Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Tarım Ekonomisi Bölümü
Türkiye İstatitik Kurumu son yıllardaki verilerine göre kanatlı hayvanların %66’sını et tavuğu, %33’ünü yumurta tavuğu ve %1’ini hindi, kaz ve ördek oluşturmaktadır. Bu dağılım dikkate alınarak kanatlı et deninilce etlik ve yumurtalık tavuk yetiştiriciliğinin düşünülmesi doğru bir yaklaşım olarak değerlendirilmektedir. Türkiye bu bakımdan üretici, tüketici ve ihracatçı bir durumdadır ve yıllık 6 milyar Dolar cirosu ile hayvancılığın yükselen değeridir. Sektör içinde 600 bin istihdam, modern ve entegre tesislere sahip yatırımlar, konusunda uzman üretim, işleme ve pazarlama sistemi ve ihracatta aldığı pay yanında sektörün içinde katma değer yaratan üretim-pazarlama zincirinde ve yan ilgili dallarıyla yer alan 2.4 milyon çalışanı ile güçlü hayvancılık alanlarından en önemlisidir.
Kanatlı sektörü, tarihi geçmişi, üretici-yetiştirici-işleyici ve sanayicisi ile entegrasyonu, sözleşmeli üretim modeli ile pazarlamada modern yöntemleri uygulayan, yem, araç ve gereç, aşı ve ilaç, gıda sanayinin diğer alanlarıyla bağlantılı ve sonuçta da nüfusun tüketimde önemli protein gereksinimini karşılayan hatta kapatmaya çalışan yapısı ile özellik göstermektedir. Türkiye’de bu alanda 1990’lı yıllarda yapılan modern yatırımlarla üretim tesisleri sayısal ve kapasite yönüyle artmış ve 2000’li yıllarda AB standartlarında üretim yaygınlaşmıştır. Türkiye, dünyada 1.9 milyon ton tavuk eti üretiminde 12. sırada, 1 milyon ton tavuk yumurtası üretiminde 10. sırada ve 314 bin ton tavuk eti ihracatı ile 8. sırada bulunarak, hayvancılığın bu alanında gelişme eğilimini göstermektedir.
Sektör güçlü özelliğine karşın içsel ve dışsal etkenlerden dönemsel ve sürekli olarak etkilenmektedir. Dönemsel olarak üretim sürecinde yaşanan kuş gribi ve ihracatta tıkanmalar, tüketim yolunda yanlış bilgilendirme ve bilgisel kirlilik gibi nedenler dikkati çekerken, sürekli olarak temel girdilerdeki maliyet artışları, genetik materyalde dışa bağımlılık, finansman ve kredi kullanımında yaşanan sorunlar nedeniyle gelişme alanları üzerinde direnç noktalar oluşmaktadır.
Kanatlı sektöründe, GTHB sektör geliştirme strateji raporunun son yıllara dayanan verilerine göre 10 bin 17 adet işletme faaliyet göstermekte bunun 62’si kuluçkahane, 357’si damızlık, 7 bin 834’ü ticari etlik piliç ve 1.698 adedi de ticari yumurta tavuğu işletmesi olarak istatistiklerde görülmektedir. Mevcut verilere göre, ülkemizde işletme ve kümes sayısının, iç talebi fazlasıyla karşıladığı ve ihracat durumu oluştuğunda bunun karşılanacağı alt yapı ve kapasitenin varolduğu görülmektedir.
Türkiye’de kanatlı hayvancılık sektörü üretim maliyetinin en büyük kısmını, %68 oran ile yem gideri oluştururken, bunu %14 ile civciv masrafı izlemektedir. Sektörde büyük çoğunlukla dışa bağımlı olarak talep edilen hammadde fiyatlarının yüksekliği artan maliyeti tetiklemekte, dış piyasada sektörün rekabet gücü ve ihracat olanaklarını azaltmaktadır. Diğer yandan Türkiye kanatlı sektöründe damızlık hayvan konusunda dışa bağımlılık devam etmektedir. Bu konuda kamu kesiminin çalışmalarının artmasına karşın bu bağımlılık sürmektedir. Sektörde tavuk eti üretimi yapan firmalar TSE standartlarına uygun şekilde çalışmaktadırlar ve Avrupa Birliği’ne üye ülkeler bu standartlarda üretim yapan firmaların ürünlerini tercih etmektedirler. Yumurta kalite standartlarının oluşturulması ve üretiminin izlenebilirliği, tüketiciye ürün kalitesinin bozulmadan ulaştırılmasında AB yönetmelikleri ve uygulaması konusunda sektörün uyum sağladığı görülmektedir. Yumurta ve tavuk eti ihracatını artırmak için Ekonomi Bakanlığı’nın koordinasyonunda İstanbul İhracatçılar Birliği bünyesinde 2011 yılında kurulan Kanatlı Ürünleri Tanıtım Grubu yardımıyla uluslararası düzeyde çalışmalar sürdürülmüş ve yurtdışı tanıtım etkinlikleri konusunda sektör her yönüyle tanıtılmıştır.
Türkiye’de kanatlı sektörünün gelişmesi ve ekonomiye katkısının artırılması amacıyla bazı gelecek yönelimler ortaya konulabilir:
Sektörün doğru istatistik ve verilerle potansiyelinin bilimsel olarak belirlenmesi
Artan maliyet kalemlerinin doğru politikalar ve katılımcı sektörel anlayışla çözümlenebilmesi
Sektöre yönelik girdi desteklerinin planlanması, üreticilere düşük maliyetli yakıt, elektrik sağlanması ve su kullanımında indirim yapılmaı
Kanatlı karma yemlerde kullanılan ve önemli bir kısmını oluşturan mısır ve soya üretiminin desteklenmesinin artırılarak sürdürülmesi
Sektörün büyümesi ile çevreye olumsuz etkisinin azaltılması. Bu bakımdan bilinçli gübre depolama poltikası oluşturulması ve yatırımlarla enerjiye çevrilmesine yönelik çalışmaların artırılması
Sektörün ihracatta planlama yapmasına yönelik ciddi çalışmaların artırılması
Rekabeti sağlamak ve üstünlük kurmada önlemler almak. Bu bakımdan ihracatta çeşitlilik ve pazar alan farklılığı yaratma yanında üretim planlamasını organize etmek.
Kanatlı Hayvan hastalıkları ile ilgili stratejik planın güncellenmesi, hastalıklara uygun aşıların belirlenmesi, aşıların güvenilirliğine dair analizlerin gerçekleştirilmesi gibi teknik konular üzerinde çalışmak.
Sektörde antibiyotik kullanımının azaltılması amacıyla hastalıkların bulaşma riskini düşürmek ve aşı programlarının planlı oluşturulmasını sağlamak.
Aşıda dışa bağımlılığı azaltmak için üretime yönelik Ar-Ge çalışmalarını artırmak.
Sektörün bilgi kirliliğini yok etmek için bilimsel çalışmaları sıklıkla yapmak/yaptırmak. Bu konuda tüketicilere farkındalık yaratmak amacıyla aile hekimleri, sivil toplum örgütlerinin desteğini alarak, sektörel tanıtımların ve reklamların yapılmasını sağlamak
Özellikle beyaz et konusunda bilgilendirici kamu spotları yayınlanmak ve kamu spotlarının izlenme oranı yüksek olan saatlerde yayınlanmasını sağlanmak, karalama ve yanlış bilgilendirici kampanyaların kamu otoriteleri tarafından engellenmesini sağlayacak kanuni düzenleme yapılmasını zorunlu kılmak.
Beyaz et konseyinin kurulması konusunda çalışmaları artırmak.
Sektörün uzun dönemli gelişme hedef ve eğilimleriyle geleceği yapılandırılmalıdır. Bu bakımdan hayvansal protein gereksiniminin karşılanmasına yönelik üretim ve pazarlama politikasını sürekli kılmak hedefiyle gelecekte büyüme beklenmektedir. Büyümeden yararlanmada yurtiçi ve yurtdışı tüketici eğilimlerini izlemek, artan maliyetin temelini oluşturan yem hammaddelerine ilişkin önlemler ele almak ve bilimsel araştırmaları artırmak sektörel başarının kalıcığını kolaylaştıracaktır.
YORUMLAR