Bizleri “ekmeksiz bıraktın“ diyen gence “sizi babasız bırakmadım“ diyen devlet adamı..
Özellikle din konusunda üzerine gidilmiş ama evinde mevlit ve mukabele okuttuğu,
ramazanlarda oruç tutulduğu,kurban kesildiği ve özellikle hanımının beş vakit namaz kıldığı yazılmayan,
din ve devlet işlerini karıştırmayan laik biri..!
Kurtuluş savaşı komutanlarından,
Lozan‘a giden heyetimizin başkanı..!
Bende zaman zaman icraatlarını eleştirdiğim bu tarihi şahsiyetin,
bir kaç gün önce lozan öncesi bir konusunu okudum..
Eğer;
Siyaset yapıyorsak,eğer buralarda bir şeyler yazıyorsak,
yiğiti öldürüp hakkını vermek boynumuzun borcudur..
Evet;
Lozan görüşmelerine giderken devlet kendisine belli bir harcırah verir..
O günler yoksulluğun kol gezdiği günler..
Bu görüşmelerde devlet İnönüye üç takım elbise diktirmek ister..
İnönü iki tane yeter der..
Sonradan anlaşılır ki üçüncü elbiseyi eşinin kumbarada biriktirdiği parayla almayı düşündüğü için “iki tane yeter“ demiştir..
Hatta giderken götürdüğü yiyeceklerle bir süre idare edip onun karşılığında getirdiği parayı devlete iade eder..
Burada içtiğim çay bile bu milletin çayıdır der..
Harcamalarını kalem kalem kuruş kuruş Meclis’e sunar.
Dönerken İngiltere Başbakanı şöyle der;
“Hepimiz bir olduk ufak tefek bir Türk’ün hakkından gelemedik.”
Savaş meykazanılan zaferi,
masada onaylatıp “Türkiye Cumhuriyetin Tapusu” ile yurda döner..
İşte;
Seversiniz,sevmezsiniz,siyaseten eleştirebilirsiniz,
ama İsmet Paşann dürüstlüğüne,
namuslu devlet adamı olmasına laf edemezsiniz...