Geçtiğimiz akşam, tesadüfen Esenyurt eski belediye başkanı Necmi Kadıoğlu’nun paylaştığı bir videoya denk geldim. Videoda, Esenyurt Belediye Başkanlığı döneminde Ardahan’ın Göle ilçesine yaptığı yatırımları anlatıyor, bölgedeki yol yapım çalışmalarını, inşa edilen binaları,yapılan yolları ve diğer projeleri gösteriyordu. Bu görüntüleri izlerken aklıma, yıllar önce Esenyurt’taki Ordulu derneklerin belediyeden aldığı küçük çaplı bir tente yardımı geldi. İşte tam da bu anı, zihnimde büyük bir kıyaslamaya yol açtı.

Yine Bayburt’u ziyaret ettiğimde buna benzer çok şeyle karşılaşmıştım.

Esenyurt’ta yaşayan on binlerce Ordulu ve yaklaşık 40 farklı Ordulu derneği, o dönem Necmi Kadıoğlu’na büyük destek vermişti. Seçim dönemlerinde miting meydanlarında, toplantılarda, sandık başlarında tam anlamıyla onun arkasında durdular. Ancak ne yazık ki bu büyük desteğin karşılığı, memleketleri için neredeyse sıfır oldu. Ordulular, siyasette her zaman güçlü bir seçmen kitlesi olarak görülmesine rağmen, somut yatırımlar ve projeler noktasında hep geri planda kaldı.

Bu teslimiyetçi zihniyet, Kadıoğlu dönemiyle sınırlı kalmadı. Sonraki dönemlerde de Esenyurt’ta değişen belediye yönetimleri ve farklı siyasi figürler, Orduluların oy desteğini alırken, yatırımlarını başka illere yönlendirdi. Yıllardır süregelen bu durum, bir türlü değişmedi.

Sorulması gereken temel soru şu: Neden? Neden Ordulular, siyasi arenada bu kadar güçlü bir seçmen kitlesi olmasına rağmen, bu gücünü kendi lehine kullanamıyor? Neden hep birilerini destekleyip, karşılığında yalnızca küçük çaplı yardımlarla yetinmek zorunda kalıyor?

Bu noktada toplum olarak bir özeleştiri yapmamız gerekiyor. Siyasette var olmanın yolu sadece oy vermekten ibaret değil. Hak edilen yatırımları alabilmek için ortak hareket etmek, talepte bulunmak ve siyasetçileri hesap verebilir kılmak gerekiyor. Aksi takdirde her seçim döneminde kullanılan ama seçim sonrasında unutulan bir topluluk olmaya devam ederiz.

Artık bu kısır döngüyü kırmanın zamanı geldi. Ordulular olarak, siyasi gücümüzü bilinçli kullanmalı, destek verdiğimiz isimlerden gerçek projeler ve yatırımlar talep etmeliyiz. Aksi halde, siyasetin yalnızca figüranı olmaktan öteye geçemeyiz ve yine avucumuzu yalamaya devam ederiz.