Reklam

Çok Güzel Bir Okul Yıllarım Hatırası

Yedi yaşındaydım. Okula gitmeden ablalarımın yardımıyla sökmüştüm okumayı, yazmayı...Küçük ibo baskılı tişörtler modaydı o zamanlar.

Çok Güzel Bir Okul Yıllarım Hatırası

Yedi yaşındaydım. Okula gitmeden ablalarımın yardımıyla sökmüştüm okumayı, yazmayı...Küçük ibo baskılı tişörtler modaydı o zamanlar.

Çok Güzel Bir Okul Yıllarım Hatırası
30 Mayıs 2018 - 14:06

 

 

Sırf o diziyi izlemek için komşunun soğuk suratını çektiğimiz, çocuklarının bin bir türlü yaramazlıklarına şahit olduğumuz, sofra kurulduğunda; annemizden tembihli olduğumuz için tokuz diye uslu uslu oturmalarımız vardı.

 

 Güzel çocuklardık biz. Köyün en uzak mahallesinden, çantamın ardında sınıfa odun götürdüğümü hatırlıyorum mesela. Annem her sabah tam da bu vakitlerde uyanır, erkenden seslenmeye başlardı babama. " Kalk çocuğu okula götür" diye. Yaz kış değişmezdi bu ses tonu. 

 

 Bazen ev ahalisinden kimse uyanmayınca beni tek başıma gönderirdi. Evin okula bakan tarafında durur beni gözlerdi. Ara sıra da seslenir, 'korkma yürü, ardından bakıyorum ben' diye güç verirdi.

 

 Dağ yolundan gidip geldiğim için annem bana hep lacivert çorap alırdı. Yağmurlu havalarda çorabıma çamur sıçrasa bile belli olmazmış.

 

 O zamanlar bunu anlayacak kadar ince düşünceli değildim tabi. İlle de beyaz çorap giyeceğim diye yol boyu ağladığımı hatırlıyorum da şimdi, nasıl gülüyorum.

 Dik başlıymışım, annem öyle diyor. Saçlarım ben bildim bileli hep böyle uzundu.

 Kıvırcık olduğu için fazla da şekil veremiyorduk ailecek. Okula giderken boş durmazdım hiç. Köyümüzün sevilen siması Fikri Hoca beni genellikle akşamları yolda yakalardı.

Dereağzı dedikleri bahçeleri vardı oradan ineklerini eve götürürken benim okul çıkış saatime denk gelirdi hep. "Bugün bana hangi duayı okuyacaksın yavrii" derdi. İneklerin çan sesi eşliğinde mırıldanırdım.

 

 En çok da "Hadi gülhüyle başla yavrii" demesini isterdim. Sanırım en kolay ezberlediğim dua oydu.

 Sağolsun Fikri hocam (emmim) bütün sureleri okul yolunda öğretti bana. İlerde dilin besmele çektiğinde bizleri de unutma diyerek...
Geçen akşam onu gördüm yine. Biraz yaşlanmış, beli bükülmüş, ama selam verişindeki samimiyet hala aynı.

 İftar vakti yaklaştığı için acelesi vardı. İnekleri önde o arkada yorgun argın evin yolunu tuttu.

 Biraz burkuldu içim, eskisi gibi onunla konuşamadığım için. Sonra üzerime baktım, ibo baskılı tişörtüm yoktu. Evimizde de televizyon var artık.

Komşular bize geliyor çoğu zaman. Büyümüşüm galiba dedim. Yürüdüğüm onca yolda bana gulhüyü sevdiren adam da büyümüş. Anlayacağınız zaman büyümüş ömrümüzde.

Adına da "anı" demişiz. O değil de, saat dört oldu. Annem birazdan çağıracak " kalk kızım önlüğünü giy hava ışıyor" diyecek sanıyorum.

 Yine gülüyorum, yorganı usulca üzerime çekip, yazıyı bitirdikten sonra "gulgüyü" okuyup uykuya dalıyorum.

 Ve son olarak, bunları bana hissettirip yazdırandan da, üzerimde zerre kadar hakkı olanlardan da, binlerce kez razı olsun Rabbim.
Nurşen Karayanız

 

Bu haber 1607 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum