- 10. BÖLÜM -
02.02.2013 Günü Geldi....Benim MESLEKTE SON Günüm....
Artık 65 Yaşımı bitirdim ve Konumum EMEKLİ HAKİM....
Tabi ki ; O tarihlerde İstanbul Anadolu Yakasında olan Tüm Adliyeler, BEYKOZ ve ŞİLE'de bulunan Adliyeler dışındaki ADLİYELER; İSTANBUL-ANADOLU ADLİYESİ olarak; Kartal İlçesinde yeni yapılan Adliye Binasına taşınmaya başladı...
Bende; Emekli olmaya 3 Ay gibi bir süre kala; Kadıköy İlçesinde bir pasajda; Bayan bir Av. Arkadaştan Büro devir aldım...
Bu süreçte; evimdeki ve Adliyedeki kişisel eşyalarımı ve Kitaplarımı da yavaş yavaş taşımaya başladım...
Hafta sonları Büroya gidiyor ve kendimi yeni bir İŞ ALANINA alıştırmaya başladım...
xxxxx
02.02.213 Günü sonrası yaşamım bu büroya endekslendi. İstanbul BAROSUNA Başvuru yaptım...
2013 Nisan Ayı içinde bir DAVET Geldi. Davet; ANADOLU ADLİYESİ ADALET KOMİSYON BAŞKANINDAN...
"EMEKLİ Olan tüm Hakim-Savcılar için Adliye Bünyesinde bir VEDA Toplantısı ve Yemekli Kokteyl..."
Daveti yapan kişi; Adalaet Komisyonunda bir MEMURUMUZ....
"Gelip-Gelmeyeceğimi " soruyor. Cevap vermedim ve telefonu kapattım... Aramalara başladı ama; cevapda vermedim...
Sonra Proğram ertelenmiş...
Haziran Ayı içinde benzer bir DAVET...Daveti yapanda; Komisyon veya C. Başsavcılığında bir görevli...
KATILMADIM...Usulsüz bir Davet....Daveti yapan kim?
Bir süre Geçtikten sonra; Aynı Komisyonda bir Memur...Telefonla; " ADALET BAKANLIĞININ Gönderdiği ŞİLTİ ve TEŞEKKÜR Yazısını almam için; Komisyona Davet..."
Sonra bizzat ADALET KOMİSYON BAŞKANI olan HAKİME Hanım aradı...
" Daveti kabül ederek Toplantıya katılmamam nedeni ile üzüldüğünü....Ve Bakanlığın gönderdiği ve Size verilmesi gereken Şilt Ve Onur Belgesini almamı veya ulaştırmam için Adres isteği..."
Kendisine de CEVABIM...." Sakarya gibi bir ilin 5 yıla yakın süre ADALET KOMİSYON BAŞKANLIĞI ve öncesinde de 3 yıl Komisyon Üyeliği yaptığımı...
Dönemin ADALET BAKANI Sayın OLTAN SUNGURLU Bey ile bu konuda; henüz Komisyon Üyesi iken ile görüşmemizde şu değerlendirmeyi yaptığımızı...
BİRİNCİ SINIFA Ayrılan HAKİM-SAVCILARA HSYK dan gelen TEŞEKKÜR BELGESİNİN ve Komisyon Olarak da Bizim bir ŞİLT Vermemiz gerektği görüşünü ilettim...
Sayın Bakan; Eğitim Daire Başkanını çağırdı ve bu talimatı aynen verdi...
BİRİNCİ SINIFA Ayrılan Hakim-Savcı Meslektaşlara Başsavcı ile beraber; Bakanlığın Gönderdiği BELGE yanında bizde; yaptırdığımız ŞİLTİ verdik...
EMEKLİ olan Hakim-Savcılarımızı; Bizzat Komyon Başkanı olarak ve C. Başsavcısı Arkadaşla beraber Davet ettik...Eş ve Çocuklarını da Toplantıya Davet ettik... İlin Valisi, Baro Başkanı, Avukatlar, Daire Amirlerini ve ilin ilerigelen Eşrafını da de davet ederdik.
Konutuna ADLİYENİN Aracını göndererek aldırdık ve Aynı şekilde de evine uğurladık...
Çünkü; Bir Hakimin tüm sıkıntılı ve stresli anlarında yardımcı olan EŞİDİR. O sıkıntıları Paylaşanda ÇOCUKLARIDIR...
xxxxxxxxxx
ANADOLU ADALET KOM. BŞK.nın USÜLSÜZ DAVET!....
Sizin Temsil ettiğiniz KOMİSYONDAN Bu BELGELERİ ALMAYACAĞIMI....İade edildiğinde Adalet Bakanlığı; Alınmama nedenini Sizden veya Benden sorarsa; benim açıkça ifade edecğimi de ilettim...
Evet....40 Yıl gibi bir süre HAKİM Olarak çalıştım ve Mesleğin Onurunu da her şeyin üzerinde tuttum...
HSK. veya ADALET BAKANLIĞINDAN; Gönderilen BAŞARI BELGESİNİ ve ŞİLTİ ALMAYAN-kabül etmeyen - HAKİM; Ben olsam gerek...
Yani benim 40 yılı geçkin Süre Onurla Taşıdığım CÜBBENİN Değerini; Böyle değerlendiremezler...
Telefon ile Görüştüğümüz Adalet Komisyon Başkanı Görevden alınmış ve FETO Davasından da YARGILANMIŞ....
Yargıyı; FETO ile paylaşan Görevlilerden ONUR BELGESİ ve ŞİLT Alsam ne olur? Almasam ne Olur? Almamam daha uygun ve onurludur.
xxxxxxxxxx
2013 Yılı Haziran Ayı içinde; İstanbul Barosundan Davet geldi. AV.lık RUHSAT TÖRENİ...
Kalabalık bir Av. Meslektaş topluluğu yanında; RUHSATI Verielecek olan GENÇ Av.lar ve yakınları...
TÖRENDE; ilk RUHSAT Bana verildi... O zamanlar Baro Başkan Yardımcısı olan Sayın Av. Mehmet DURAKOĞLU verdiler...Ama; Benimle ilgili de öz bir açıklamalar yaptı...Mesleğe, Av. Meslektaşlara tavırlarım, yaklaşımım ve BARO ile ola Seminer benzeri hizmetlerimii gündem yaptı.
Bende çok duygulandım...Ve mikrofonu alarak; kısa ve öz bir konuşma yaptım...
KONUŞMAM AYNEN....
" Av.lık Mesleği ilk kez ÇİN'de başlamıştır.
Mahkeme de Sanık Müvekkilini; uzun uzun SAVUNAN AVUKAT'A, ÇİN HAKİMİNİN SORUSU ŞU OLMUŞTUR...
" Bu FİİLİ, Müvekkilinizle beraber mi planlıyarak İŞLEDİNİZ? "
......
İlk Mahkemedeki duruşmamda, ANADOLU ADLİYESİNDE AİLE Mahkemesinde; tanıdık bir arkadaşımın " BOŞANMA Davası..."
Önce Hakimden özür dileeyerek başladım...Çünkü kürsüye karşı hatam ve hatalarım olursa hoşgörülmesini talep ettim...
Kürsüde bulunmak ve Kürsüyede Beyan -Savunma vermek...
Genç Hakimimiz gülerek; "Buyrun Av. Bey..." diye başladı...Dinledi bizi...Tanıklarımızı dinledi ve Davanın Kabülü Kararını verdi...
İcra Müüdürlüğü aracılığı ile tahsilat yapmayı, meslektaş Av.lardan öğrendim...
xxxx
Mahkeme Hakimlerimiz; bazı dava dosyalardaki sorunun çözümü için; BİLİRKİŞİLİK KURUMU....
Hakim, davanın konusunun bazı unsurlarını mesleki bilgisi dışında olduğu için; konunun Uzmanı olan Bilikişiye tevdi eder ve rapor alır.
Hakim HUKUKİ Konularda; HUKUKÇU BİLİRKİŞİDEN RAPOR ALAMAZ.... Trafik Kazasında Kusur oranlarının belirlenmesi için Trafik Kurallarının uygulanmasında uzman kişiden rapor alır.
Ancak; en sağlıklı Kurumlar TC.Karayolları FEN HEYETİ...Teknik Üniversitelerin YOL-TRAFİK Kürsülerindeki uzman Öğretim Üyelerinden...
Aile Mahkemesi Hakimleri; Boşanma sonrası EŞLERİN Mallarının Paylaşımında konut, arsa, otomobil gibi malvarlıklarının değerlerini Emlakçı, İnşaat ve Ziraat Mühendisleri, Makina Mühendisi konularında rapor verirler...
Bu Dava dosyalarında HUKUKÇU-Av.-Bilirkişiden RAPOR Alınması abes olsa gerek...Değerleri belirlenen Taşınmaz ve taşınır malların Paylaşımını Mahkeme Hakimi yapar...Hukukçu -Av. Bilirkişi Hakimin Görevini üstleniyor ve Mahkeme KARARININ HÜKÜM Fıkrasını oluşturuyor...
Konut, arsa, araba ve mevcut nakit para, döviz kimin ve kime verilecek? BU BELİRLEME; Mahkemenin HÜKÜM FIKRASIDIR.... MAHKEME HAKİMİNİN GÖREVİDİR... Bu konu Hukukçu Bilirkişi Raporu ile belirlenmez...Bu KONUNUN UZMANI HAKİMDİR...
Yargıda YANLIŞ ve HUKUKA Aykırı bir UYGULAMADA; ARABULUCULUK ve UZLAŞTIRMACILIK Kurumu....
Yeni HUK.nunumuz bu Kurumlarını getirdi. Aynı Konum CUK.da var...
Tüm Mahkeme Hakimlerinin; Davanın Taraflarını UZLAŞTIRMA ve BARIŞTIRMA YETKİSİ ve GÖREVİ vardır.
Bir Anım;
Antalya-FİNİKE ilçesine 1985 Eylül Kararnamesi ile atandım. Sulh Ceza Mahkemesinin Duruşmalarına çıktım.
Bir dosyada BASİT Müessir Fiil Suçu...Şikayetçi-Mağdur genç birisi...Şüpheli ise 40 yaşlarında...Soyadları aynı...Akraba olup-olmadıklarını sordum...Amca-Yeğen...
Şikayetçi gence çıkştım..." Amcan...Büyüğün iki tokat vurmuş...Geberdin mi?...Kimbilir ne yaptın? Öp amcayın elini...İner iki tokatta ben vururum..."dedim...
Genç , Amcasını elini öptü...Amcası da onu öptü...Davayı VAZGEÇME nedeni ile düşürdüm. Amcasına beraber yemek yemelerini ve yeğenine ayakkabı veya gömlek almasını söyledim.
Amcası Şüphelide; " Elbiyse alırım, Hakim bey..." dedi...
Ceza Davalarında Basit ve Şikayete bağlı suçlarda Hakimin bu yetkisi var...
Hukuk Mahkemelerinde; Davanın her türünde bu-UZLAŞTIRMA-yetkisi var...
Yeni Düzenleme ile; CEZA DAVALARINDA; Basit Suçlar için; Av., Emekil Emniyet, Jandarma Komutanları, tüm Kamu Görevlileri UZLAŞTIRMACI olarak Görev almaktadırlar...
Hukuk Davalarında ise; Av.lar ARABULUCU olarak görev yapmaktalar...
Hukuk Mahkemesindeki Davalarda Tüm Hakimlerin Davaların her aşamasında bu görevleri vardır.
Her Çevrede; İleri gelen ve sözü dinlenen Kişiler vardır. Kişiler arasında çıkan bazı sorunları bu İLERİ GELEN KİŞİLER; Yargıya intikal etmeden, kendi aralarında çözümlerler... Hemde; ücret karşılığı da olmaz...
Köyde kavga çıkar Köy Muhtarı ve Köyün iler gelen kişileri...İlçede; ileri gelen Dernek ,Oda Başanları ve ileri gelen Esnaflar tarafları barıştırırlar...Sorun Mahkemeye intikal etmez...
Bizim Toplumun Kültüründe bu örf-adet vardır.
Yalnız; Bu Müesese yeterince olumlu sonuçlar vermemektedir. Zaman kaybından başka bir şey değildir. Arabulucular ve Uzlaştırmacılar yeterli değildirler...
Mahkemeleri bir Noktadan DEVREDIŞI Bırakmıştır. Mahkelerin VAR OLAN Bu YETKİLERİNİ-GÖREVLERİNİ; Devredilmiştir.
Sayın Adalet Bakanlığının ; Arabulucular ve Uzlaştırmacılardan önce GENÇ HAKİMLERİ Günün koşullarına göre yetiştirmesi gerekir.
Bir ANIM;
Azami 4-5 yıllık- Karadenizin bir İlçesinde- Hakimim... C.Savcısı arakadaşım ile Adalet Bakanlığına geldik. Atama-Yer değişikliği talebimiz için...
Adını anımsıyamıyorum....1985 Nisan Ayı...Deneyimli bir Müsteşar Yardımcısı Ağabeyimizi ziyaret ettik. Ağabeyimiz;
"Meslekte açık çok dolduramıyoruz..." dedi.
Bende; " Efendim...Açık yok...Meslekte fazlalık var...Fazla sayıda Hakim-Savcı var... Gereksiz İlçelere AĞIR CEZA Mahkemesi kurulmuş...80-100 dosya ile oyalanıyorlar...Kendi bölgemdeki İnebolu ...Afyon İlimizin tüm ilçelerindeki Ağır Ceza Mahkemelerini gereksiz olduğunu...Yıllık Dosya sayılarının 100 dosyayı geçmediğini...Bunların kaldırılması gerektiğini...Lojmandaki konuttaki odanın birisinin Bizim Çalışma odası olması gerektiğini...Gece vakitli -vakitsiz aklıma gelen bazı dosya ilgili çalışma yapabilmemiz gerektiğni...
Her ayın belirli bir Günü; Hafta sonu olabilir, Ağır Ceza Merkezlerinde Toplanmamızı, Değişen ve değişimi düşünülen Yasa önerilerini inceleyip, görüş vermemiz...Bazı Yargıtay Kararlarını tartışmamız...Deneyimli Bakanlık Görevlileri ve Yargıtay Hakimlerinden deneyimli meslektaşların Bölgesel olarak bizi bilgilendirmesi gerektiğini....Uzun uzun açıkladım..."
Müsteşar Muavini Ağabeyimiz, bizi yemeğe aldı ve bana; " ben bu güne dek, Senin gibi tufaf Hakimi yeni gördüm..." dedi..
1987 ve sonrası dönemlerde; Yargı ile çıkarılması gereken Yasa değişimi ile Bilgi ve Görüşlerimize başvurdular...
Bazı Sorunların Çözümünü Belediyelere Devrinin düşünüldüğünü ve görüşümüzün ne olduğu soruldu. Kamulaştırma ve Kira-Tahliye Sorunlarının Çözümünün devri...
Ben sert bir cevap verdim...Belediyelerin Siyasi Yönetiminin Hakimlerin konumuna geçeceğini ve yanlış olduğunu ilettim...
Belediye Yönetimi, hanği Siyasi Partiden ise; O, Siyasi Partinin Yönetimin talepleri çevrilemez...
Yargının Yükünü, yapılması düşünülen bu düzenlemeler çözemez ve daha da ağır sorunlar getirir...
1987 Ekim Ayında ANTALYA'da Yeni KADASTRO YASASI Tanıtıldı...
Ben, ORMAN olan bir yerin, Orman Özelliğini Bilim-Fen Bakımından Kaybı ile ORMAN SINIRI DIŞINA Çıkarılmasına karşı çıktım.
TBMM.Adalet Kom. Bşk. Merhum Antalya Milletvekili ALİ DİZDAROĞLU; konuşmasında...
"Bir ÇAM Ağacının 35-40 yılda yetiştiğini ve Ülke Ekonomisine de bir getirisi olmadığını...Bu ağacın bulunduğu yere TURİSTİK TESİS Yapıldığına ÜLKE EKONOMİSİNE , ne kadar getirisi olacağını "... Beyan ettiler...
Yani bu günkü ORMAN İŞGALLERİ ve ORMANLARIN YOK Edilmesine yer veren açıklamada bulundular...
Salonda Bulunan ORMAN MÜHENDİSLERİ adeta susturuldular...3402 Sayılı KADASTRO Yasası; ORMANLARIN; ORMAN SINIRI DIŞINA ÇIKARILMASI Düzenlemesini genişletmişti.
Cılız bir ses Benden geldi....
" Orman olan Bir yer; ORMAN NİTELİĞİNİ KAYBETMEZ.... KAYBETTİRİLİR... Futbol Maçında PÖNALTI KURTARILMAZ ve KAÇIRILIR..." Medya ; "Kaleci TURGAY PÖNALTIYI KURTARDI ... diye yazmaz... "LEFTER PÖNALTIYI KAÇIRDI..." diye yazar...
Bu günkü Orman Yağmacılığının temelleri o tarihlerde atıldı...
Bu günkü Orman Yangınları bu özlemler sonucu çoğaldı...
HUKUK Mahkemelerinde ki çözümü gereken Davalarda; taraflardan birisi HAZİNE-ORMAN Yönetimi-Ve Devletin bir Kurumu ise; ARABULUCULUK Kurumunun Görevi yoktur.
Arabuluculuk; uzun süren Davalarda Taraflar üzerinde; Maddi veya Manevi bir getirisi olan bir manevi baskıdır.
ARABULUCULUK; Mahkeme Hakimini ve Hukuku bir tarafa bırakarak; sorunun çözümü şeklidir.
Arabuluculuk yapan-yapacak olan KİŞİ; Hukuçu olan Avukattır. Hukuk Mahkemelerinde Özel Kişiler arasındaki sorunların çözümünde görev verilir.
Ceza Mahkemelerindeki UZLAŞTIRMACI Kişi ise; Hukukçu olmayabilir...Çeşitli Meslek Mensupları... Emniyet Görevlisi olan Uzlaştırmacıların taraflara iyi davranmadıkları da söylenmektedir.
Bu iki Müesese de HAKİMİN GÖREVİNE MÜDAHALEDİR....
xxxxxxx
Sayın Mahkeme Hakimleri; Bir yıl sonra Duruşma günü vermektedirler.
HUK.nun 137.- 142. Maddeleri arası Düzenleme ile ; "ÖN İNCELEME " denen YENİ bir müessese getirmiştir.
Bu Müesese; Hukukumuzda yeni kabül edilen bir YARGILAMA Aşamasını düzenlemiştir.
137. Madedenin ilk fıkrası; ÖN İncelemenin kapsamını belirleyip açıklamaktadır. Ön incelemede hangi işlemlerin yapılacağını açıklamıştır.Usule ilişkin noktalarla , tahkikata hazırlık işlemleri, tarafların delillerini sunmaları ve toplanması için gerekli işlemlerdir.Önemli amacı da Tarafları SULHE sevketmektir.
2. Fıkra ise; Ön inceleme işlemleri tamamlanmadan tahkikat için DURUŞMA Günü verilemez.Deliller toplanamaz.
138. Maddenin düzenlemesi ise;Mahkeme öncelikle DAVA Koşulları ve yapılan ilk itirazlar üzerinde karar verir...Gerekirse tarafları da dinleyebilir.
139. Maddeye göre;Dilekçeler karşılıklı verildikten sonra , yani inceleme tamalandıktan sonra ÖN İNCELEME için Duruşma günü verilir. Tebliğat ile taraflar her konuda uyarılır.
Mahkeme 140. Maddeye göre;Hakim ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek gerekirse tarafları dinler...
Ben 1978 yılında DANIŞTAY 11. Dairede RAPÖRTÖR-Tetkik Hakimi- olarak Görev yapıyorum...
Mahkemeye Dava Dilekçesi ve ekleri gelir. davalı tarafa tebliğ edilir. Davalı tarafda Yazılı beyanı yanında Delillerini sunar.
Dosya Başyardımcı tarafından Biz Tetkik Hakimlerine verilir.
Biz Dosyayı bize Dosya içinde verilen bir Dosya İncelmem Tutanağı ve Cetveli doğrultusunda inceleriz.
- Mahkemenin Görevli olup-olmadığı ve yetki durumu...
- Davacının dava açma konumu ve ve Davalı Hakkında Dava açılması durumu...
- Bu olyada Kesin Hüküm olup-olmadığı...
-Zamanaşımı durumu...
-Derdestlik durumu....
Bunlardan birisine takılırsa dava ; Esasa girilmez , Dava uzatılmaz ve gereği yapılır...
Yalnız; HUK.nun getirdiği bu Müesese; gereği şekilde uygulanmamaktadır. Her Mahkeme Hakimi kendi düşünce ve anlayışına göre uyguluyor... Yargı da bu konuda UYGULAMA Birliği de yoktur. Bu konuyu; üst Mahkemeye Yasa Yolu olarak Başvuru yapan Taraf ve Taraf Vekili Av. da yok...
Bu Müesese; Davaların uzamasına neden olmaktadır. ZAMANAŞIMINDAN-GÖREV- KESİN HÜKÜM yönünden İlk anda Sonuçlanması gereken dava; 2 veya 3 yıl sonra; Dava esas Hüküm verme safhasında sonuçlandırılıyor.
Yukarıdaki engeller nedeni ile Mahkeme Hakimi, Davanın esasına girmeden Davayı sonuçlandırabilmelidir.
xxxxxx
İSTANBUL BEYKOZ S. HUKUK Mahkemsinden bir DAVA DOSYASINDAN Bahsedip, Sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim...
-DAVA DOSYASI 1983 /...........Esas Nolu...
-Davanın Açıldığı Tarih: 18.05.1983....
- O zamanki Mevzuaat gereği 5 TL.lik de DAMGA PULU , Dava Dilekçesine yapıştırılmış...
-DAVACI Sayısı; 42 Kişi...
-DAVALI Sayısı ; 63 Kişi...
Beykoz ilçesi....Mh.....Mevkiinde .....Sayılı PAFTA, ......Ada.... Parsel ve 26...... metre kare Alanlı Taşınmaz...
Malikler Arasında TAKSİM....İZALE-İ ŞUYU Davası...
Mahkemenin 22.11.2022 Günlü Ara Kararı...
1-...........
2-dosyaya sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda yapılan tebliğatlar yönünden eksiklik bulunup bulunmadığı hususunda ek rapor alınmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdiine,
.....
duruşmanın 11/ 05/ 2023 günü saat 11.10 a bırakılmasına karar verildi. 22.11.2022 Hakim 218 . . .
Evet...Buyurun....Cevap arayalım.... Mevcut Hakim Meslekte yeni....Ama; 40 YIL Önce açılan bir TAKSİM DAVASI...
Bu Dava; Basit davalardandır. Taraflara Tebliğat ve Mahalde Tapu kaydı uygulanarak; Harita Mühendisi, üzerinde yapı varsa Mimar-İnşaat Mühendisi Emlakçı Bilirkişi ile Usulen bir KEŞİF...
KARAR ise; Taraflar arasından AYNEN Taksim mümkün olmadığından;
AÇIK ARTIRMA Suretiyle Taşınmazın Satışına...Hisse oranlarına göre SATIŞ Bedelinin Taraflara Ödenmesine...
xxxx
Bir kaç malik bana vekalet gönderdi. "Av. olarak, Duruşmaları takip et..."
Adliyelerden Bilirkişilik yapmış; Bölgenin bir sakini Beni aradı ve DAVAYI ÜSTLENMEMEM için de telkinde bulundu....
Bu dava Dosyasının sırrı nedir ki; bu güne kadar uzamış ve TARAF TEŞKİLİ Sağlanamamış!....
Adliye; belirli aralıklarla -iki yılda bir defa olmak üzere- ADALET MÜFETTİŞLERİ Denetime gelir...
İncelemek amacı ile Mahkeme Kalem Müdüründen istenen ESKİ-Dava açılma süresi Uzun ve çok uzun olan -DOSYALAR....
Sakarya-Hendek ilçesinde görevdeyim. Uhdemde olan KADASTRO Mahkemesinde 15-20 yıl arası bir süreci üç tane Dava dosyası gözüme ilişti. Bu Dosyalarda Davacı Yaşlı bir Kadın....Davaya; Davacı Vekili Av. olarak; Sakarya Barosunda hemen hemen girmeyen Av. kalmamış... Ve davayı da kendisi takip ediyor...Kadastro Tespiti de Lehine...
Dosyanın birisini; Tüm TALEPLERİNİ REDDEREK; Davayı sonuçlandırdım...
Kararı tebliğ ettik...Temyiz de etmedi ve Kesinleşti...
İkinci Dosyayı; talep ettiği hisse oranları Dava konusu parsellerde verilmiş...Dava da bir konu yok,lehine...
Bu Davayı da Davacı Yönünden REDDEREK; dosyasını da; Tespit Gibi Tesciline KARAR vererek sonuçlandırdım... Yaşlı Davacı Hanım; Kaleme gider; " Verin benim dosyamı...Ben dosyayı Müfettişe götüreceğim..."
Kalem Müdürü de; " Dosyayı Müfettiş Bizden İster veririz..." derler.
Müfettiş Bey'de NOTERİ Denetime gitmiş... Kadın NOTERDE İnceleme yapan Müfettişe gitmiş.
Mesai de bitti ama, Ben duruşmasını yaptığım Dosyaların ARA Kararlarına odamda göz atıyorum...
Müfettiş Bey geldi ve " Hakim bey...Yorulmadınız mı ? " Espirisini yaptı ve adı geçen kadının dosyasından bahsetti. Masa üzerinde hacimli de bir dosya... Göz attı; KISA KARAR....Ve "TEMYİZ ETSİN..." dedi...Bizimde söylediğmizden bahsettim...Önceki dosyasından bahsettim...Bir Dosyası daha olduğunu....İNCELEMEK Üzere İstenen Dosyalar arasında olduğunu ilettim...
Bir süre Sonra Hanım Vefat etti... Eşi ve Oğlu takip ediyorlar...
Davalı da Emekli PTT Memuru.... Davacılar ve Davalı geldiler...DAVALIYA YEMİN Tekilifinde bulanacaklarını söylediler...
Son dosya olarak; duruşmaya aldım...
Gereken açıklamalarada uyarılarda bulundum. Davalıyı, Davacı Tarafın isteği kapsamında; Yemine DAVET ETTİM...Davacı ( SAĞ EŞ);elindeki torbada KURAN-I KERİMİ bir anda çıkardı ve DAVALIYA;" BAS BAKAYIM ÜSTÜNE..."
Yemin eylemi gerçekleştirildi.Ama...Ben ne yapacağımı bilemedim ve aptallaştım...Çünkü Eylem HUK.na aykırı... Merhum eski Müfettiş YUSUF KENAN Adalaet Bakanlığı Müsteşarı ve HSYK.nun Asil Üyesi...Duyulursa ve kulağına giderse; hakkımda İrtica Soruşturması ve HUKUK DIŞI Uygulama....
Engellesem; "HAKİM Kafir...Dinsiz...Yemini engelledi" gibi söylentiler yayılabilir...
Katip ve Mübaşire; Sıkı talimat verdim... Yanlış Bir iş...Ama Bir yerlerden kaçırmayınız...
Köyden de dedi-kodu olmuş..." M...Kuran'a nasıl el bastı? Hakkı olmayan yeri de aldı..."
1979 Kasım ayında Diyarbakır-DİCLE İlçesine Hakim olarak atandım...Duruşmaya çıktım. Masanın Çekmecesinde 3 tane TAŞ....Sarı, beyaz ve siyah renkli...
Sordum..."Nedir bu Taşlar?" Hakimler Mahalli Yemin olan; ÜÇ TAŞ ATTIRMAK Suretiyle yemin yaptırırlarmış...Ama Usule aykırı....
"Üçten dokuza kadar Şart olsun.....Kızı ....ile evliyim.....Yalan söylersem benden BOŞ olsun..." gibi bir Yemin...
Yazı İşleri Müdürünü bir dedikodu nedeni ile sıkıştırdım...
Müdür;" Hakim Beyim inanmıyorsanız, verin üç TAŞIMI Atayım..." dedi... Evet...ÜÇ TAŞ YEMİNİ...
xxxxxxx
Hakimlerin; UZMAN KİŞİLERİN GÖRÜŞLERİNDEN Yaralanabilirler. Hukuki Mütalaa olarak söylenir...Genellikle de Taraflar ve Taraf Avukatları sunarlar... Üniversitedeki Bilim Adamlarının düşünce ve tavsiyeleri; Akademik bir değer taşıdığında rahatça yaralanılır.
İstanbul'da Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi olarak görev yapıyorum..."CİNSİYET ve İSİM TASHİHİ Davası " bulunmakta...Dosya aslı ADLİ TIP Kurumunda....Bu nedenle de duruşmalarda gün veriyorum.
Davacı genç kısa boylu bir birisi........Üniversite Tıp Fakültesi Psikiyatri Kliniğine başvurur...Kadın ama ERKEK Olmak ister... Psikiyatri kliniği de; Plasik Cerrahi Kliniğine sevk eder.
Cinsiyet değişimi yaparlar. Vucut yapısında bir parça alarak; TENASÜL Organı vucuda üsulünce monte ederler ve ERKEK Olur...
Nufus Müdürlüğüne başvuru...Mahkemeye yönlendirirler...
Mahkemeye "CİNSİYET TASHİHİ DAVASI AÇARAK; ERKEK OLMASINI ve Raporları, Hastane belgelerini sunar.. Mahkeme; Dosya ile beraber ADLİ TIP Kurumuna sevk eder. Bende bu safhada dosyanın duruşmalarına devam ediyorum...
Kalem...."E......nin dosyası ADLİ TIPTAN Geldi sözleri sarf ediliyor. Merak ettim ve Duruşmaadan bir gün önce bu dosyayı inceledim...
Davacı Kadındır. ERKEK Olmak ister ve Hastanenin Kliniği Erkek olması için Operasyon yapar.
Duruşma gün ve saatindeyiz. Davacı neşeli...Adli Tıp raporu rahatlatmış olsa gerek...
Raporu okudum ve C. Savcısı Nufus Temsilcisi bayan durakladılar.
Ben Bu konuda Kitap kaleme aldığımı ve TMK.nu nun 40. Maddesinin sarih olduğunu...
Madde metni aynen;
" Cinsiyetini değiştirmek isteyen kimse,şahsen başvuruda bulunarak mahkemece cinsiyet değişikliğine izin verilmesini isteyebilir.Ancak,iznin verilebilmesi için, istem sahibinin onsekiz yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması; ayrıca transseksüel yapıda olup,cinsiyet değişikliğinin ruh sağlığı açısından zorunluluğunu ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu bir eğitim araştırma hastanesinde alınacak resmi sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi şarttır.
Verrilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbi yöntemlere uygun bir cinsiyet değiştirme ameliyatı gerçekleştirildiğinin resmi sağlık kurulu raporu ile doğrulanması halinde, mahkemece nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verilir."
Yani; bu kişi önce Mahkemye başvuracak ve Mahkeme, bu konuda bir karar verecek; karar sonrası kişi Eğitim Hastanesine Mahkeme kararı gereği başvuracaktır.
Buradaki bu işlem; Önce OPERASYON YAPILIP RAPOR ALINMIŞ ve bu safhadan sonra Mahkemeye başvurulmuş.
Ben, Ben bu dosyanın 2-3 celse duruşmayasına çıktım...Adli Tıp Kurumunda olan dosyayı bekledim.
C.Savcısı ve Nufus Temsilcisi Bayanı uyardım...Konuyu TMK.nun 40. Maddesi kapsamını açıkladım...Kitabıma bu konuda aldığım HEKİMLERLE ilgili yorumları okudum....Dosyayı incelemeye aldım.
Öğleden sonra TIBBİ Operasyonu ypan MARMARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ Başhekimini aradım...
Konuy anlatım ve yapılan işlemin yanlış olduğunu; Öncelikle Mahkemeye başvuru yapılacağını...Mahkemece bu Konuda bir Karar verileceğini...Mahkeme Kararı gereği olarak; Kişinin istediği Hastanede OPERASYON ile CİNSİYETİNİ Değiştirebileceğini...Bu konuda gelen Rapora görede Mahkemenin KARAR Vereceğini...
OPERASYONUN ; Mahkeme Kararı gereği yapılacağını...Bu işlemin yanlış olduğunu ilettim...
Operasyonu yapan Hekimleri bana yönlendireceğini...Adımı -Soyadımı alınca; Dr. Olan ve Psikiyatri Uzmanlığını yapan Kızımın Babası olup-olmadığımı sordu...
Operasyonu yapanj Hekimler beni aradılar....Bilmediklerinden kaynaklandığını beyan ettiler.Bir de espri yaptılar..."Hakim...Hekim..."
Akşam evde Dr. Kızım ile bu konuyu tartıştık...
"Hocalarıma ne yaparsan yap...Ama, O DAVAYI REDDETME...Risk al ve Kabül et...Reddersen; O Kişi gelir Adliyeden Senin Odayın önünde intihar eder..." dedi...
Mütalaadan; çok etkilendim ve DAVAYI KABÜL ettim...
Ama; Kararın Hastane Başhekimine tebliğ edilerek; HEKİMLERİN BİLGİ EDİNMELERİ GEREKTİĞİNİ de HÜKME Aldım...
İşte Dr. Kızımın Bana; Gerekçeli Açıklaması, Uzmanın HUKUKİ MÜTALAASIDIR....
-( Ümraniye 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 01.04.2011 Günlü ve 2009/335 E.-2O11/ 143K. Nolı İlamı....)-
Sonra aynı konuda bir Dava geldi....İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesinin Yetkisizlik Kararı ile Benim Görevli olduğum Mahkemeye verilmiş...
DAVAYI AVUKAT Açmış....Açamaz....Bu tür DAVAYI; BİZZAT Davacı olan KİŞİ KENDİSİ AÇAR...Daha sonraki Yargılama aşamalarında Av. Duruşmalara katılabilir.
Kararı açıkladım....
" Dava DİLEKÇESİNİN REDDİNE... Bizzat Davacının Dava Açmakta Muhtariyetine...."
xx
Sanatçımız BÜLEN ERSOY Olayı ile başlayan tartışmalar YENİ MEDENİ KANUNUMUZUN 40. Maddesi ile getirilen düzenleme ile bu sorun çözümlendiği gibi, Tartışmalara başka yön verdi.
Bu Konu; TIP BİLİMİNİN Kapsamında kalan bir BİLİMSEL Konudur. Ben fazla bir şey söyleyemem...
1981 Yıllarında; Ülke Gündemi; 12 EYLÜL ASKERİ DARBEYİ ve sıkıntılarını bir tarafa bıraktı... Sanatçı BÜLENT ERSOY'un Cinsiyetini Ameliyat ile değişimi gündemi içine girdi. Taşrada bu konuyu Kararla sonuçlandıracak HAKİM-SAVC-Nufus Müdürü aranarak rahatsız edildiler.
Bülent ERSOY'a Sahne Yasaklandı...
Hatta Bülen ERSOY; bir beyanında; " KENAN EVREN'ı asla af etmediğini..." beyan etti...
1981 Yılında Görev Yaptığım Diyarbakır'ın bir ilçesinde ; erkek Görünümlü BAYAN bir ÖĞRETMEN İntihar etti. Cebinde; ABD. de Cinsiyet Değişimi Yapan bir Dr. adresi ve çalışmaları çıktı.
Merhum Turgut ÖZAL; M.K.da yapılan değişilik ile sınırlı bir şekilde bu soruna çözüm getirdi.
Ama; asıl ÇÖZÜM 2001-2002 Yıllarında YMK. nun 40. Maddesi ile bu sorun TIP BİLİMİNİN VERİLERİNE Bırakılarak çözümlendi.
Bu konuyu; TIP BİLİMİ ve HEKİMLER çözümlediler...
Yalnız; öncelikle cinsiyet değiştirecek olan kişi; 18 yaşını bitirmiş ve bekar olacak. Mahkemeye başvuru yapacak ve başvuruyu da bizzat kendisi yapacak. Av. aracılığı ile başvuru olamaz. Rapor; Cinsiyet değişiminin de sağlıklı yaşam için gerekli olduğunu içerecek.Mahkeme ARA Kararı ile Eğitim Hastanesinde bu konuda RAPOR İsteyecek... Bu RAPOR Sonrası Mahkeme bir ARA KARARI verecek. Kişi istediği Hastanede OPERASYON İle CİNSİYETİNİN Değişimi sonrası Mahkemeye RAPORU sunacak... Mahkeme de bu konuda Kararını verecektir.
Böyle bir KARARI Ben Verdim....
Saygı ile...
YAŞAMIMIN ÖYKÜSÜ VE UNUTAMADIĞIM ANILAR...
Sn. Turan Ateş bey 'in "YAŞAMIMIN ÖYKÜSÜ VE UNUTAMADIĞIM ANILAR..."başlıklı makalesini sız değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.
02 Eylül 2023 - 11:14
Bu haber 884 defa okunmuştur.
YORUMLAR