Pencere kenarına oturmuş dışarıyı seyrediyorum.
Tam karşımda, oturduğum evin küçük bir bahçesi var, bahçe dediysem de bir erik, bir kiraz birde ayva veren meyve ağaçları.
Onları seyretmekten büyük bir keyf alıyorum.
İster istemez memleket geliyor aklıma.
Dayanılmaz bir özlemle geçmişe bir yolculuk yapıyorum.
Bizim memlekette baharın adı coşkudur; binlerce doğum ve her tonda rengin bir arada cümbüş halidir.
Ağır kış koşulları bittiğinde doğa esirik bir biçimdedir.
Koku , renk, doğum iç içe ve uyum içerisinde büyük bir devinim meydana getirir. O ağır kış koşullarında gizlenen , saklanan bitki ve canlı türleri birdenbire büyük bir kışkırtmışlıkla ortaya çıkar.
Mevsimlerin bir dili ve rengi vardır. Artık kışın zorluğundan kanaklanan sesler son bularak baharın yaratıcılığına dayalı yaşam coşkusunun yarattığı doğanın umuda dayalı sesi kendisini hissettirir.
Suyun sesi çok etkileyicidir mesela. Sınırların derelerle çizildiği memleketimde denize koşan suyun coğrafyanın fiziki durumuna göre çıkardığı sesler vardır. Düzlerde ağır bir türkü, dönemeçlerde ağıt, şelalerde coşkulu bir marş gibidir.
Canlılar birbirine karışır. Coşkulu bir hayat bitkiden hayvana, hayvandan insana sirayet eder. Korkunç bir doğumu, dirimi , sevinci iliğinize kadar hissedebilirdiniz.
Kışın çırılçıplak kalan ağaç taş ,börtü böcek ve her türlü nesne her türlü rengin egemen olduğu bir elbiseye kavuşur.
Heryeri tarumar eden insan hırsından ve egosundan dolayı doğanın bu muhteşem ve görkemli varlığının dışında kalmıştır.
Memleketimde bahar zamanı
Yazı:Sefa Öztürk Dede
MEMLEKETİMDE BAHAR
Pencere kenarına oturmuş dışarıyı seyrediyorum. Tam karşımda, oturduğum evin küçük bir bahçesi var, bahçe dediysem de bir erik, bir kiraz birde ayva veren meyve ağaçları.

10 Nisan 2020 - 21:41
Bu haber 1824 defa okunmuştur.
YORUMLAR