Sabah gözlerimi açtığımda inşallah şehit haberi ya da hayvanlara yapılan zulüm haberleri görmeyeyim diyerek ve dileyerek haber sitesine girdim ve girmez olaydım! Bir baktım bu seferde Adana’da 4 yaşında bir kız çocuğuna tecavüz olayı ve sosyal medyada dönen çocuğun sağlık durumu ile ilgili okurken kendi insanlığımdan utandığım o yazı! Yazının kaynağını bilmiyorum, bilgiler ne kadar doğru onu da bilmiyorum ama bildiğim tek şey şu ki; şimdiye kadar katıldığım istismar eğitimlerinde duyduğum rakamların ve vakaların dehşet verici olduğu! Sosyal medyada dönen ‘DEĞİL 2 DAKİKA 2 SAATİNİ ALSA DA OKU! BİRAZCIK VİCDANIN VARSA OKU!’ başlıklı yazıyı okudukça yüzümüz kızarsın, yüreğimiz daralsın, göz pınarlarımız kurusun, aynaya kendi yüzümüze bile bakamayalım diye paylaşmak istiyorum! Çünkü bir yerlerde 4 yaşındaki bir kız çocuğu bunları yaşarken bizim kendi yüzümüze bakacak halimizin olmaması lazım!
BİRAZCIK VİCDANIN VARSA OKU!
Adana’da 4 yaşında tecavüze uğrayan kız bebeğin tecavüz sonrası anüs deliği hemön, hem arkaya doğru olmak üzere iki ayrı yönde yırtılmış. Bağırsaklar da yırtılmış ve dışkı ile tecavüzcünün spermleri karın boşluğuna akarak tüm iç organları iltihaplandırmış. Saatler süren iki ayrı ameliyatla 60 küsur iç dikiş, 20 küsur dış dikiş atılarak çocuk ancak oturabilir hale getirilmiş. Dikişleri patlatmadan dışkılayabilsin diye yalnızca sıvı gıdalarla besleniyor ve dışkısının katılaşmasını engellemek için sürekli müshil veriliyor; dolayısı ile vücutta besin yetersizliği ve sıvı kaybı var. Ayrıca kendi dışkısının ve tecavüzcünün sperminin iç organlarda oluşturduğu iltihabın giderilmesi için kullanılan antibiyotikler yüzünden karaciğeri hasar görmüş. İdrar kesesi basınçtan tahriş olmuş, çocuk sürekli kan işemiş. Ağzı kapatılan çocuğun kendi çığlığının basıncından kulak zarı patlamış. Çocuk tanımadığı birini görünce; kolundaki serumları koparma pahasına hastanede ki yatağından aşağı atlayıp yatağın altına saklanmaya çalışıyor!!!’’
Hemen hemen her yazımda sağlıklı bir toplumun en önemli göstergesinin ‘O toplumda yetişen çocukların ruhsal, bedensel ve sosyal yönden yara almadan, sevgiyle büyümeleriyle olabileceğine’ değinmeye çalışıyorum.‘Bir İnsanın Anavatanı Çocukluğudur.’sözü ne kadar doğru değil mi?Ancak son yıllarda Dünyada ve ülkemizde halk sağlığı hatta bana göre insanlık sorunu haline gelen ‘İstismar’sebebiyle, yılda 40 milyondan fazla çocuk desteğe ihtiyaç duyuyor ve binlerce çocuk ölüyor.
KENDİ ÇOCUĞUNU İHMAL ETMEK DE BİR İSTİSMAR ÇEŞİDİDİR!
Değerli Anne ve Babalar;
Çocuklara yapılan istismarın sadece cinsel istismar olduğunu düşünmeyelim. Cinsel istismar ile birlikte fiziksel, duygusal, ekonomik ve ihmal etme de‘Çocuk İstismarı’ çeşidine girmektedir. Özellikle 0-5 yaş arasında ki çocuklar korumasız oldukları için her türlü saldırı ve istismarın en büyük hedefidirler. Mutlaka devlet gerekli yasal önlemleri almalı, toplum olarak hepimiz üzerimize düşen görevi yapmalıyız ama bu konuda en büyük görev tabi ki ailelere düşer!
Benim bir türlü aklımın almadığı, mantıklı bir cevaba ulaşamadığım, kendimi ikna edemediğim soru şu:
‘İstismar edilen çocukların başına bu dehşet verici durum gelirken aileleri neredeydiler?’
BİZ ÇOCUKLARIMIZI İHMAL EDERSEK İSTİSMARIN SONU GELMEZ!
Öncelikle 0-5 yaş arasında ki çocuğumuz nerede olursak olalım sürekli gözetimimiz altında olmalıdır. Örneğin; Düğüne mi gittiniz? Çocuğunuzun uykusu mu geldi? O zaman ya evinize döneceksiniz ya da çocuğun başında bekleyeceksiniz sevgili Anne, Babalar! Çocuğunuz sokağa mı çıkmak istedi?Komşuya mı gitmek istedi? O zaman sizde gözünüz göreceği mesafede onu rahatsız etmeden gözlem altında tutacaksınız! Başka yolu, izahati, bahanesi yok! Annem her zaman ‘Sağ gözünü, sol gözünden sakınacaksın kızım’ diyerek bizi yetiştirdi ve bizim çocuklarımızı da aynı şekilde yetiştirmemize yön verdi. Eskiden çok abarttığını ve detaylarla kendini de bizi de yıprattığını düşünürdüm ancak şu sıralar Annemi o kadar iyi anlıyorum ki...
5 yaşından büyük çocuklarınızla konuşun sevgili Anneler, Babalar! O ayıp, bu günah diye, biz ailemizden böyle gördük diye susmayın! Onlara mahremiyeti öğretin! Mahrem bölgelerine kimsenin dokunamayacağını anlatın! Böyle bir şey olursa hiç korkmamaları gerektiğini ve sizi haberdar etmeleri gerektiğini anlatın! Çocuklarınızı dövmeyin, bağırmayın, güvenini sarsacak kelimeler telaffuz etmeyin!Çocuğa uygulanan baskı, dayak ve öfke de bir istismar türüdür!Tam tersi onlara saygı gösterin,doya doya sevin, değerli olduklarını hissettirin! Yani bunları yapmak çok mu zor? Magazin programlarını, evlendirme programlarını pür dikkat kaçırmadan izleyen hanımlar, beyler, teyzeler,amcalar, nineler, dedeler neden enerjinizi, vaktinizi, dikkatinizi memleketin yarası haline gelmiş bu konuda harcamıyorsunuz?TV programlarında, internette, gazetelerde, kitaplarda bu bilgilerin hepsine ulaşabiliyoruz. Peki neden kulak arkası ediliyor? Neden ihmal ediliyor?
ÖNCE İĞNEYİ KENDİMİZE BATIRMALI!
Zaten çocuğa tecavüz ve öldürme girişiminde bulunmanın izahati yok. Bu tarz vahşetleri gerçekleştiren kişileri lanetlemek, küfür etmek, adalete havale etmek yetmez! Unutmayalım bu vahşeti gerçekleştiren bireylerde bizim içinde bulunduğumuz toplumdan çıkıyor. Peki ne yapmalıyız derseniz? Biz öncelikle çocuk istismar konusunu çok iyi anlamalı, bilinçlenmeli ve çevremizi de bilinçlendirmeliyiz. Önce biz ne kadar bilinçliyiz? Neler yapmamız gerekiyor? Bu yarayı daha fazla büyümeden ne tür önlemler almalıyız? Bunları düşünmeliyiz! Türkiye’de her birey bu konuyla ilgili elini taşın altına koyması gerekli! İğneyi önce kendine batırması gerekli! Herkes kendine tek bir soru sorup cevabını aramalı!
Biz nerede yanlış yaptık?
2011 yılında ‘Türkiye Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi’ne gelen çocuk ölümlerinin %74,5’i ihmal, %13,9’u fiziksel istismar, %5,6’sı fiziksel istismarla birlikte ihmal, %6’sı cinsel istismar olarak belirtilmiştir. Bu dehşet verici tablo, bizim toplum olarak nerede yanlış yaptığımızın bir bakıma göstergesi gibi değil mi? Çocuk istismarı konusu oldukça geniş bir alan ancak yazımda sürekli bahsettiğim istismarın çeşitlerini, konunun uzmanları tarafından 5 kategoriye ayrılmış şekliyle inceleyelim.
BUNLARI ÇOCUKLARINI YAPMAYIN!
1. Fiziksel İstismar: Dövme, tokat, yumruklama, tekmeleme, itme, ısırma gibi çocuğa fiziksel eziyette bulunulmasıdır. Fiziksel istismara uğrayan çocuklarda, içine kapanıklık, mutsuzluk, sosyal ilişkilerinde sorun, nefret duygusu, kaygı bozukluğu, okul başarısızlığı, intihar girişimi, madde bağımlılığı gibi davranış bozuklukları görülebilir. En üzücüsü ise bu şiddete maruz kalan çocuğun ileride kendi eş yada çocuklarına da aynı şiddeti gösterme olasılığının yüksek olmasıdır.
2. Duygusal İstismar: Bağırma, reddetme, korkutma, lakap takma, tehdit etme, sindirme, yıldırma, aşırı otorite kurma, toplumun içinde rencide etme gibi çocuğa sözel eziyet edilmesidir. Ebeveyn tarafından sürekli eleştirilen, aşağılanan çocuk kendine güvensiz, pasif, anti-sosyal kişilik özelliği gösterdiği gibi fiziksel gelişimi de olumsuz etkilenir.
3. Ekonomik İstismar: Çocuğun, çocukluğunu yaşayacağı, eğitim göreceği yaşlarda düşük ücretli, yaşından ağır işlerde çalıştırılmasıdır. Devlet İstatistik Enstitüsünün 1994 yılında yaptığı çocuk anketlerine göre, ülkemizde 6-14 yaş grubunda ekonomik işlerde 1 milyon 8 bin çocuk çalıştırılmaktadır. Küçük yaşta, uygunsuz şartlarda ve uzun süre çalıştırılan çocukların gelişimleri olumsuz etkilenmektedir.
4. İhmal: Diğer deyişle pasif istismar çocuğun fiziksel, duygusal, eğitim, tıbbi ve güvenlik ihtiyaçlarının karşılanmaması sonucu gelişiminin ve güvenliğinin zarar görmesidir.
5 yaş altında çocuğu sokakta tek başına oynatmasından tutunda, yine sokakta su satan, dilendirilen, mendil sattırılan çocukların aileleri tarafında zorlanmaları, biz toplumun bireyleri tarafından göz yumuyor olmamız, devlet tarafından da korunmaaltına alınmamaları aslında çocukların hepimiz tarafındanpasif olarak ihmal yani istismar edildikleri anlamına geliyor mu?
5.Cinsel İstismar: Bir yetişkinin yaşı küçük bir çocuğu cinsel doyum için kullanmasıdır. Faillerin %70’i çok yakın akraba, aile dostu, komşu, öğretmen gibi çocuğun bildiği ve güvendiği kişilerdir. Ülkemizde her 4 kız çocuğundan biri, her 7 erkek çocuğundan biri cinsel istismara uğramaktadır. İstismara uğramış çocuklarda, yaşıtlarından daha fazla cinsel bilgiye sahip olmaları, uygunsuz davranışlar, tanımadıklarına güvensizlik, kaygı ve korku, aşırı uçlarda tepki verme, gelişim problemleri, istismar yapan kişiye aşırı bağımlılık ve beraberinde bedensel belirtiler görülür.
LÜTFEN SESSİZ KALMAYIN!
Son olarak, çevrenizdebir çocuğun istismara uğradığını düşünüyorsanız, 7/24 hizmet veren ‘183’ kadın ve çocuk ihbar hattını arayabilir yada www.ihbarweb.org.trinternet sitesinde ki formu doldurabilirsiniz.
İstismara maruz kalan çocuklarımız, istismarcı tarafından tehditle korkutuldukları için, hiç kimsenin kendilerine inanamayacağını düşündükleri için, anne ve babalarının gözünde değerlerini yitirecekleri için, ailenin parçalanması ve sevdiklerinin zarar görmesini önlemek için SUSARLAR!
Onlar SUSUYOR ama lütfen ARTIK siz SUSMAYIN!
Sevgiyle.
Pınar Holt
E-mail: [email protected]
Web: www.pinarholt.com
Instagram: pinarholtofficial
Facebook: pinarholtofficial
Yazar, Davranış Bilimci ve Konuşmacı Pınar Holt, İstanbul’da doğdu. 12 yaşında 1 kız çocuğu annesidir.
Çocuk, Ergen ve Aile içinde ‘Kontrollü Teknoloji Kullanımı’ konusuyla ilgili ‘HAYATA BAĞLAN’ kitabının yazarıdır.
İstanbul Down Sendromlular Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, UDF-Uluslararası Down Federasyonu Başkan Yardımcısı olmakla beraberDünya Gençlik Konseyi ve AÇEY – Aile ve Çocuk Derneğinede çözüm ortağı olarak destek vermektedir.
Pınar Holt, 1997 -1999 yılları arasında İngiltere’de Dil eğitimi aldıktan sonra Türkiye’ye döndü.
2013 yılında California Janus Universitesi Davranış Bilimleri bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Halen Atatürk Üniversitesi Çocuk Gelişimi bölümü eğitimine devam etmektedir.
2013 yılından beri Türkiye ve Avrupa'da çeşitli gazete, haber sitesi, PDR ve Kadın Magazin dergilerinde Anne & Çocuk İlişkileri ve Çocuk & Ergen Gelişimi üzerine köşe yazıları yayınlanmaktadır.
2016-2017 yılında ‘Oyun ve Masal Terapisi’ eğitimiyle birlikte, The University of Warwick’ten ‘Bebek Zihin Gelişimi’ üzerine eğitimlerini tamamlayarak, İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde annelerle buluşup ‘0-5 Yaş arası Bebek & Çocuk Gelişimi ve Davranışları’ üzerine seminerler vermektedir.
Bununla beraber Amerika’da bulunan Zur Institute’den ‘Childeren, Technology Addiction, Parenting and the Future’ ‘Çocuklar, Teknoloji Bağımlılığı, Ebeveynlik ve Gelecek...’ konulu eğitimi alarak, birçok kurum, okul, vakıf ve belediyelere ‘Pınar Holt ile Teknoloji Diyeti’ başlıklı sunumuyla konuşmacı olarak katılmaktadır.
Bunların yanı sıra Ailelere ve Yetişkinlere aşağıda verdiği diğer seminerlerin listesine ulaşabilirsiniz:
0 - 5 Yaş Bebek & Çocuk Davranışları Kontrollü Teknoloji Kullanımı Motivasyon, İletişim Becerileri & Kişisel İmaj Beden Dilini Etkili Kullanabilme Stres & Zaman Yönetimi Özgüven Gelişimi Aile ve Çocuk İletişimi Seminerleri
YORUMLAR