Samsun'da köy okullarındaki öğrenciler, önce kendi bahçe ve tarlalarında ürettikleri meyve ve sebzelerden "doğal boya" yapmasını öğrendi, ardından doğal boyalarla resim yaptı.

"Doğal Boya Atölyesi"ni kuran kadınlar, Samsun'un Kavak ilçesine bağlı Emirli köyündeki okulda eğitim öğretim gören minik öğrencilere limondan sarı, çilek ve nardan kırmızı, mavi yemişten siyah, bal kabağından turuncu, ıspanaktan yeşil, şalgamdan mor rengin elde edildiği boya yapımını öğretti.

Sebze ve meyvelerden elde ettikleri doğal boyalarla okul bahçesinde resim yapan minik öğrenciler, eserlerini okul duvarına astı.

Doğal Boya Atölyesi sorumlusu Birnur Temel, basın mensuplarına, Türkiye'de farklı şehirlere, köylere giderek minik çocuklar ile köy okulundaki öğretmenlere sebze ve meyvelerden doğal boya yapımını öğrettiklerini söyledi.

Organik boyalarla köy çocuklarını, lösemili, otistik, Down sendromlu ve görme engelli çocukları tanıştırdıklarını ifade eden Temel, köydeki çocukların boyalara ulaşmakta güçlük çekebileceğini, öğretmenlerin köyde yetişen sebze ve meyvelerden çocuklarına boya yapabileceğini aktardı.

Köy okullarındaki öğrencilerin bahçe ve tarlada büyüklerin yetiştirdikleri bitkilerden her mevsim doğal boya yapabileceğine işaret eden Temel, şunları belirtti:

"Doğal boyaları bağışıklık sistemi düşük olan, otizmli, down sendromlu ve lösemili çocuklar kolaylıkla kullanabilir. Ülkemizde yöresel olarak her mevsim çeşitli sebze ve meyve üretimi yapılıyor, bu ürünlerden doğal ve zararsız olarak boya elde edilebiliyor. Geçmişte Türkiye'de ürünlerden elde edilen boyalarla yazmacılık yapılırdı ve bunu çocuklara yönelik bir hale getirdik. Yazmacılık geleneğinin bir parçası olarak ceviz ve soğan kabuğu gibi doğaya ait malzemelerden renk elde edilirdi ve iplikler bu şekilde boyanır, bu renk paleti ile halılar dokunur, elbise dikilirdi."

Temel, her ilin kendine has bir renk paleti ve mevsimine göre yetişen ürünlerinde kendince bir renk grubu oluşturduğunu vurgulayarak, "Bu boyalar yalnızca renkleri ile değil, zaten mutfağımıza giren doğallıklarıyla aynı zamanda kokuları ve dokuları ile de çocuklara toprağın zenginliğini gösteriyor. Biz de çocuklarımızın toprağı tanımasını, geleneksel zanaat kollarını erken yaşta öğrenmesini amaçlıyoruz. Yaratıcılığın hazır bulunan malzemelerden ibaret olmadığını, doğanın bereketinin sonsuz biçimlerde kullanılabileceği duygusunu çocuklarımıza vermeye çalışıyoruz." dedi.