Prof. Dr. Sencer İmer, "Türkiye'nin Erdemir gibi şu anda iki, hatta geleceği de düşünürsek, üç Erdemir'e ihtiyacı vardır. Türkiye bir Kore, bir Japonya gibi ve dünyada söz sahibi olacaksa bunun mutlaka olması gerekiyor. Filyos bu avantajı sağlayacaktır." dedi.
Ufuk Üniversitesi Siyaset Bilimi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı ve ANKASAM Başdanışmanı Prof. Dr. İmer, "Batı Karadeniz Çelik Kümelenme Analizi Çalışması" toplantısında yaptığı konuşmada, çelik sanayisinin dünyada güç unsuru olduğunu belirterek, bir ülkenin hangi güce sahip olduğunu anlamak için çelik sanayisine bakmak gerektiğini söyledi.
Sac yarı mamulü üretiminin gerekliliğine işaret eden İmer, "Dolayısıyla Erdemir'in, İskenderun demir çeliğin ürettiği ve özel sektörü de dahil ettiğimizde sac üretiminde Türkiye 9 milyon ton civarında bir sac üretmekte, 19 milyon ton civarında tüketmektedir. Yani ürettiğinden daha fazlasını ithal etmektedir. Bu ne demektir? Türkiye'nin Erdemir gibi şu anda iki, hatta geleceği de düşünürsek, üç Erdemir'e ihtiyacı vardır. Türkiye bir Kore, bir Japonya gibi ve dünyada söz sahibi olacaksa bunun mutlaka olması gerekiyor. Filyos bu avantajı sağlayacaktır. Filyos yalnızca ikinci Karabük için değil, aynı zamanda sac üreten bir tesis olabilir, bir endüstri merkezi olabilir hatta o ırmak işlenebilir bir ırmak haline getirilirse o zaman Ankara ve İç Anadolu ile bağlandığı zaman bir hızlı tren hattıyla, İç Anadolu'yu da denize açan bir liman haline gelmiş olur." diye konuştu.
İmer, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'nın bu duruma el attığını aktararak, şunları kaydetti:
"Bu bizim 1985'ten beri hayalimizdi, bu hayal gerçek oluyor. Bunun alt yapısı ve bütün endüstriyel planlamalarını buna göre yapmak lazım. Türkiye'nin genel planlamasını da buna göre yapmak lazım. Bundan sonra kurulacak Erdemirler diyelim, biri belki Filyos'ta, biri İzmir'de, biri de Mersin'de olmak zorunda. İşte o zaman Türkiye bir Kore, bir Japonya olur çünkü oradan çıkan gemilerle, ticaret ve savaş gemileriyle, gemi inşa sanayiyle, imalat sanayiyle bir endüstri gücü olur. Türkiye 100 milyonluk bir ülke. Neticede buna sahip olmak zorunda. Türkiye'nin bir Japonya gibi olması birçok adamın hoşuna gitmez. Avrupalıların da Amerikalıların da hoşuna gitmez, başkalarının da gitmez ama biz ona rağmen bunu yapmak zorundayız. Çünkü başka türlü burada var olmamız ve güçlü olmamız mümkün değil."
- "Kendi bölgesel çözümlerimizi geliştirmek istiyoruz"
Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş da kendi bölgesel çözümlerini geliştirmek istediklerini belirterek, "Bunu başarabilirsek ülkemize de katkıda bulunuruz. Ülkemizin sırtından da bu kamburu almış, ülkemizin yüzünü güldürecek bir potansiyelle ülkemizi buluşturmuş oluruz. Bütün arayışımız, derdimiz, tasamız budur." dedi.
Ülkedeki üç büyük çelik tesisin ikisinin bölgede olduğunu hatırlatan Bektaş, "Karabük Erdemir’i tanımıyor, Erdemir Filyos'u tanımıyor, Filyos Bartın'ı tanımıyor. Böyle bir dağınıklık var. Bunu derleyip toparlamak, artık oturup aklı başında insanlarla değerlendirilip bir hedefe yönlendirilmesi gerekiyor." diye konuştu.
Bektaş, çeliğin çatı kavramları olmasını istediklerini anlatarak, şunları söyledi:
"Üç il bu kavram altında iş bölümü yapsın. İmkanlarını ortaya koysun, organize olsun. Üç üniversite, ticaret ve sanayi odaları, üç şehrin sanayicileri ve kamusu bir araya gelsin. İş bölümü yapsın ve adını koysun. Zonguldak, Bartın ve Karabük ne yapacak? Bölge insanları olarak üç vilayet bir araya gelip bölgesel kendi çözümümüzü geliştirmek istiyoruz. Bu çerçevede iletişim kurduğumuz herkesten çok olumlu tepkiler aldık."
Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı (BAKKA) Genel Sekreter Vekili Elif Acar ise çelik sektöründe kümelenme yaklaşımını geliştirerek rekabet avantajını güçlendirecek, bir arada olmanın getirdiği faydalardan en üst düzeyde yararlanmak, yeni katma değeri yüksek ve nitelikli üretim pazarına yönelmek, kamu, üniversite ve sanayi işbirliğini geliştirmek için kritik öneme sahip olan çelik sektörü kümelenme analiz çalışmasını başlattıklarını dile getirdi.
