Parti propagandistleri, sizinle başlayalım.
Şehitliği yücelteyim, manen ne kadar yüksek ve arzulanası bir mertebe olduğunu müjdeleyeyim, gözü yaşlı ailelerini onurlandırayım, bir teselli vereyim derken şehitlerden rol çalma tehlikeniz var. Can onlardan giderken kahramanlığını siz sahipleniyormuşsunuz durumlarına düşmek gibi...
Duyarlılık izharı, minnet ve şükran hisleriyle sınırlı kalmaz da ölçü kaçırılırsa, başkalarını ölüme yollarken lafta şehadet şerbeti özlemi çekiyor gibi görünmek sakıncası var.
Karşıtlarınıza da 'Dün analar ağlamasın'dan bugün 'Ne mutlu şehit analarına' makamına ne çabuk geçtiğinizi sorgulama hakkı doğar.
Hızını alamayan AK Parti propagandistleriyle devam edelim.
Tayyipfobiyle mücadele gerekli, Tayyip Erdoğan markasından seçimlerde yararlanmak da akıllıca, fakat böyle mi?
Erdoğan'ın yerliliği ve milliliği üzerine kurulan savunmaların zaafları atlanıyor.
Ona oy vermeyenler de millet. Özbeöz yerli, bu milletin asli parçası, öbür kısmı.
'Erdoğan'sız Türkiye istemek' sanki antidemokratik bir talepmiş, vahim bir suçmuş gibi sunuluyor.
Öyleyse ne diye seçim yapıyoruz? Erdoğan'ın yerine siyasi rakiplerinin Türkiye'yi yönetmesini istemek ayıp ya da suçsa vatandaşın önüne niye konuyor o sandıklar?
Oyunu CHP'ye, MHP'ye, BBP'ye ya da milli görüşün Saadet'ine veren muhalif millet mensupları gayrimilli hainler midir yani?
Bu stratejiyle onu sadece eleştiriler üstü, yanılmaz ve layüsel bir konuma değil, aynı zamanda tercihler üstü bir mevkiye çıkarmış olursunuz. Muhalefetin gayrimilliliği ile başlarsınız. 'Erdoğan'a oy vermeyen millet millet değildir, gayrimillidir' demeye kadar gider ucu.
Ayrıca... Kılıçdaroğlu'nun 'hakkımız yendi' ithamlarına karşı, Cumhurbaşkanı'nın erken seçimi zorlamadığını, anayasal süreci hakkaniyetle yönettiğini de kuru polemikçilikten uzak, gerçekçi ve ikna edici gerekçelerle ortaya koymalısınız.
'Başkanlık olmadığı için kaos oldu' argümanını da bir daha düşünmelisiniz. İstikrar için neden tek parti iktidarı yetmiyor da başkanlık sistemi şart? Seçime bu söylemle gitmek, AK Parti'yi ve Davutoğlu'nu gölgelemez mi? Üzerinde ciddi çalışılması gereken bir açmaz.
YORUMLAR