Hüseyin Şeyh İbrahim kavga ettiği eşinin kayıplara karışmasının ardından ülkesine döndü ve burada eşini aramaya başladı. Ancak eşinin yakınları tarafından IŞİD’e şikayet edilen koca bu kez örgüt tarafından rehin alınınca, karısını bulamaması halinde infaz edileceği açıklandı.
Suriye’deki iç savaş nedeniyle 1,5 yıl önce Konya’daki ağabeyi Hasaneyn Şeyh İbrahim’in yanına karısı Sevsen Elvande (20) ve 4 yaşındaki çocuğuyla birlikte gelen Hüseyin Şeyh İbrahim (32) ile eşinin maddi imkansızlıklar yüzünden sık sık tartıştıkları öğrenildi. Çiftin aralarında yaşanan tartışmanın son olarak kavgaya dönüşmesi üzerine genç kadın evini terk etti. Suriyeli adamın eşinin bulunması için polise başvurması ise, çiftin yasa dışı yollarla Türkiye'ye giriş yapmalarına takıldı ve başvuru yanıtsız kaldı.
YAŞADIĞI KÖY IŞİD KONTROLÜNDE
9 ay boyunca eşinden herhangi bir haber alamayan Suriyeli Hüseyin Şeyh İbrahim, çareyi ülkesine dönmekte buldu. Eşini arama çalışmalarını Halep’in Munbij köyünde sürdüren Suriyeli genç adam hakkında, burada kayınbiraderi ve aynı zamanda dayısının oğlu tarafından terör örgütü IŞİD’e ‘kız kardeşim kocası tarafından kaçırıldı ve öldürüldü’ şikayetinde bulunuldu. Bunun üzerine bölgedeki hakimiyetini sürdüren IŞİD, Suriyeli adamı rehin aldı ve kayıp olan karısı Sevsen Elvande’nin kısa sürede bulunmaması halinde kısasa kısas yapılacağını ve genç adamı infaz edeceklerini açıkladı.
SURİYELİ AĞABEY ÇARESİZ
Kardeşinin katil olmadığını çaresizce anlatmaya çalışan Hasaneyn Şeyh İbrahim, Türkiye’den Suriye’ye oradan da IŞİD’e uzanan süreci şu sözlerle anlattı: “Ben Konya’ya önceden gelmiştim. Benim yanıma hanımıyla beraber geldiler. Bir tane çocuğu vardı. Buraya geldikten bir müddet sonra kendisine iş bulduk. İş bulmamıza rağmen maddi durumlarının kötü olduğundan dolayı hanımıyla sorunlar yaşıyordu. Sigaradan dolayı aralarında bir sorun çıkmış.
‘İçeceksin, içmeyeceksin’ derken dövüşmüşler. Dövüşünce aralarında vurma falan olmuş. Bu esnada hanımı çok sinirlenmişti ve gece evden çıkıp gitmiş. Bu sigaradan olan olaylardan sonra Türk vatandaşı, Urfalı bir arkadaşının yanına gitmişti. Oradan adam, hanımıyla birlikte getirdi buraya ve aralarını buldular. Fakat 2 gün sonra tekrar dövüşüp aralarında kavga olunca, birkaç defa vurmuş herhalde hanımına. Ondan sonra da hanımı kimseye haber vermeden çıkmış gitmiş. Bir müddet sonra araştırmışlar, bakmışlar evde yok. Kendisini işten çağırdılar hanımın evde yok diye. İkinci defa yine evden çıktı gitti. Bir daha kendisini göremedik. Bir müddet aradıktan sonra bulamayınca Suriye’ye gitmiş olabilir diye ülkesine geri döndü. Orada da şikayet edilmiş ve IŞİD tutmuş kendisini. Dayısının oğlu olan kayınbiraderi, ‘Bizim kız kardeşimizi Türkiye’ye götürdü, orada öldürdü, geldi. Bize bir haber ulaşmıyor, nerede olduğunu da bilmiyoruz’ diye IŞİD’e şikayet ediyor. Ondan sonra IŞİD de onu tutuyor, ‘ya hanımını bulacaksın ya da biz seni kısas yapacağız’ diyorlar" şeklinde konuştu.
Kardeşinin ilk kavgadan sonra hanımını sözlü olarak boşadığını belirten İbrahim, “Burada Mustafa diye bir arkadaş var, Suriye’nin Türkmenlerinden. Onun yanına gitmişler ve bir tane hoca getirmişler. Tekrar bir nikah yapmışlar, 2 gün sonra tekrar kaçınca sağdan soldan araştırmışlar, ondan sonra karakola falan bildirmişler. Belli bir müddet aradıktan sonra bulamayınca kocası Suriye’ye gidiyor ve kocasını tutmuşlar orada" dedi.
İKİ KEFİL KARŞILIĞINDA KARISINI BULMASI İÇİN SERBEST BIRAKILDI
IŞİD tarafından iki kişinin kefil olma şartı ile kısa süreliğine kardeşinin serbest bırakıldığını ancak bulunduğu köyden çıkmasına izin verilmediğini söyleyen Hasaneyn Şeyh İbrahim, kayıp gelinlerine seslenerek şu çağrıda bulundu:
“Kardeşimiz orada yakalandıktan sonra ağabeyi ile dayısı ile beraber devamlı konuşmuşlar. ‘Dayı sen neden böyle yapıyorsun? Niye şikayet ediyorsunuz? Bu her karı kocanın arasında olan bir şey. Şu ana kadar da biz o kadar araştırdık, karakola bildirdik. Herhangi bir haber alamadık. Yoksa bizim kardeşimiz karısını öldürmedi. Niçin böyle yapıyorsun?’ dedikten sonra dayısı IŞİD’e gidip olayları anlatmış. Söyledikten sonra IŞİD de demiş ki, '2 kefil getirirsiniz, bu kız ortaya çıkana kadar. Çıktı çıktı, çıkmadı biz buna kısas uygulayacağız ama bu esnada da tabi içeride durmayacak.' Ondan bir haber alana kadar iki kişinin kefaletinde serbest bırakmışlar. Şimdi o köyden dışarı çıkamıyormuş. Mumbij’deymiş. Herhangi bir süre vermemişler, en kısa zamanda bir haber getirin bize demişler. ‘Yani o hayatta mı, değil mi? bunları bize en azından babasına telefonla bildirsin’ diyorlarmış. Hem bacısını, hem de büyük kardeşini kefil göstermişler. Kaçarsan bunları tutuklarız demişler. Kesinlikle gelsin ben her şeyden sorumluyum, ona herhangi bir şey olmayacak. Babası kardeşleri de bir şey yapmaz, ben kefilim.”
“HAYATTAYSAN TELEFON ET SENİ KORURUZ”
Hasaneyn Şeyh İbrahim’in eşi Celile El-Azlani de eltisine seslenerek yaşadıkları durumun bir an önce son bulmasını isteğini söyledi. Celile El-Azlani, “Eğer hayattaysan, mümkünse bize bir telefon et. Verilecek telefon numaralarına ya da kardeşinin telefon numarasına telefon et. Bizim kalbimizi rahatlat. Eğer dönersen seni kendi yanımızda koruruz. Sana herhangi bir şey olmayacak. Baban ve kardeşlerin çok kötü durumda. Mümkünse en kısa zamanda verilecek telefon numarasından bir haber ver bize” diye konuştu.
YORUMLAR