Reklam

Mahremiyet eğitimi şart!

Cinsel taciz, cinsel sapıklıklar ve bu konuda yaşanan mağduriyetler olmasın istiyorsanız bazı şeyleri ihmal etmemelisiniz.

Mahremiyet eğitimi şart!

Cinsel taciz, cinsel sapıklıklar ve bu konuda yaşanan mağduriyetler olmasın istiyorsanız bazı şeyleri ihmal etmemelisiniz.

09 Mart 2013 - 17:46

Cinsel taciz, cinsel sapıklıklar ve bu konuda yaşanan mağduriyetler olmasın istiyorsanız bazı şeyleri ihmal etmemelisiniz. Görmemezlikten gelmek, çocuk anlamaz demek, yabancı mıyız diye düşünmek sıkıntının başlangıç noktası... Çocuk istismarı haberlerini gazete ve televizyonlarda sıkça duyuyoruz. Bunlar basına yansıyanlar. Basına yansımayan gizli kalmış çocuk istismarları düşünüldüğünde önemli bir sosyal problem ortaya çıkıyor. İnsan kendi varlığını korumaya çalışırken mahremiyetin koruyuculuğuna sığınır. Çünkü mahremiyet insanın özelidir, bir ihtiyaçtır, bir özgürlüktür. Bireyden hareketle toplumun mahremiyet refleksi ne kadar gelişkinse kişisel sınırlar da o denli iyi korunur. Sözgelimi, odalara girerken kapı vurmak ve sesli olarak izin istemek, ev içinde de kılık kıyafetlere dikkat etme gibi aile içinde mahremiyet sınırlarına özen göstermek hem tarafların birbirine hem de yüce Mevlâ’ya saygının bir gereğidir. Ebeveynler bu mahremiyet anlayışını, başka bir ifade ile utanma (haya) duygusunu, küçük yaşlardan itibaren çocuklarına kazandırmakla yükümlüdürler. Çünkü sağlıklı bir mahremiyet duygusu geliştiren çocukların istismar riski daha azdır ve sağlıklı bir cinsel kimlik gelişimi için temel oluşturur. Mahremiyet duygusu çocuğu istismarlara karşı koruyan bir sigortadır. Çocuğunuza mahremiyet anlayışını kazandırmaya çalışırken, zorlayarak, korkutarak katı bir disiplinle yaklaşmamaya dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde ya söylenenin zıddını yapan ya da konuşmayan, özgüveni eksik bireyler karşımıza çıkabilir. Çocuğunuzda sağlıklı bir mahremiyet duygusu gelişimi için neler yapabilirsiniz? BANYO VE TUVALETLERDEKİ DAVRANIŞLARINIZA DİKKAT! Bir yaşından sonra eğer çocuğunuzla beraber banyoda siz de yıkanıyorsanız bu durumu değiştirin. Bu tür vücut yakınlığı çocuğunuzun bilinç altı süreçlerinde ilerleyen dönemlerde zihninde karmaşık ilişkilerin doğmasına yol açar. Çocuk kendi bedeniyle anne ve babasının bedeni arasında sınırlar olduğunu bilmelidir. Tuvalet eğitimiyle beraber (tuvalet eğitimi gelişime bağlı olarak ortalama 18. ve 36. aylar arasında kazandırılır) banyoda çocuğun avret yerlerini örtmek gerekir. Çocuğunuzun tuvaletteyken kapısını kapalı tutması gerektiğini, banyo veya tuvalete girerken kapıyı mutlaka çalması gerektiğini öğretmelisiniz. Böylece çocuğun kafasına buraların özel olduğu yerleşecektir. Eğer çocuğunuz tuvaletini lazımlığa yapıyorsa dikkat edeceğiniz nokta lazımlığı herkesin görebileceği bir yere koymamanızdır. ÇOCUĞUNUZA ODALARA GİRERKEN İZİN İSTEYEREK GİRMESİNİ ÖĞRETİN! Çocuğa ayrılmış olan odaya büyüklerin girerken kapıyı çalmaları ve sesli olarak izin istemeleri çok önemlidir. Böylece çocuk, hem kendisine değer verildiğinin farkına varacak, hem de özel odalara girerken izin istenmesi gerektiğini büyüklerinden görerek öğrenmiş olacaktır. Çocuğunuza özellikle siz yatak odasındayken kapının vurulmadan girilmeyeceğini anlatmalısınız. Çocuğunuza bunu anlatırken; yumuşak bir ses tonuyla “Ben odada giyiniyor olabilirim. Ve giyinirken yalnız kalmalıyım. Bu konuda senin yardımını istiyorum.” gibi açıklamalar yapın. Aksi durumda ebeveynlerin yatak odasındaki özel yaşantılarına çocuğun şahit olma durumu söz konusu olabilir. Ancak, çocuğunuzun bazı geceler yatak odanıza gelebileceğini düşünerek üslubunuzda dikkatli olmanız gerekir. EV İÇERİSİNDEKİ KILIK KIYAFETLERİNİZE DİKKAT EDİN! Ev içerisinde çocuğun ve sizin kıyafetlerinizde de dikkatli olmalısınız. Sizin çocuğunuza göstereceğiniz bu hassas davranışı çocuk yaşamında modelleyerek hem sizin özelinize daha saygılı olacak hem de vücudunun kendine ait olan kısımları olduğu bilinci pekişecektir. Çocuğunuza 3-4 yaşından itibaren kendisinin giyinmesini ve giyinirken genel olarak odasında yalnız kalması, kapısını ve penceresini kapalı tutması gerektiğini ancak yardıma ihtiyacı olursa her zaman gelebileceğinizi ses tonunuza dikkat ederek yumuşak bir üslupla anlatmaya çalışın. Özellikle misafirlerin yanında giyinilmemesi gerektiğini yineleyin. EŞİNİZE GÖSTERDİĞİNİZ SEVGİ DAVRANIŞLARINA DİKKAT EDİN! İlk eğitimin başladığı ailede çocuk, ebeveynlerin penceresinden dünyaya bakar ve ebeveyn yaklaşımlarına göre kendine bir davranış profili çizer. Aile içerisindeki sevgi bağları çocuk için çok önemli. Ancak ebeveynlerin birbirlerine mahrem sayılabilecek sevgi davranışlarını, özellikle 3-7 yaş dönemi çocuklarının olduğu yerde göstermeleri, çocuğun dünyasında “evcilik oynama” adı altında farkında olmadan cinsel içerikli oyunlara dönüşebilmektedir. Baba figürü ile özdeşim kuran kız çocuklarında cinsel istismarların birçoğu da bu tehlikeli oyunlarla olabilmektedir. SAĞLIKLI BİR CİNSEL EĞİTİMLE, VÜCUDUNUN MAHREM (ÖZEL) OLDUĞU BİLİNCİNE VARSIN Çocuğun fiziksel açıdan güçsüz ve en savunmasız olduğu 0-6 yaş döneminde istismar riski yüksektir. Çocuğun muhtemel cinsel istismara karşı korunabilmesi için sağlıklı bir cinsel bilgiye ve aile içerisinde şartsız sevgiye ihtiyacı vardır. 1- Çocuğun genital organlarını sevgi aracı olarak kullanmayın Çocuklar genellikle iki yaşından itibaren kendi bedenlerini keşfetmeye başlarlar. Tuvalet eğitimi dönemine rastlayan bu evrede çocuk, alt değişimi sırasında, banyo yaparken ya da pişikleri tedavi edilirken genital organlarının farkına varır ve onlara dokunmaktan hoşlanır. Bu dönemde çocuğun genital organlarına mümkün olduğunca az dokunarak ve bu organları sevgi nesnesi olarak kullanmayarak (özellikle erkek çocuklarda genital organlar sevgi aracı olarak kullanılabiliyor.) çocukta vücudumun mahrem yerleri bilinci oluşturulabilir. Çocuğun kendini keşfettiği bu dönemde kimi ebeveynler çocuğu organlarına dokunduğu için cezalandırmakta veya azarlamaktadır. Bu tutum çocukta var olan cinsel merakı daha da artırmaktadır. Çocuğun bu evrede kendini keşfetme sürecinin normal olduğunu bilmek gerekir. Çocuk toplum içinde genital organlarıyla oynadığında ise dikkatini başka bir yöne çekmek gerekir. Çocukta ortalama olarak 4-6 yaşları arasında giderek azalan cinsel merak yerini çocuğun arkadaşları ile oynama ve öğrenme etkinliklerine bırakmaktadır. 2- Çocuğu cinsel merakından kaynaklanan sorularından dolayı ayıplamayın “Ben nasıl dünyaya geldim, annemin karnına nasıl girdim…” gibi soruları kimi aileler, “aa ne kadar ayıp!”, gibi nitelemelerle çocuğu kınamakta ve suçlamaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, detaya inmeden çocuğun istediği kadar bilgi vermektir. Çocuğa cinsel organların değerli ve vücutta birtakım fonksiyonlarının olduğu, bu sayede kız, erkek, anne, baba gibi özelliklerinin oluştuğu anlatılabilir. Bu bilgileri bilen ve ebeveynleriyle konuşabilen çocuklar herhangi bir istismar durumda aileye daha kolay açılabilmektedir. 3- Argo kelimeler kullanmamaya dikkat edin Çocuklar zaman zaman çevresindekilerce, “hadi şu amcaya … deviyer” gibi ifadelerle cinsel içerikli argoya zorlanabilmekte ya da yakın çevresindeki sevdiği kişilerden bu tür ifadeler işitebilmektedir. Aileler bu tür ortamların oluşmasına izin vermemelidir. Ayrıca aile içerisinde “lan, hişt…” gibi kelimelere önlem alınmalıdır. 4- Çocuğunuza iyi ve kötü dokunma arasındaki farkı öğretin Zengin yaşantı örnekleriyle cinsel istismara karşı çocuğun karşılaşabileceği durumlar tatlı bir dille çocuğu korkutmadan anlatılmalıdır. Çocuğa cinsel organının kendisine ait ve özel olduğunu fakat anne babaların temizlik, banyo gibi ihtiyaçlarını gidermek için dokunabileceğini ama başkalarının dokunmaya haklarının olmadığını, ıssız ve tenha yerlerde birisinin böyle bir girişimde bulunduğu zaman mutlaka anlatması ve en yakın yerden yardım istemesi gerektiği ifade edilmelidir. 5- İyi niyetli insanlar kadar kötü niyetli insanlar da olabilir Çocuğa çevrede kötü insanların olabileceğini ve kendisini kandırmak için çeşitli hikayelerle yalan beyanda bulunabilecekleri ama buna inanmamaları gerektiği, inşaatlarda, boş, terk edilmiş evlerde, bodrumlarda, ailesinin bilgisi olmadan oynamaması gerektiği ayrıca aileden izinsiz arkadaş ve komşu evlerine gitmemeleri gerektiği ifade edilmelidir. 7-12 YAŞ, YAPILMASI GEREKENLER: Ergenlik döneminde çocukların yaşayacağı değişimleri sizin ağzınızdan duymak çocukları rahatlatır. İhtiyacı olan değerli olma ve sevgi ihtiyacını ailede karşılamış olur. Buluğ evresinde çocuğa ergenlik sivilceleri, ses değişimleri, boy ve kilo gibi vücudundaki değişmelerin ne anlama geldiği, temel temizlik kuralları ve bedensel bazı sorunların geçici olduğu öğretilmelidir. Ergenlik döneminin kız ve erkek çocukları için farklı zorlukları vardır. Ancak kız çocukların da bu evre regl dönemi gibi yaşadıkları köklü değişimler nedeniyle biraz daha zor ve ürkütücü geçmektedir. Özellikle bunun anlamını bilmeyen genç kızlarda şaşkınlık ve korku büyük olur. Anneler kızlarına yeterli bilgiyi verirlerse, tepkileri daha hafif olur. Ergenliğe beklenmedik biçimde giren genç kızlarda ilk regl dönemi daha çok tedirginlik ve bocalama oluşturur. TV VE İNTERNETİN MAHREMİYETİNİZİ İHLAL ETMESİNE İZİN VERMEYİN! Çocuğun istismar edilme tehlikesi dışarıda olduğu kadar evimizin en mahrem yerlerine kadar giren tv ve internet yoluyla da sözkonusu. En büyük tehlike ise internetin toplum tarafından geniş bir kabul görmesi ve kimi ebeveynlerce bağımlılık ve istismar riskinin göz ardı edilmesidir. Yani dikkatli olunmadığı zaman en büyük tehlike evimizin içinde. Öncelikle evde internetiniz varsa bilgisayarda mutlaka filtre programları olmalı. Aksi takdirde uygunsuz sitelerde çocuğunuz erken dönemlerde cinsellikle tanışmakta ve kötü niyetli kişilerin hedefi haline gelebilmektedir. Çocuğunuzu internette tanıştığı kişilerle sizin izniniz olmadan; ev adresi, telefonu gibi özel bilgileri vermemesi, randevulaşarak buluşmaması konusunda uyarın. Çocuğunuzun her gün internet ve bilgisayar kullanımına ayırdığı vakti belirlemeniz ve takibini yapmanız önemli. Evinizde sınırsız internetiniz olsa bile sınırlı kullanım olmalıdır. Ev içerisinde gücün ve otoritenin sembolü olan babanın bu takibi yapması daha verimli olur. Bunu yaparken katı uygulamalardan sakınmalısınız. Sözgelimi “Bu kötü alışkanlıktan vazgeç, bundan böyle bilgisayarı kaldırıyorum” gibi katı uygulamalar, çocuğun bu ihtiyacını uygun olmayan yollardan gidermesine sebep olabilir ve aile ile çocuk arasında çatışmayı tetikleyici yaklaşımlardır. Bunun yerine sorumluluklarını yerine getirdiği takdirde belirlenen zaman aralığında kullanabileceği ifade edilerek bilgisayarı ortak çalışma odası, koridor, salon gibi yetişkinlerin kolay takip edeceği alanlara koymak daha kalıcı bir çözüm olabilir. İlköğretim döneminde çocuk üzerine düşen sorumluluklarını tamamladıktan sonra bilgisayar ve internet kullanımı günlük 1 saat ile sınırlandırabilirsiniz. Lise döneminde ise bu süre biraz daha fazla olabilir. (2 saati geçmemeli) Ancak gençlerle aileler arasında bu konuda yoğun çatışmalar yaşanıyorsa mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır. 5 yaşından küçük çocuklarınızın tek başına interneti kullanmalarına izin vermeyin. Sizin eşlik edeceğiniz zamanlarda çocuğunuzun bu ihtiyacını karşılayabilirsiniz. TV programlarında seçici davranarak kontrolü sağlayabilirsiniz. Çocuğunuza mahremiyet anlayışını kazandırmaya çalışırken, zorlayarak, korkutarak katı bir disiplinle yaklaşmamaya dikkat etmelisiniz. Aksi takdirde ya söylenenin zıddını yapan yada konuşmayan, özgüveni eksik bireyler karşımıza çıkabilir. ABDULLAH PURTAŞ
ADANA ÖZGÖREN LİSESİ PSİKOLOJİ DANIŞMANI 

Bu haber 914 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum