Ülkemizde; SINAVLARLA ilgili  benzer sorunlar  hep yaşandı....Ama ; bu boyutta  bir skandal yaşanmamıştı....
    Bu tür olaylarda; hep İSLAM DİNİN KURUMLARI ve KURALLARI alet ediliyor....
     "İslam Dinin ilkelerine bağlı olmayan Kişilerin Yaşam Hakları olamaz..." düşüncesi; öne çıkarılıyor...
    Ve MÜSLÜMAN ÇOCUKLAR öne çıkarılmak için de ; İslam Dininin  DOĞRULULUK ve GÜVENLİK  kuralları  çiğneniyor.
     Oysa ki; İSLAM DİNİN Ana Felsefesi; " HİÇ BİLENLE,BİLMEYEN BİR OLUR MU?" ilkesi çiğneniyor...
      Bu gün İSLAM ALEMİNİN; çöküntü içinde olması , geri kalma ve BİLİMDEN Uzak olma  nedenlerinden birisi de  bu İLKENİN üzerinin Perde ile kapatılmasıdır.
      İslam Dini; Akıl ve Mantık dinidir....İslam Dininde Akıl ve Mantığın kabül görmediği bir  ilkenin varlığı ve geçerliliği düşünülemez....
       Bilime İSLAM DİNİN katkısı olmamıştır. Çünkü; sözde İslam Bilginleri, İslam Dininin ilkelerini çıkarları için yorumlamışlardır. Halende bu İLKELERE bağlı kalınarak; sözde Din Adamlarının Hurafeleri geçerliliğini korumaktadır....
     CORONA 19 VİRÜSÜ için 29,90 Tl. karşılığı -Hesap makinasına para yatırtırılarak- belirli güzergahlarda  DUA okuyan Tarikat ve Cemaat Şeyhleri unutulmasın....

      1973 yılı Haziran Ayı....EĞİTİM Enstitülerine GİRİŞ Sınavları yapılıyor...Bende KIRŞEHİR LİSESİN de bir dershane-sınıfında- girdim...
     30 civarında bir  İLKOKUL  ÖĞRETMENLERİ grubu...
     Test Sorularını Çözmeye ve verilen Belgeye işaretlemeye  başladık...Sınıfta-başımızda bulunan iki GÖZETMEN de sanırım Orta Öğretimde  Öğretmen...
     Sınavları Ülke genelinde Milli Eğitim Bakanlığı düzenler....Ve de Görevlileri ile de Yönetir...
     Her İlin Milli Eğitim Müdürü bu görevi  yürütür.
      Bir an geldi; Sınıfta bulunan  GÖZLEMCİ Öğretmen, 4 tane sorunun cevabi şıkkını Bizlere söyledi. Hepimiz de bu bildirime göre; Cevap anahtarında işaretledik...
      Salonda bulunan Bizleri de sıkıca uyardı...Bir yerde kaçırırsak; MEB. Müfettişlerinin  Okulda olduğunu ve SINAVLARIN İPTALİNİN söz konusu  olabileceği  uyarısını da yaptı.
      Tabi Biz ağzımızı sildik...
      Aynı yılda; Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinin Konferans Salonunda da ÜNİVERSİTE SEÇME ve Yerleştirme SINAVINA Girdim.
     Yalnız Sınav Gününden beş gün önce de Ankara'ya Sınav için gittim...
    O zamanlar SİTE-ATATÜRK- ÖĞRENCİ Yurdunda; Bana 15 veya 20 s0ru ve cevapları ile  SATILIK EDİLDİ... 500 tl. den başladılar 150 tl.ye kadar düştüler...Ben Satılık edilen Soruların Üniversite Sınavında sorulacağının ihtimalini uzak gördüm ve dolandırıcılık işi olarak değerlendirip; soruları da almadım...
      Ertesi günü Sınava girdiğimde; SATILIK edilen sorularda bir kaç tanesini de anımsadım... Fizik sorusu...Tren Hız hesabı...Biyoloji sorusu....Anımsadım....
     Sınav sonrası; açıklamalar başladı...
     Sınav Sabahı ÖSSY Başkanı telefon ile meçhul kişilerce aranır....Sorular ve cevapları kendisine okunur...
      Başkanın açıklaması; " Meçhul Kişilerin,  Sınav sorusu olarak ileri sürülerek para kazanma yöntemi olduğu...."
     Ama; CUMHURİYET GAZETESİ; Sınavdan bir gün önce ; Bana satışı yapılmak istenen SORULARI SATIN ALIR ve NOTERDEN Onaylatır....Ve CUMHURİYET Gazetesi manşeti.....
     " ÜNİVERSİTE  SINAVINDA  SKANDAL!...."
      İsatnbul C. SAVCILIĞI OLAYA EL KOYDU....
       Tabi ki; O zaman ki YARGI Tam Bağımsız....Soruşturma açıldı... 
     20.000 Öğrenci Tam Puan almış....
       O zamanlar MAYATAŞ DERSHANESİ  adı  altında çalışan ÖZEL bir DERSHANE  Soruları  Kursiyer öğrencilerine ...Onlarda piyasaya bedeli karşılığı Üniversite Öğrenci adaylarına satmışlar...
     Sonuçta; SINAVLAR İPTAL OLUNDU ve İkinci kez SINAVA girdik...
       İkinci Sınavda Sorular ; İptal Olunan Sorulara nazaran bir kolaydı...
     Sonuçlar açıklandı....
     Tam Puan alanların çok büyük bir çoğunluğu; Yeterli Puan alamadılar ve Üniversitelere de giremediler....
     xxxxx
     Zaman zaman  Sınavlarda bu sıkıntılar yaşanmaktadır...
     Daha sonraları ise; DEVLET DAİRELERİNDE  İŞE  Girecekler için de Merkezi-Test Usulü SINAV Kondu...
      Sözde; Klasik Sınavlardaki; Tarafgirliği önlemek....
     Ancak; TARİKATLAR...CEMAATLER....SİYASİ PARTİLER....Siyasi Sivil Toplum Örgütleri bu SINAVLARA çok  GÖLGE Düşürdüler....
       Ancak; Bu Sınavları Yapan DEVLETİN KURUMLARI Bu Yasadışı Birimler karşısında çok pasif kaldılar...
      ÖSYM...KPSS ...HAKİMLİK-SAVCILIK Sınavları....Tüm Sözlü MÜLAKAT  Sınavlarında duyuyoruz  ve  ACI Gerçekler  yaşanmaktadır....
     Son 15 Yıl İçinde MESLEK MENSUBU Kamu Görevlilerini izleyiniz....
       Sanırım; Medya Haberine göre; TBMM Başkanın Oğlu ve Kızı da bu Sınavda  1. Gelenler arasındaymış...Ne denli doğrudur bilmiyoruz?  Biz yine de Maaşallah  diyelim ....
     Sayın TBMM Başkanımızın da ; Bu Konuda kamuoyuna AÇIKLAMA  YAPMASI GEREKİR.
        Soruları Tam veya %80 ini YAPANLAR İzlensinler....Kimlerin Yakını? Arkalarında Kimler var?
      xxx
      Kişi 25-30 Soru ve Cevabını Kendisi hazırlasın...Sınav heyecanı ile  Hazırlayan Kişi de; bir kaç sorunun cevabını da yanlış olarak  verir...
      Sınav Sorularını Tam  olarak DOĞRU Çözen  Öğrencilere; muhtemelen SORULARIN YANINDA CEVAP ANAHTARI da verilmiştir.
     KİTAPÇIK HALİNDE  SORULAR DEĞİL; CEVAP ANAHTARI VERİLMİŞTİR.
      ÖSSY  ve KPSS BAŞKANLARININ  Görevden alınmaları yeterli değil...Bu İŞİN Sonuna kadar gidilmelidir.
     Başkanların ve Bazı Görevlilerin  Görevden alınması ile  ve SINAVIN İPTALİ ile bu sorun çözülmez...ÇÖZÜLMEDİ....Ve bu SKANDAL YENİ bir BOYUT KAZANDI...
      Sonra bu skandal iş; bu Kurumda Görevli bir kaç Kamu Görevlisinin yaptığı bir yanlış işlem değil....
      ÖRGÜTSEL Bir Çalışma ile Yapılan  yanlış bir İşlemdir....
     Evet...CUMHURİYETİN Yürekli SAVCILARI....Bu  Skandalı Sizler çözeceksiniz...
      xxxxx
   Yalnız, şu gerçeği unutmamak gerekir....SINAV  KOMİSYONLARINA Atanan Uzman- Görevliler;  Yasal Mevzuattan  önce; kendilerini  bu GÖREVE Getiren  Siyasilerle ilişki içindeler...
    Verilen ve yapmaları gereken Görev; SINAVLARI Mevzuat sınırları içinde değerlendirerek yapıp-sonuçlandırmaktır. Bu ilke üzerine bir ÖRTÜ kapatılıyor ve  Siyasi Otoritenin Talepleri öne çıkıyor..
     Bir ANIMI Sizlerle  paylaşmak gereğini duyuyorum....
    SAKARYA İli Adliyesinde Adalet Komisyon Başkanı olarak Görev yapıyorum...17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonrası süreç...
      Bakanlık Talimatı gereği Sınav ile  Mahkeme Kalemlerine PERSONEL Alacağız....Bizim Adliye Mensupları SINAVLARINDAKİ İLKEMİZ; Adayın,  BİLGİSAYAR veya DAKTİLO Becerisi...
     Sınav günü yaklaştığında; TBMM.de İktidar Partisinde SAKARYA MİLLETVEKİLİ....Komisyon Başkanlığına bir Mektup...
     Boş olan Mahkeme Kalemlerine Alınacak Katiplerin  Adları....Ve Adayların Hangi  İlçelerde ve hangi Mahkeme Kalemlerinde Görevlendirileceği...Ve Mübaşirler içinde aynı TALEP-EMİRLER....
     Bu Siyasi Milletvekilimiz; önemli Bakanlığın bir BÜROKRATI....
     Bazı Siyasilerin Talebine cevabımız; " Daktilo-Bilgisayar biliyor mu?" olur....
    Aldığımız cevap; " ÖĞRENİR...."
    Biz mevcut öğrenmiş ve fevkalede bilen varken; ileride öğrenmek koşulu ile  BİLMEYEN Elaman alacağız...
    Sonra  Yönetmelik değişimi ile bu görevler; KOMİSYONLARDAN  Alındı....Adalet Bakanlığına verildi....
    Biz önce; SINAVLARI YAPACAK-YAPAN  Bürokratlarında  bazı sınavlardan geçirmemiz gerekir...
    Atanacak Sınav Komisyon Görevlilerinde LİYAKAT gözden geçirilir...Her şeyden önce DÜRÜSTLÜK ve Kimsenin Hakkının Kaybolmasını önleyici bir İLKESİ araştırılır....
      Bu gün; tüm Sınavlarda bir ŞAİBE Dolaşıyor....
     Soru değil; CEVAP ANAHTARI Verilmiş....Ağır bir İtham....
     Evet...İdari Kurumlar ve Yargı bu SIKINTIYI  nasıl Çözümleyecek?....
     Bu Sıkıntı; Ülkenin  belirli bir süredeki GEÇMİŞİNE de Yansıyacaktır....Sorumlulardan, mutlaka hesap sorulmalıdır....  
       Kamuoyunu nasıl Aydınlatıp, İNANDIRICI olacaklar?....
     Kamuoyunun beklentisi de bu olsa gerek....
       Saygı ile....