Mesudiye’nin Aşağı Gökçe (Aşağı Faldaca) köyünde öğretmenlik yapan Mustafa Erdin. eğer öğrencilerinin okuması için 1981 yılında Oktay Ekşi’den “kitap” göndermesini istemeseydi, 16 bin 029 kitabıyla Türkiye’nin en zengin kitaplı “köy kütüphanesi” olan “Fatma-Hüseyin Ekşi Kütüphanesi” (FHEK) belki de hiç olmayacaktı.
Mustafa öğretmenin isteği yerine geldi ama okul bir kütüphaneye kavuşamadan kapandı. Çünkü köydeki çocuk sayısı oradaki ilkokulu açık tutmaya yetmiyordu. Gönderilen kitaplar o yüzden, “Köy Odası”ndaki raflarda yıllarca bekledi.
Fatma-Hüseyin Ekşi Kütüphanesi’ni kurma fikri, 1991’de başlayan -Türkiye’deki tek doğrudan demokrasi örneği olan- Mesudiye Kurultayları sayesinde doğdu:
Oktay Ekşi, Kurultay’a katılmak üzere her yılın Temmuz başında Mesudiye’ye gidince, ailesinin 5 kuşaktan beri yaşadığı yer olan Aşağı Gökçe’deki kitapları değerlendirecek çare aramaya başladı. Babası, eski Ordu Milletvekili Hüseyin Ekşi ile annesi Fatma Ekşiokumaya çok önem veren insanlardı. Nitekim bir karşılık beklemeden tüm olanaklarını seferber ederek okumasını sağladıkları çocuklar sayesinde Mesudiye çok değerli insanlar kazanmıştı. Bu gerçeği dikkate alınca, Hüseyin Ekşi ile Fatma Ekşi’nin isimlerini yaşatacak bir kütüphane kurma fikri doğdu.
Oktay Ekşi ile ağabeyi Behiç Ekşi kolları sıvadılar. Böylece Aşağı Gökçe camiinin altındaki boş mekanda kitap kolileri birikmeye başladı. Bu kitaplar Aşağı Gökçe muhtarıAslan Ekşi’nin duyarlığı sayesinde zarar görmeden korundu. Nitekim kütüphane daha sonra, orada kuruldu..
Kitap toplama kampanyasına özellikle Oktay Ekşi’nin teşviki ve talebi sonucu birçok arkadaş, dost ve kurum katıldı. Koliler açılınca 8 bin 53 kitaba ulaşıldığı görüldü. Onun üzerine kütüphane küçük bir törenle açıldı ancak hizmet vermeye başlayamadı çünkü kitapları sanal ortamda kaydetme işinin başarılı olmadığı o zaman ortaya çıktı.
Onun üzerine Oktay Ekşi yeni bir “kitap toplama” kampanyası başlattı. Dostlarına “Siz sadece bağışlayacağınız kitapları koliye koyun. Biz onu alır, köye göndeririz” diyerek katkı istedi. Böylece kitap sayısı önce 11 bin küsura, sonra da 16 bin 029’a ulaştı.
Bağışladığı kitap sayısı 100’ü geçenlerin isimleri kütüphanenin dışındaki “Teşekkür Paneline” kondu. (İlgilenenlere haber verelim: Paneldeki yeriniz sizi bekliyor.)
Bu aşamada Fatma-Hüseyin Ekşi Kütüphanesi’nin şansı yardım etti. Aşağı Gökçe köyü imamlığına, İlahiyat Fakültesi mezunu, bilgisayar bilen, kitap seven, kitap okuyan ve bu tür işleri yapmaktan zevk duyan Hakim Berk adında bir İmam tayin edilmişti. Hakim Berkkarşılık beklemeden, boş zamanlarında tüm kitapları önce konularına göre ayırarak raflara yerleştirmeyi, sonra onları numaralamayı ve ardından bilgisayar ortamında tamamının kaydını yeni baştan yapmayı üstlendi. Nitekim Hakim Berk’in bu çabaları sonunda 16 bin 029 kitap hizmete sunulmaya hazır hale geldi.
Ancak yine de yanıtlanması gereken bazı sorular vardı. Örneğin:
İlköğretim çağında çocuğu kalmadığı için okulu kapatılan bir köyde bu kitapları okuyacak adam nerden bulunacaktı?Fatma-Hüseyin Ekşi Kütüphanesinde hangi kitaplar olduğunu insanlar Aşağı Gökçe köyüne gelmeden nasıl öğrenebilirlerdi? Kitap alma ile ilgili temel bazı kurallara ihtiyaç yok muydu?
Bu sorulardan birincisinin yanıtını, 25 Eylül 2005 günü yapılan açılış töreninde Oktay Ekşi,“Bu kütüphane sayesinde bir tek evladımız ülkeye ve insanlığa büyük hizmetler yapacak noktaya gelirse, amaç gerçekleşmiş sayılır” diyerek vermişti.
İkinci sorunun yanıtını vermek için, büyükbaba ve babaannesinin adını yaşatmayı kendisinin de görevi sayan V.Mehmet Ekşi ile Hürriyet Gazetesinin Bilgi Sistemleri Müdürü Tolga Çeltikçi, DYH Sistem Geliştirme Müdürü Tuncay Pamuklu, DYH Yazılım Uzmanı Sibel Kırmızıgül el ele verdi.
V.Mehmet Ekşi gerekli başvuruları yaptı. Sibel Kırmızıgül , Tuncay Pamuklu ve Tolga Çeltikçi kütüphanenin internet üzerinden herkese hizmet vermesini sağlayacak www.fhek.infoadresli siteyi kurdu. Böylece kütüphane her ilgi duyana fiilen hizmet verecek hale geldi.
Denemek veya kitap bağışında bulunmak isterseniz [email protected] adresine yazınız.
YORUMLAR