Reklam

Melek İpek: Bizden özür dilesinler, kul hakkı yiyecekler yoksa

Koza İpek ve Medya Grubu'na yönelik gasp, Türkiye'nin otoriter bir rejime yol aldığının kuvvetli delili oldu. Melek İpek “Bizden özür dilesinler kul hakkı yiyecekler yoksa.” dedi.

Melek İpek: Bizden özür dilesinler, kul hakkı yiyecekler yoksa

Koza İpek ve Medya Grubu'na yönelik gasp, Türkiye'nin otoriter bir rejime yol aldığının kuvvetli delili oldu. Melek İpek “Bizden özür dilesinler kul hakkı yiyecekler yoksa.” dedi.

Melek İpek: Bizden özür dilesinler, kul hakkı yiyecekler yoksa
31 Ekim 2015 - 09:22

İpek ailesi, ‘zulüm' karşında onurlu bir duruş sergiliyor. Yönetim Kurulu Başkanı Akın İpek dışında annesi Melek İpek konuşuyor. AKP'lilere sitem, ‘korkmuyoruz' çıkışı ve ‘mübarek insan' diye hitap ettiği Fethullah Gülen Hocaefendi'ye saygının suç sayılamayacağı vurgusu var mesajlarında. Melek Hanım, ilk günden itibaren göğüslüyor zorlukları. Çalışanlara “Ne bu matem. Dürüst insanların bayramı bugün. Kuvvetli durun. Bu iftiralarla başa çıkacağız.” morali aşılıyor sürekli. “Bizden özür dilesinler kul hakkı yiyecekler yoksa.” benzeri sözleri ise kumpas ekibini adeta nezaketiyle faziletiyle eziyor. Kayyumları terleten soruları da konuşuluyor. “Verilen bu görevi kabul etmeme hakkınız var mıydı?” sorusu mesela. Şaşkınlığı attıktan sonra “Evet” karşılığı verebilen kayyumlara “Bunu merak ediyordum. Cevabımı aldım teşekkür ederim.” dediğini şahitlik edenler anlatıyor.

 Aileye her kesimden destek geliyor. “Adam gibi adamları tanıdık. Kimin ne olduğunu öğrendik.” deniliyor bu noktada. Haksızlık karşısında susan ‘iyi gün dostlarına' ise sitem var. AKP'den arayıp, ‘size yapılan yanlış' diyenler yok değil. Sayıca fazla. Sürpriz isimler de aradı. Ancak, beklenti açıktan ses verilmesi. “Çıkın iki kelime konuşun, bugün değil de hangi gün. Koltuk bu kadar kıymetli mi?” sorusu orta yerde duruyor. Elbette, haksızlığa tavır koyma ve Türkiye adına bir beklenti bu.

El koymanın siyasi olduğu biliniyor. Ülkenin içine sokulduğu paranoya ile alakalı. Diğer soyut gerekçeler minareye uydurulan kılıf sadece. Melek İpek'in bu kapsamdaki iftiralara cevabı “Bu insanlar gönüllü. O mübarek insanın öğütleriyle dünyaya açılmışlar. Ev yaptırsak çıkar onu da söyler, gurur duyardım.” şeklinde. Durumdan vazife çıkaran dönemin adamları “Duvar utancı” hadisesi çıkardı birden. Melih Gökçek'in önceden onay verdiği bahçe duvarı yıkılmak istendi. Aile, ‘yıksınlar' derken perde gerisindekileri biliyor ama susuyor.

Melek Hanım, hayır işlerini devam ettirmekte kararlı her şeye rağmen. Bunu muhataplarına açıkça ifade etti. Yardımların aksamasının vebalinin ödenemeyeceğini hatırlatıyor. Allah'a güvendiklerini sıkça tekrarlarken dua istiyor. Sürecin sonundan ise umutlu. Buna dair mesajı da net: “Bizim paramız helal, içinde bir kuruş haram yok. Yiyemezler. Davaların ardından tazminatları aldığımızda okul yaptıracağım. Türkiye'nin en ihtiyacı olan yerine.” “Örgütmüş. Ne örgütü? Olsa olsa iyilik örgütü denilebilir.”

Bu haber 980 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum