Reklam

SEÇİMDEN SONRA EKONOMİDE NELER OLACAK ?

sn. Şinasi Kara bey'in " SEÇİMDEN SONRA EKONOMİDE NELER OLACAK ? "Başlıklı makalesini sız değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

SEÇİMDEN SONRA EKONOMİDE NELER OLACAK ?

sn. Şinasi Kara bey'in " SEÇİMDEN SONRA EKONOMİDE NELER OLACAK ? "Başlıklı makalesini sız değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.

SEÇİMDEN SONRA EKONOMİDE NELER OLACAK ?
14 Mayıs 2023 - 13:56



Türkiye bu gün seçime gidiyor. Ekonomik sorunlarımız var. Zan ediliyor ki, seçim ekonomik sorunları çözecek. Ekonomide sihirli bir değnek yok. Sorunların çözümü için belli prensiplerin uygulanması şart. Kim kazanırsa kazansın fark etmiyor.

1. Dolar kuru artacaktır. 

İki yıldan beri, Hükümet kuru sabit tutuyor. Serbest piyasa koşullarından uzaklaşıldı. İdari tedbirler ile kura müdahale ediliyor.  Devletin fiyatlara müdahalesinin sonuçları bilinir. İkili fiyat oluşur. Yasak konulursa karaborsa fiyatı oluşur. 

Şu anda, merkez bankası dolar kuru ile serbest piyasa kuru aradındaki fark yüzde 5 leri aştı. Kim gelirse gelsin, seçimden sonra  ''serbest piyasa ekonomisine dönüş başlayacak'' ve ilk uygulama kurlarda olacaktır. Kurlar, serbest piyasa ile eşitlenecektir. 

Yüksek bir artış beklemiyorum. Zira, kur korumalı mevduatın hazineye getireceği yük nedeniyle, doğrudan serbest piyasaya geçmek, bütçe açığını artırır ve enflasyon hızlanır. Zamana yayılmış, dengeli ve kontrollü artışlar yapılmalıdır.

2. Politika Faizi Artacaktır.

İki yıldan beri, merkez bankası POLİTİKA FAİZİ, piyasa faizinden düşük tutuluyor. Hükümet, faizin fiyat olduğunu anlamış değil. Halbuki, faiz nakit sermayenin fiyatıdır.  Fiyata müdahale ettiğiniz zaman, karşınıza ikili fiyat çıkacaktır. Türkiye 2 yıldan beri iki farklı faiz ile karşı karşıya kaldı. Birisi merkez bankası politika faizi, diğeri serbest piyasa faizi. 

Serbest piyasada faizleri, ödünç verilebilir fon arz ve talebi tayin eder. Kısa vadeli, özel sektör tahvilleri göstergedir. Özel sektör tahvilleri yüzde 58 ile piyasada alıcı buluyor. Politika faizi ise halen yüzde 8,5  olup, tamamen ekonomiden soyutlanmış vaziyette. Merkez bankası ve bankalar arasında uygulandığı için, kaydi para yaratıyor ve enflasyonu hızlandırıyor. Kim gelirse gelsin, bu sorunu çözmek zorundadır. Öncelikle, politika faizinde artışlar ile işe başlanmalı. Likiditeyi kontrol altında tutacak şekilde, yavaş hareket edilmelidir. Aksi taktirde, bankalar zora girebilir. Zira, bankaların elinde, milyarlarca liralık düşük faizli hazine tahvilleri bulunuyor.  Faizler yükseldiği zaman, hazine bonolarının değeri de düşer. Bu düşme banka iflaslarına kadar sistemi zorlayabilir. Ölçüyü elden bırakmamak gerekiyor.

3. Bütçe Açığı Artacaktır

Demokrasilerin ezeli sorunu POPÜLİZM  dir. Oy almak amacıyla siyasi partiler, halktan taraf görünmek isterler. Ellerindeki imkanları kullanırlar. Maaş artışları, destekleme alım  fiyat artışları, vergi indirimleri gibi. Popülist harcamalar, bütçeye yük olarak gelir. Bütçe açık verdiği için, açık daha da yüksek olacaktır.  

Bütçe açıkları, ilave vergilere mecburiyet getirir. Kim gelirse gelsin, bütçe açıklarını karşılamak için VERGİ KOYMAK zorunda kalacaktır. Enflasyonun vergi olduğu biliniyor. Bana göre, bütçede bir miktar tasarrufa gidilerek, açık azaltılabilir.  Gümrük vergilerinde yapılacak yüzde 8 civarındaki artış, azalan açığı kapamaya yeterli gelebilir. 

4. Cari Açık

Türkiye sürekli cari açık veriyor. Kural şudur. Finanse edildiği sürece cari açık sorun yaratmaz. Şimdiye kadar finanse edildi. Ancak, cari açıklar dış borç yaratır. Dışarıdan borç alan ülkeler, sonunda IMF ye muhtaç duruma geliyor.  Borç alan emir de alır. City of London pusuda bekliyor. 

Bu nedenle, cari açığı düşürmek şarttır. Nasıl düşürülecek sorusuna cevap, ithal mallarını pahalılandırmaktır. İthal mallarını pahalılandırmanın iki yolu var. Birincisi gümrük vergilerini artırmak, ikincisi kurları artırmak. Gümrük vergilerini artırmanın, bütçe açığını kapatmaktaki rolünü 3. paragrafta  yazdım. Böylece bir taşla iki kuş vurulmuş oluyor.

Kurları artırmaya gelince, önümüzde önemli bir sorun duruyor. Çünkü, her kur artışı cari işlemler dengesinde pozitif sonuç yaratmaz. Belli bir kuralı vardır. Kural tekniktir. Teknik olmasına rağmen, yazacağım. Peşinden açıklayacağım.

''Kur artışlarının pozitif sonuç verebilmesi için, ithal malları talep elastikiyeti ile ihraç mallarına olan talep elastikiyeti toplamının birden büyük olması şarttır''

Demek istenen şudur. Kurları artırdınız. İthal edeceğiniz petrol miktarı azalmaz. Çünkü, petrol ithalatını her koşulda yapmak zorundasınız. İlaç da öyle.  Kur arttı diye fındık satışından daha çok dolar elde edemezsiniz. Sadece fiyatı artmış olur.Ya da, ihracat mallarının üretimi için gerekli ithal malları, kur arttı diye azalmaz.

Bizim cari açığımızın gerisinde enerji ithalatı var. Enerji yatırımlarına önem vermek gerekiyor.

İhracatı artırmak suretiyle cari açık önlenebilir. Bunun için katma değeri yüksek mal ihracatında artış sağlamak lazım. Savunma sanayindeki gelişmeler umut verici. Tek başına Bayraktar  Şirketi 1,6 milyar dolar iha ihracatı yaptı. Katma değer o kadar yüksek ki, demirin kilosunu 8 bin dolara satıyor. Kim gelirse gelsin, savunma sanayini desteklemesi gerekiyor.

Şinasi Kara

Bu haber 680 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum