KPSS soruşturmasında Ömer öğretmenin gözaltına alınması, büyük bir drama yol açtı. Eşi Hülya Fırıncı, 4 ay önce fenalaşıp komaya girdi. Hayati tehlikesi olduğu için eşinin yanından ayrılmayan öğretmen, gözaltına da hastanede alındı. Komadaki eşi ve 3 çocuğu ortada kaldı. Sıkıntı savcıya anlatıldı ama çare olmadı.
Kopya iddiaları sebebiyle iptal edilen 2010 Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) soruşturmasında, zulüm ve skandallar bitmek bilmiyor. Bir önceki operasyonda 9 aylık hamile kadın gözaltına alınırken, son soruşturmanın ardından yeni bir dram çıktı. 4 aydır komada olan Hülya Fırıncı’nın coğrafya öğretmeni olan eşi Ömer Fırıncı’nın adı da gözaltı listesinde yazıyordu. Polis, sabah 6’da evine gitti ancak orada yoktu. Kapıyı açan kayınvalidesi şoke olurken polisleri gören çiftin 3 çocuğu ağlamaya başladı. Ömer Fırıncı’nın komadaki eşinin yanında hastanede olduğu söylendi. Polisler hastanenin yolunu tuttu. Gözaltı kararı, Kocaeli SEKA Hastanesi’ne tebliğ edildi. Ancak Ömer Fırıncı polislere, “Eşim 4 aydır komada yattığından dolayı vücudunun birçok yerinde yaralar çıktı. Beslenmeyi ve diğer bütün hayatsal faaliyetleri makinelerle yapıyor. Benim haricimde eşime bakacak kimse yok. Hatta eşimin yanında bazı günler uyumadan 24 saat nöbet tutuyorum. Eşimin hayati tehlikesi olduğundan yanından bir an bile ayrılmadım. 3 tane de bakıma muhtaç çocuğum var. Ben Kocaeli ve İstanbul arasında hastane hastane dolaşıyorum.” dedi.
Bu sözleri söyledikten sonra Ömer Fırıncı, nefes borusunu tıkayan kronik rahatsızlığı nedeniyle fenalaşıp komaya giren eşinin sağlık raporunu gösterdi, gözaltı konusunda kolaylık gösterilmesini istedi. Polisler, durumu savcıya bildirdi. Ancak savcı 42 yaşındaki kadının komada olmasına rağmen gözaltı işleminin uygulanmasını istedi. Bu sırada eşinin yanına bir refakatçi çağırmasına müsaade edilmedi. Ömer öğretmen, direnmesin diye de polisler kelepçelemek istedi ancak hastanedeki diğer hasta yakınlarının tepkisi üzerine bundan vazgeçildi. Komadaki eşi, okula giden 9 yaşındaki erkek, 12 ve 15 yaşlarındaki kız çocuklarını ise kayınvalidesine emanet ettikten sonra gözaltına alınıp Ankara’ya getirildi. Avukatlar “Bu şartlar altında müvekkilin bırakın kaçmayı, özel işlerini yapmaya bile vakti yoktur. Hastanın başına gelecek muhtemel sorumluluklardan dolayı gözaltı ve tutukluluk veren hâkim ve savcı sorumludur.” diye karara tepki gösterdi.
KADIN ÖĞRETMEN GÖZALTINDA BAYILDI
Seçime 10 günden daha az süre kala gündemi değiştirmek isteyen iktidar, KPSS soruşturmasında önceki gün 3. operasyonu yapmıştı. Ankara Savcısı Yücel Erkman 44 kişi hakkında gözaltı kararı çıkarttı. Gözaltına alınanlar Ankara Emniyeti’ne getirilirken ifade işleminin sürdüğü öğrenildi. Polisler, öğretmenlere bir önceki soruşturmada olduğu gibi HTS kayıtları ile ilgili sorular yöneltti. Gözaltındaki bir öğretmene, biriyle sürekli telefonda görüştüğü soruldu. Bu telefon numarasının, eşine ait olduğunu söylemesi skandalı ortaya çıkarttı. Öğretmenlere ayrıca 2010 öncesi ve sonrasında Hizmet Hareketi’yle irtibatlı eğitim kurumlarında çalışıp çalışmadıkları soruldu. Sorgu aşamasında gözaltına alınan bir kadın da baygınlık geçirdi, kadın ambulansla hastaneye götürüldü. Sağlık kontrollerinin ardından bayanın yeniden emniyete getirildiği kaydedildi. Öte yandan soruşturmanın üçüncü dalgasında bir skandal da Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde gerçekleşti. Emniyet, gözaltına alınan kadın ve erkekleri aynı şube içerisindeki nezarethanelere koydu. Avukatlar ise bu karara tepki gösterip kadın ve erkeklerin farklı yerlerde tutulmasını istedi. Soruşturmada emzirme yaşında çocuğu olan bir kadın serbest bırakıldı. Bu arada KPSS operasyonu, Adıyaman’a da uzandı, 12 kişi gözaltına alındı.
5 yıl sonra yalan haberlerle gelen soruşturmaKPSS operasyonları, iktidar yandaşı medyanın yalan haberlerinden sonra başladı. 5 yıl önceki iptal edilen sınav sorularının çalındığı algısı üzerinden eğitimciler başta olmak üzere, devlet memurları ve öğretmenler hedefe kondu. Birbiriyle ilgisi olmayan insanları örgüt kapsamına almayı hedefleyen operasyonda birçok hukuksuzluğa imza atıldı. Soruların sızdırılmasından sorumlu olması gereken ÖSYM yöneticilerinin üzerine gidilmedi. Konuyla hiçbir ilgisi bulunmayan Fethullah Gülen'in adı dosyaya eklendi. Ankara Başsavcısı Harun Kodalak'ın yargılama başlamadan “Bin 435 şüphelinin belirli bir yapıyla bağı tespit edildi.” ifadesi, kötü niyeti ortaya koydu. En önemli delil veya suçlanan kişilerin lehine olabilecek soru kitapçıkları imha edildi. Bu zamana kadar KPSS operasyonunda 205 kişi hakkında gözaltı kararı çıkartıldı. 205 kişiden ise 59'u tutuklandı.
YORUMLAR