Tohumluk ıslah ve tescil çalışmaları çok zor ve meşakkatli bir çalışmadır. ''5042 sayılı,yeni bitki çeşitlerine ait ıslahçı haklarının korunmasına ilişkin kanun'' hükümleri çerçevesinde yapılmaktadır.
Asli görevi tohumluk ve damızlık üretmek olan tarım işletmeleri genel müdürlüğü (tigem)'de çok değerli bir uzman olan ziraat yüksek mühendisi sayın ali koç tarafından bir çalışma başlatılmış, 7 çeşit buğday tohumluğu tescil aşamasına gelmiştir.
12 yıl süren zor bir çalışma sonucunda, değerli uzmanın peçenek, karakalpak, başkurt, bilden, kıpçak, somuncuoğlu (bisküvilik) ve ahıska (bisküvilik) çeşitleri tescile hak kazanmıştır. Bu çalışmaların iki yılına resmi görevli denetçi sıfatı ile ben de tanık oldum ve çok umut var olduğunu gördüm.
Her şeyden önce bu tohumlukların yerli ve milli olması çok sevindiricidir. Bu tohumluklar ekildiğinde %25 ürün artışı sağlamaktadır. Bundan daha güzel bir hizmet olabilir mi !!!
İşin ilginç yanı türkiye yerli çeşitlerde kaliteyi yakalayamadığı için, makarnalık ve bisküvilik çeşitler ithal edilmektedir. Islah edilen bu çeşitler arasında somuncuoğlu ve ahıska ismi verilen iki bisküvilik çeşit bulunmaktadır. Bu tohumluklar ekilip, çoğaltıldığında türkiye ithalattan kurtulacak ve döviz tasarrufu sağlanacaktır.
Aman efendim bu çeşitler olmaz. Neden ? Bunların isimleri türk boylarının isimleri. Peki türk boylarının isimleri nerenize battı ? Niye rahatsız oldunuz ? Genotipinde veya fenotipinde bilimsel olarak bir eksiklik var mı ? Yok. Peki sizin ıslah ettiğiniz bir çeşit var mı? Oda yok. Tamam sizi önce allah'a, sonra da okuyucularıma havale ediyorum.
Bu ülkeyi dışarıdaki düşmanlar yıkamazlar. Bir söz vardır, ''ağacın kurdu içinde olmasaydı bin yıl yaşardı''. İşte içerideki bu zararlı haşereler, bu güzel ülkeye zarar veriyorlar. Bunlar temizlenmedikçe ülkenin huzur bulması mümkün değildir.
Bu ülkenin uzmanları aşı bulduğunda, tohumluk ve damızlık ıslah ettiğinde sevinemiyorsak, millet olmamız tartışılır. Bu başarıları sağlayan uzmanlar, gözümüzün önünde harcanırken, çalışmaları yok sayılıp, çöpe atılırken sesimiz çıkmıyorsa, bırakınız yurttaş olmayı, insan olup, olmadığımızı sorgulamamız gerekir.
Ülkemizin faydasına olan doğruları yazmaya, doğru insanları savunmaya, bedeli ne olursa olsun devam edeceğim. Bir beklenti içinde değilim. Sadece milletime olan borcumu ödüyorum. Şöyle diyenler olabilir, ödüyorsun da anlayan mı var. Ben ödeyip, vicdanen borçtan kurtulayım, alıp almamak, alacaklının bileceği bir husustur.
(28,nisan, 2020-ordu)
YORUMLAR