Nevzat Tarhan, Mehmet Aydın’ın önce ücretsiz tavuk verme gibi yöntemlerle güven duygusu kazandığını, insandaki sosyal itaat duygusunu ve sürü psikolojisini harekete geçirdiğini düşünüyor. Tarhan, bir süre sonra sisteme katılan insanların “Bu kadar insan para yatırıyorsa bu kadar kişi aptal olamaz” düşüncesine kapıldığını söylüyor.
“Duruma uygunluk varsa realite körlüğü oluşuyor” diyen Tarhan terör örgütü PKK’nın gündemde olduğu dönemde insanların telefon dolandırıcıları tarafından ‘Hesaplarınız terör örgütünün eline geçmiş’ sözleriyle dolandırılmasını bu duruma örnek olarak gösteriyor.
Tarhan “Mesela şimdi bitcoinle ilgili bir algı var. O algıyı alıyor, duruma uygunluk haline getirip kullanıyor. Mesela ‘Bak bitcoin nasıl yükseldi’ diyor” diye konuştu.
İNSANLARI OYUNUN PARÇASI HALİNE GETİRİYOR’
Çiftlik Bank’ın bitcoin’in yükselişi üzerinden aslında bu şekilde para kazanmanın normal olabileceğine insanları inandırdığını vurgulayan Tarhan’ın Çiftlik Bank’la ilgili bir diğer yorumu ise insanları oyunun parçası haline getirmesi.
SON AŞAMA: KORKULAR
Tarhan şöyle devam ediyor: Kişilerin zaafları ve korkuları devreye sokuyor. Bir süre yatırım yapan insanlar bu kez parayı kaybetme korkusuyla daha fazla yatırıma devam ediyor. Daha fazla kişiyi sisteme katmaya çalışıyorlar.
Yakınlarına bunu abartılı şekilde övüyorlar. Aldatmanın parçası haline getiriyorlar.Çok planlı bir hareket var. Güven oluşturarak aldatmaya karşı insanlar eleştirisel düşünceyi öneriyoruz.
Eleştirisel düşünce bizim toplumumuzda çok kullanılmayan bir ilke. Özetle şöyle diyelim. Batı bununla ilgili önlem almış. 2008 krizinden sonra İngiltere’de Ticaret Dürüstlüğü ofisi kurulmuş.
BU TİP İNSANLAR KENDİLERİNİ SUÇLU HİSSETMEZLER
Prof. Dr. Tarhan, Çiftlik Bank isimli oyunun kurucusu dahil, insanların inançlarını kullanarak zarar veren kişilerin sezgisel zekasının yüksek olduğununu belirterek, “Çiftlik Bank olayındaki kişi, etik ekip kuralları içerisinde kalsaydı, Facebook ve Twitter gibi bir hale gelebilirdi. Şayet ahlaki zaaflar içinde hareket etmeseydi, oyunu küresel bir hale getirebilirdi diye düşünüyorum. Lakin burada aç gözlü davranarak, belki onu yönlendiren kişilerin, şeytani duyguların etkisiyle hareket ederek insanları aldattığını görüyoruz. Bu tip insanlar kendilerini suçlu hissetmezler hatta kendilerini rasyonalize ederek, ‘İnsanlar paralarını korusaydı, onlara ders veriyorum.’ diye de kendilerini savunurlar.” açıklamasında bulundu.
TEK KURTULUŞU ELEŞTİREL DÜŞÜNCE
İnsanların, kitleleri etkileyen saadet zinciri, telefon dolandırıcılığı, sanal uygulamalarla dolandırıcılardan korunmak için “Eleştirisel düşünceye” sahip olması gerektiğini vurgulayan Tarhan, “Eleştirisel düşünce yöntemi, insanları yanlış yola gitmekten koruyacak tek çaredir.” önerisinde bulundu.
1980’lerden bu yana Türkiye’de banker, saadet zincirleri gibi pek çok olay yaşandığını ifade eden Tarhan, şöyle devam etti: “Parayla ilgili dolandırıcılık hadiseleri ise bize, paranın çekiciliğine karşı eleştirisel düşüncenin yok denilecek kadar az uygulandığını gösteriyor. Bütün bu örneklerde ortak nokta, afaki olaylara karşı temkinli olmaktır. Mesela adam diyor ki ’50 bin lira para yatır, 200 bin lira para kazan’ bu vaatte şüphe çeken bir şey var. Bir teklifin cazibesi yüksekse o teklifi sorgulamak gerekiyor.”
Tarhan, bir insanın kolay kazanılan paranın büyük bir risk taşıdığını bilmesi ve bu konuda mağdur olan kişilerin de öz eleştiri yapması, yaşadıklarından ders çıkarması gerektiğini kaydetti.
YORUMLAR