarafsız, bilgili, ideolojiler ve partiler üstü ve devlet tecrübesi olan ‘hakem’ rolünde bir cumhurbaşkanı adayı ile iktidar olabileceklerini düşünüyorum.
Hakkını teslim etmek bakımından belirtmeliyim ki son dönemlerde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “özgürlük” açılımı ve “manifesto” niteliğindeki açıklamaları demokratikleşme yönünde olumlu ipuçları vermektedir. CHP’nin kurumsal olarak demokratik bir değişim göstermesi durumunda toplumsal desteğinin de artacağı muhakkak.
Kuşkusuz CHP’deki değişim yeterli olmayacaktır. Benzer bir değişimi ve açılımı İYİ Parti’nin de yapması gerekir. Bunun için de merkez siyasetin gereği olarak partiyi farklı eğilimlere açarak “melez” bir siyaset inşa etmesi önemli bir adım olacaktır.
Bu durumda CHP ile birlikte hem kuşatıcı ve kucaklayıcı bir cumhurbaşkanı seçmeleri hem de mutedil ve sağduyu öncelikli bir siyasal iktidar kurmaları mümkün olacaktır.
Anlaşılacağı üzere CHP-İYİ Parti’nin seçim ittifakını zorunlu görüyorum. HDP’nin sol bileşenlerle, SP-Gelecek Parti ve Deva Partisinin de kendi aralarında bir seçim ittifakı gerçekleştirmeleri çoğulcu siyaset açısından yararlı olacaktır.
Muhalefetin hata yapma lüksü kalmamıştır. “Demokrasi ve hukuk devleti” ortak paydasında muhalefet partilerinin her kesimi ve bütün partileri kucaklayacak bir cumhurbaşkanı adayında mutabakat sağlamalarını toplumsal barışımız ve demokrasi açısından gerekli görüyorum.
Abdulbaki Erdoğmuş
YORUMLAR