14 MAYIS ve  28  MAYIS  SEÇİMLERİNDE İB.sunda 

SEÇİM KRİZ MERKEZİNDE BULUNDUM...

     Sandık Alanında İSTANBUL BAROSU Yönetiminin Görevlendirdiği  Gönüllü Av. Meslektaşlara, Bir Gurp av. Arkadaşlarla telefonlarla  görüşler ilettik...
      Dünyada 2000 li Yıllara gelinirken; DUVARLAR YIKILDI....Demokrasiyi bünyesinde kabül etmeyen DİKTA REJİMLERİ yerini Halk İradesi olan  DEMOKRASİLERE Bıraktı....
      Bizim CİCİ DEMOKRASİ ise, daha da GERİYE Götürüldü.
     Siyasi Güçlerin ve Yetkilerin; ÇOK KİŞİ ve  KURUMLARLA  Paylaşımı yerini; TEK KİŞİLİK Bir YÖNETİM Anlayışına bırakılma  sürecine girildi.
      BAŞKANLIK SİSTEMİ, bizim sınırlı Demokrasimizde nasıl bir uygulaması yapılacak? Demokrasimiz bu sistemi taşıyabilek midir?
    Bu incelikler, değerlendirrilmedi.
    Demokrasi,Siyasi Erklerin  birbirinden ayrılması ve de PAYLAŞIMIDIR.Kendin gibi düşünmeyen veya düşünemeyenlerle  UYUM,TAAMMÜL ve gerektiğinde İŞBİRLİĞİDİR.
    Bizim Siyasilerin Demokrasi anlayışı ise çoğunluğun kendisi gibi düşünmeyen AZINLIĞI devre dışı bırakarak, onun üzerinde tahakkümdür.
      Klasik KUVVETLER AYRIMI; Devletin Yönetim organları arasında bir ÜSTÜNLÜK Sıralaması anlamına gelmeyip;Belirli Devlet Yetkilerinin kullanılmasında ibaret ve bununla da sınırlı olan medeni bir İŞBÖLÜMÜDÜR. Üstünlük; her zaman Anayasa ve yasalardır.
     Devlet düzeninde ve yönetiminde en önemli İLKE de LAİKLİKTİR....
     Geçmiş dönemlerde Anayasa Mahkemesi bir Kararında;                             "LAİKLİK ; Ortaçağ Doğmatizmini yıkarak aklın öncülüğü, bilimin aydınlığı ile gelişen  ÖZGÜRLÜK ve DEMOKRASİ Anlayışını, Uluslaşmanın , Bağımsızlığın, Ulusaal Eğemenliğin ve İnsanlık İdealinin ana temelini kılan bir UYGAR YAŞAM BİÇİMİDİR."
      Çağdaş bilim, skolastik düşüncenin yıkılması ile birlikte doğmş ve de gelişmiştir. Laiklik dar anlamda; Devlet işleri ile Din işlerinin birbirinden ayrılması olarak tanımlanmıştır.
     Anayasa Mahkememiz ise; " LAİKLİK, EĞEMENLİĞE,DEMOKRASİ ve ÖZGÜRLÜĞE ve BİLGİ BİLEŞİMİNE DAYANAN Toplumsal bir Atılım; Siyasal,sosyal ve kültürel  yaşamında ÇAĞDAŞ DÜZENLEYİCİSİDİR..."
       Dine dayalı düşünce ve değerlendirmelerin geçerli olduğu, DİN Kurallarına dayalı bir toplumda;SİYASİ ÖRGÜTLENMELERDE DİNSEL NİTELİKTE olmaktadır.LAİK bir Düzende DİN; SİYASALLAŞMADAN Kurtarılarak da Yönetim aracı olmaktan çıkarılır. Böylece DİN; saygın bir şekilde yerinde tutularak, KİŞİLERİN VİCDANLARINA Bırakılır.
      Böylece siyasal yaşamın dayanağı da  BİLİM ve ÇAĞDAŞ HUKUK olur. LAİKLİĞİN olmadığı bir Toplumda DEMOKRASİ DE OLAMAZ...
    Bugün ARAP Ülkelerindeki Demokrasi hareketleri de  bunun kanıtıdır.
     Demokrasinin NAMUSU da sadece SANDIK DEĞİLDİR...
     Görev, yetki ve Sorumluluklarında tek elde toplanmamasıdır. BirbirindenÜSTÜN olmayan Kurumlarca da bunun paylaşımıdır.
        xxxxx
     Siyasal yaşam biçimi ve özgürlükçü düzen oloarak insanlık tarihinde çağımızın ülküsü değeri ile yer aalan"DEMOKRASİ" ve bu yapıyı gerçekleştirecek olan öğelerin  başlıcalarından SİYASİ PARTİLERLE  Seçimleri konu edinen Bir KİTAP Sundum çok önceleri...
    Çağdaş Demokrasilerin vazgeçilemeyen üç temel kurumu vardır. Yasama-Yürütme - Yargıdır. Demokrasinin geliştiği ülkelerde, bu kurumlar eşit düzeyde birbirinden ayrıdırlar ve  BAĞIMSIZDIRLAR...
      Gelişimiş ve Batı Tipi Demokrasilerin önemli unsurları Siyasi partiler ve Seçimdir. Demokrasi,tarihi gelişimi boyunca bu iki unsuru her zaman bünyesinde bir İSKELET SİSTEMİ olarak taşımıştır. özünde DEMOKRASİNİN İskeleti SEÇİM ve SİYASİ PARTİLERDİR....Yani binaların taşıyıcı kolonları, binayı nasıl ayakta tutuyorsa, bu iki kurumda Demokrasiyi ayakta tutmaktadır.
        Siyasi Partiler  demokrasilerin  vazgeçilmez  unsurudurlar. Seçimde , demokrasinin -ülke yönetiminin-ana unsuru, yani temel taşıdır. Seçim denen kurum demokrasiyi her zaman ayakta  tutup, işlerlik kazandırmıştır.
                xxxxx
      Yalnız Siyasi partiler Yasası değiştirilip; Adayları belirleme ; Siyasi partilerin İl ve İlçe Yönetiminden alınarak; Partili Seçmenlere bırakılmadan  DEMOKRASİDEN Söz edilemez.
     Aday belirleme Seçmen DAYATMA olarak sunulmaktadır. Tüm SEÇMENLERDE bu konuda rahatsızdırlar.
     Kurumlar ve Kurallar düzeni,genel ve eşitlikçi siyasal açılım özelliği ile  hukuksal güvence kaynağı yapılanmanın çok yanlış olduğu anlaşıldı.Kişilerin ve bazı kurumların kendi kendi amacına göre tanımlanan DEMOKRASİ, uygulama yanlışlıkları ve hukuksal  sakıncalarla  yakınma neden olmaktadır.
     Siyasi Partilerimiz,Demokratik gereklere erişememiş  Liderlerin  tekelci yönetimlerinde  Demokrasiye hizmetten çok bir klüp görüntüsüne indirgendi.
     SEÇİMLER;Devlet yönetimi için bir yarış olmatan öte, seçmenleri kandırma , değişik yol ve yöntemlerle  OYLARINI SATIN Alma biçimine dönüştürülmüştür. Baraj tartışması ile de  amacından uzaklaşmıştırr.
      Özellikle de Siyasal Yönetimleerin devlete ve yerel yönetimlere ilişkin tüm OLANAKLARI Sınırsız bir şekilde kullanarark yaratılan EŞİTSİZLİK yanında  EĞİTİMSİZLİKTEN Kaynaklanan, bilinçsizlik ve  ilgisizlik SEÇİMSonuçlarına da etkili olmaktadır.
      Bu konuda yapılması gereken çalışmaları, HUKUK öncelikli oloarak ele almak herkesin YURTTAŞLIK Borcu olsa gerek.Seçimler nedeni ile  sık sık duyduğumuz "DEMOKRASİ, HUKUK DEVLETİ, ANAYASA, YATGI BAĞIMSIZLIĞI, ULUSAL BAĞIMSIZLIK " sözlerinin gerçek amacına  kavuşması için hepimize sorumluluk ve görev düşmektedir.
           xxx
      Evet...14 Mayıs 2023 Günü Yapılan SEÇİMDE; TBMM Üyelerini belirledik...Aslında BİZ SEÇMEN YURTTAŞ olarak belirlemedik. Siyasi Partilerimizin  Yönetimlerinin BELİRLEDİĞİ-Neye göre- Adayları ONAYLADIK...
     Aynı Gün Yapılan CUMHURBAŞKANLIĞI Seçimi; ,ikinci  TURA kaldı...Ancak Bana ulaşan bazı Sandık sonuçlarını gösteren - ISLAK İMZALI TUTANAK-ile YSK.ya giden Aynı TUTANAKTAKİ OYLARIN SAYISI Farklı.
     Sandık Kurulunun Islak İmzalı Tutanağında; KILIÇDAROĞLU'nun yüksek oyu; Sayın ERDOĞAN'a  ve ERDOĞAN'ın düşük saayıdaki Oyu KILIÇDAROĞLU 'na yazılmış...Bu Tutanaklar benim sosyal sayfamda mevcut...elimde Öıktısı da var. Aynı; ilçenin aynı mahallesi ve sandığına ait...
     28 Mayıs 2023 Günü; Cumhurbaşkanlığı Seçiminin 2. TURU yapıldı...Sonuç belli...Ancak; Söylentileri ve dedi-koduları hala devam ediyor...
     Efendim YURTDIŞI Seçmen Oyları...SÜRİYELİ Sığınmacıların Oyları...
     Sayın ERDĞAN'ın Adaylık konumu...3. Dönem Aday olup-olamayacağı tartışmaları...
       xxxxxx
     Bu SEÇİMLER SÜRECİNDE Anamuhalefet Partimiz CHP.nin Başarısı- Başarısızlığı....Halen tartışma konusu...
     Yalnız; CHP Yönetimi; MİLLETVEKİLİ Seçimine değil; CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİNE Endekslendi...
    Cumhurbaşkanlığını elde etmek için; Seçim Alanlarına indi.
    xxxxxxxxxx
    Yalnız; Seçim bir Yarıştır. Siyasi TERCİH Yarışıdır. Seçici olan SEÇMEN Yurttaşlarn Oylarını alabilmek daha farklı bir olaydır.
    Yalnız Yarışlar....EŞİT KOŞULLARDA Yapılır...
     Ağırlıkları aynı olan iki pehlivan güreşebilir.
    İktidar Partileri ve Adayları bu konuda şanslıdırlar...Çünkü; DEVLETİN Tüm olanaklarını kullanırlar...
    Muhalefet Partilerin ve mensubu Adayların bu olanaklardan faydalanma şansları da yok...
     Bu yanlışlıkları kim durdurabilir?...SEÇİM HAKİMİ; birikimli ve de Siyasi yönden güçlü ise mümkün olabilir.
     Uzun süreli olarak; İlçe SEÇİM KURULU Başkanlıkları yaptım...Seçim Yasalarında asla da taviz vermedim...Ama; Eşitlik İlkesini de sağlıklı uyguladım....
      Bir MZABATA Töreninde Seçimi Kazanan ADAYA  Mazbatasını verirkende; Seçim sürecinde yaşadığım ; SEÇİM Hilelerini ve önleme çalışmalarımı da alenen beyan ettim...Sosyal Medyada bu konuda bir Video da dolaşır...
       Seçim Sonuçları alındı ve de kesinleşti...
      Beklenen ve söylenen toplumsal olaylar olmadı...Bu sevindici olsa gerek...
     Siyasi Partilerimizin;Önünde Büyük Ekonomik Kriz yanında 9-10 Ay gibi bir süre sonrası da YEREL YÖNETİM SEÇİMLERİ var....
      Saygı ile....