TBK.nun 138 Maddesindeki Düzenleme:
" Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçlenmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu ,hakimden sözleşmenin yeni kurallara uyarlanmasını isteme,
bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu ,kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.
Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır."
BORÇLAR YASAMIZIN bu DÜZENLEMESİ gayet açık ve de sarihtir.
xxxxxxx
Ülkemiz Ekonomisi bu günlerde; AŞIRI Bir DÖVİZ ARTIŞI nedeni ile bir Kriz aşamasındadır.
Döviz ile Borçlanmalar....Döviz ile Hizmet vererek Alacaklı konumunda olan Alacaklıların oldukça lehlerinedir.
Evet...Bunun yanında; Taksitle DÖVİZ ile konut, araba satın alanların veya nakit alarak Borçlanan Kişilerin durumu.....
Veya hala DÖVİZ ile İşyeri ve Konut Kiralamalar....
Bir USD 8.50 TL. civarında iken , bugün 14. tl.ye yaklaştı...Bazı Ekonomistler Bir USD.nin 2022 Yılı Şubat ayı başlarında 20. tl.ye yaklaşacağını ileri sürmektedirler...
xxxxx
Biz Kişilerin DÖVİZ ile bir mal alarak taksitlendirerek Borçlanmalarını bir tarafa bırakalım...
Ya DEVLETİN bu şekilde Borçlanmalarına ne söyleyebiliriz. ŞEHİR HASTANELERİNE hasta garantisi verilerek USD ile Devletin Borçlanması...OTOYOL,KÖPRÜ Geçiş Ücreti USD ile ise; Devletin Uğrayacağı ve Yurttaşına FATURA edeceği zamlar....
xxxxx
Döviz bedeli İş Yeri kiralayan Esnaflar ve Tacirler....Yine Döviz ile kiralanan Konutlar....
Bunlar sıkıntı içinde olan Esnaflar...İş Adamlarına ...Ve Barınma için Konut Kiralayan Ailelere büyük sıkıntılar oluşturacaktır....
xxxxx
Bu SORUNLAR ÇÖZÜMÜ Bağımsız Yargıya aittir.
Birikimli...Hukukun üstünlüğüne inanmış.... Adil Hakimlerimize GÖREV Düşmektedir.
Yani Hukuk Dilinde UYARLAMA denen bir MÜESSESE var.... Sorun bu MÜESSESESİNİN Kuralları ile çözümlenecektir. Yani GÖREV-TOPU Bağımsız HUKUK HAKİMLERİMİZDE....
xxxxxx
B.K. nun 138. Maddesine göre UYARLAMANIN KOŞULLARI:
Daha önce yapılan taraflar arasındaki SÖZLEŞMEYİ; Yeni Koşullara UYARLAMA ve bunun mümkün olmaması durumlarda da BORÇ İLİŞKİSİNİ Sona erdirme olanağı tanıyan AŞIRI İFA GÜÇLÜĞÜ olarak tanımlayabildiğimiz bu müessese BK.nun 138. Maddesinde ; "AŞIRI İFA GÜÇLÜĞÜ " olarak düzenlenmiştir.
Bu durumdan yararlanmak içinde tüm KOŞULLARIN Beraber yer alması gerekmektedir.
"BORÇLU TARAFINDAN ÖNGÖRÜLEMEYEN ve ÖNGÖRÜLMESİ DE BEKLENMEYEN OLAĞANÜSTÜ BİR DURUM; SÖZLŞEME YAPILDIKTAN SONRA ORTAYA ÇIKMIŞ OLMASI GEREKİR."
Öncelikle ; SÖZLEŞMENİN Tarafı olan BORÇLU tarafından öngörülemeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen ve SÖZLEŞME kurulduktan sonra ortaya çıkan olağanüstü bir durum ise; amaç günlük yaşamın olağan akışına göre BORÇLUNUN hesaba katmakta yükümlü sayılamayacağı olaylardır.
Bu olaylar; Savaş, ekonomik kriz, yüksek bir devalüasyon gibi durumlar olabilir.
Buradaki ÖLÇÜ; somut olayın tüm özelliklerine göre taraflardan öngörünün belirlenip belirlenemeyeceğidir. Fazla riskli ve özellikle de tesadüflere ve şansa bağlı işlerde görülebilmektedir.
Yalnız bu olağanüstü durum BORÇLUDAN KAYNAKLANMAMIŞ Olması gerekir
UYARLAMA Talep eden BORÇLUNUN ; yeni durumun oluşmasında bir KUSURUNUN olmaması gerekir. Borçlunun Temerrüde düşmeme durumu da önemlidir. Durumun Ağırlaşmasına yol açan olayların ortaya çıktığı sırada Mütemerrit BORÇLU da TEMERRÜDE Düşmede bir KUSURU Olmadığını da ispat etmesi gerekir. İspat edemediği takdirde; aşırı ifa güçlüğüne dayanarak söz konusu haklardan yararlanamaz.
B.K.nun 138. Maddesindeki metinde ; TEMERRÜDE Düşen Borçlu açısından bir açıklık olmasa da; Hüküm amacına göre yorumlanmalı ve Temerrüde düşmede kusursuzluğunu ispat eden borçluda bu açıdan değerlendirilmelidir.
Olağanüstü olan bu durum; sözleşmenin yapıldığı sıradaki mevcut olayları, Borçludan İfanın İstenmesini DÜRÜSTLÜK KURALLARINA Aykırı düşecek derecede BORÇLU Aleyhine değiştirmiş olmalıdır.
xxxxxx
818 Sayılı önce B.K.numuzda benzer bir düzenleme yok. Ancak; MK.numuzun 2. Maddesi DÜRÜSTLÜK KURALI düzenlemesini getirmiştir. Bu düzenlemeden yararlanıldı.
Yani değişiklik; sözleşmenin esaslı noktalarında olmalıdır. Kuruluş anı ile arasındaki denge ÇIKARLAR Açısından bozulmuş olması gerekir. Yine MK.nun 2. Maddesindeki Dürüstlük kuralı sınırları içinde BORÇLU açısından İFANIN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ aşırı bir fedakarlık gerektirirse veya beklenmeyecek kadar ağırlaşmış ise devreye girecektir. Aşırı İFA Güçlüğü SÖZLŞMENİN Yapıldığı sırada mevcut olup, sadece BORÇLU açısından fark edilmemiş ise , HAKLI olsa dahi UYARLAMA Hükümlerinden Yararlanamaz.
Konuyu MK.nun 2. Maddesi kapsamında değerlendirdiğimizde;
-Öncelikle SÖZLEŞMENİN Yapıldığı sırada; Sözleşmenin TARAFLARINCA ÖNGÖRÜLMRYEN ve ÖNGÖRÜLMESİ de BEKLENMEYEN OLAĞANÜSTÜ bir DURUM ORTAYA çıkmış olmalıdır.
-Bu OLAĞANÜSTÜ Durum; Sözleşmenin Tarafı olan BORÇLUDAN KAYANAKLANMAMIŞ olmalıdır...
-Bu durum , SÖZLEŞMENİN Yapıldığı sırada mevcut OLGULARI , Kendisinden İFANIN İSTENMESİNİ DÜRÜSTLÜK KURALLARINA AYKIRI DÜŞECEK Derecede BORÇLU Aleyhine DEĞİŞMİŞ Olmalıdır.
- Sözleşmenin Tarafı olan Borçlu ; BORCUNU henüz İFA etmemiş olmalıdır. İFANIN Aşırı bir ölçüden GÜÇLEŞMESİNDEN Doğan Haklarını Saklı Tutarak İFA etmiş olmalıdır.
Madenin yorumuna göre; UYARLAMININ tüm koşulları gerçekleşmiş ise; BORÇLU ,Mahkemeden SÖZLEŞMENİN Yeni KŞULLARA Göre UYARLANMASINI....Bunun Mümkün olmaması halinde ise BORÇLU; SÖZLEŞMEDEN Dönebilir.
İşte MEDENİ YASANIN 2. Maddesi gereği Mahkemeden bu Hukuksal İŞLEM Talep edilebiliyordu ve Mahkemede Talebi bu düzenleme gereği bir karara varıyordu.
xxxx
Yeni Yasa ise;
- SÖZLEŞMEDEN doğan tüm YÜKÜMLÜLÜKLERİN, İfa ister edim için gerekli harcamaların artması ve gerekse de karşı Edimin Değerinin düşmesi sebebiyle AĞIRLAŞMIŞ olsa dahi, EDİMİN Yerine getirilmesi gerekir.
-Eğer ki, Sözleşmenin ifası koşullarındaki değişiklik sonucu AŞIRI bir ÖLÇÜDE GÜÇLEŞMİŞ ise Taraflar bazı koşulların varlığı halinde SÖZLEŞMENİN DEĞİŞTİRİLMESİNİ veya SONA ERDİRİLMESİNİ görüşmeler yaparak değerlendirmekle de yükümlüdürler.
Bu Durumlar;
1- Durum ve Koşulların SÖZLEŞMENİN Yapılmasından sonra DEĞİŞMİŞ olması...
2-Bu Durum ve Koşulların , SÖZLEŞMENİN Düzenlendiği sıralarda ÖNGÖRÜMÜNÜN Mümkün olmaması...
3-Sözleşme ile Durum ve Koşulların DEĞİŞİMİ RİSKİNİN ,bundan etkilenen kişiye yükletilmemiş olması....
-Sözleşmenin Taraflarının , kendi aralarında belirli bir süre içinde UZLAŞMAYA Varamamaları durumunda MAHKEME; şu iki durumda sorunu çözer....
1-Sözleşme Borçlusu TARAF; kendisinin belirleyeceği bir tarihte ve koşullarla SÖZLEŞMEYİ SONA ERDİREBİLİR....
2-Durum ve Koşulların Değişmesinden kaynaklanan KAR ve ZARARI ; Sözleşme Tarafları arasında ADİL bir şekilde Paylaşım yapmak sureti ile SÖZLEŞMEYİ Uyarlayabilir...
Ayrıca, her iki durumda da Mahkeme; Taraflardan birinin GÖRÜŞMELERDEN Kaçınmasından veya Görüşmeleri dürüstlük Kuralına aykırı bir şekilde bozması halindeki kaynaklanan zararı da tazmine hükmedebilir.
xxxxxx
UYARLAMA DAVASI AÇILMADAN ÖNCE GEREKLİ KOŞULLAR:
Aralarındaki DENGE bozulan Sözleşme Taraflarının ; önce Konuyu kendi aralarında GÖRÜŞMELERİ ve UYARLAMININ Koşulları varsa; SÖZLEŞMEYİ Dostça UYARLAMALARI gerekir.
Yargı sürecinin uzunluğu nedeni ile en kötü Anlaşmanın eni iyi sonuç vereceği Yargı sürecinden daha iyi olacağı yöntemini değerlendirmeleri gerekir.
UYARLAMA Davası da bu safhadan sonra açılmalıdır.
Kısacası bu Davaların özü; Sözleşmenin düzenlendiği tarihte veya daha sonraki süreçlerde ; TARAFLARCA ÖNGÖRÜLMEYEN veya ÖNGÖRÜLMESİ de MÜMKÜN OLMAYAN OLAĞANÜSTÜ bir DURUM oluşmalıdır.
Bu durumda Borçlunun henüz ifa etmemiş veya İfanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olmalıdır.
Burada İFA aşırı bir ölçüde güçlenmekte ve BORÇLU için artık kısmi bir ifa söz konusu olmaktadır. AŞIRI ifa güçlüğünden yararlanmak anlamsızdır.
Öngörülemeyen durum kısmi İfadan sonra ortaya çıkmış olabilir. Henüz İFA EDİLMEMİŞ Kısım üzerinden Değerlendirme yapılır. Bu durumda , İfa güçlüğünün tespiti üzerine B.K.nun 138. Maddesi BORÇLUYA İki Temel OLANAK Tanımaktadır.
Birisi; SÖZLEŞMENİN YENİ KOŞULLARA GÖRE UYARLANMASINI İSTEYEBİLİR.
Mahkemeye başvuru yapılarak; Mahkemeye Uyarlama Kararı için DAVA Açılabilir. Ancak Sözleşmenin UYARLANMASI Mümkün olmayabilir.
Bu kez de; Hakim somut olayı resen araştırarak; UYARLAMA Mümkün ise YÖNTEM ve MİKTARI Serbestçe belirleyecektir. Taraflar arasındaki Çıkar dengesini de iyi değerlendirmesi gerekir.
İkincisi ise; SÖZLEŞMENİN UYARLANMASI MÜMKÜN DEĞİL İSE DÖNME HAKKINI KULLANABİLİR.
Ama bu sürekli olan bir BORÇ ilişkisi doğuran SÖZLEŞME ise; B.K.nun 138/ 1-son cümlesindeki fesih hakkı doğacaktır.
Yalnız bu hukuksal işlem mahkemeye taşındığında Hakim tarafından değerlendirilip karar verilecektir. Yalnız UYARLAMA Mümkün ise; Sözleşmeden dönme olamaz. Olmuş ise GEÇERSİZ Olacaktır. Yani bu HAK Mahkeme yolu ile elde olunur.
Bu Açıklamaların ışığında SONUÇ olarak şunları söyleyebiliriz....
Sözleşme düzenlenirken, mevcut koşullar öngörülemez bir biçimde sonradan DEĞİŞEREK Tarafların edimleri yönünden dengeyi sarsabilir. Taraflar açısından da AŞIRI bir İFA GÜÇLÜĞÜ Doğabilir. Hukukumuzda; AHDE VEFA ilkesinin her zaman için ADİL olmadığına inanç verebilir.
Bu durumlarda DEĞİŞEN Koşullar sonucu bozulan RİSKİN Paylaşımı Dengesi yeniden oluşturulur. Yani SÖZLEŞMENİN UYARLANMASI Müessesi gündeme gelmektedir.
818 Sayılı önceki B.K. da böyle bir düzenleme yok. Ancak; M.K.nun 2. Maddesine dayanılarak bu konuda İçtihatlar oluşturulmuştur.
6098 Sayılı yeni B.K. ile bu düzenlemeye yer verilmiştir. Sorunların bu şekilde giderilmesine de yer verilmiştir. UYARLAMA Müessesi açık bir şekilde HUKUKUMUZDA Yer almıştır.
B.K.nun 138. Maddesi de yer verilen tüm KOŞULLARIN beraber gerçekleşmesi ile BORÇLU , SÖZLEŞMENİN UYARLANMASINI TALEP EDEBİLECEK...UYARLAMA MÜMKÜN OLAMIYORSA ,SÖZLEŞMEYİ SONA ERDİREBİLECEKTİR....
xxxxx
UYARLAMA Ne Gibi SONUÇLAR VEREBİLİR?
- Sözleşmenin değişen koşullara UYARLANMASI ile HAKKANİYET ve DÜRÜSTLÜK Kuralına uyulmuş , Taraflar arasında DENGE sağlanmış olur.
-UYARLAMA Sözleşmenin kapsamının , koşullarının, ifa şeklinin değiştirilmesi şeklinde olabilir. Ödeme TAKSİTLERİ değiştirilebilir, Faizler indirilebilir veya kaldırılabilir. Sözleşme süresi kısaltılabilir -uzatılabilir. Hakim her iki tarafında Çıkarlarını dikkate alarak, hakkaniyete uygun olacak şekilde UYARLAMA Yapacaktır.
-UYARLAMA, daha çok YARGITAY'ın AŞIRI İFA GÜÇLÜĞÜ maddesinin uygulanmasına ilişkin kararlarda yer almaktadır.
SONUÇ Olarak; YBK.nun 138. Maddesinin getirdiği UYARLAMA denen müessese YARGITAY EMSAL Kararları ile de Hukukumuza bir işlerlik kazandırmıştır.
TMK.nun getirdiği ve Kişilere hitap eden İYİ İNANCI....Hakimlere hitap eden DOĞRULUK ve GÜVENLİK Kurallarına Bağlı kalma müesseselerini kalıcı hale getirmiştir.
xxxxxxx
Ülkemizde YAŞANAN EKONOMİK Sıkıntılar....Ve bu sıkıntılar yanında yapılan sözleşmeler...Daha çok sıkıntıları getireceğinden dolayı insanlarımızda oluşan endişeler...
Hukuk Sistemimiz getirdiği düzenleme ile; Kişiler arasındaki bu sıkıntıları UYARLAMA denen müessese ile çözmüştür.
Ancak; Devleti bu Konudaki SIKINTILARI Ne olacaktır?
-Hasta sayısı garantisi verilerek ÖZEL KİŞİLERE yaptırılan ŞEHİR Hastaneleri....Çünkü, Hastane yapım işini üstlenen Müteahhit Şirketlere USD bazındaki borçlanmalar....
-Alt-Üst Geçitler yaptırılarak USD üzerinde Borçlanmalar...
- Köprüler için aynı şekildeki borçlanmalar....
DEVLETİN Bu BORÇLANMALARI için de; UYARLAMA ve TENKİS Hükümleri uyarlanarak sıkıntılar aşılabilir mi?
Bu SÖZLEŞMELERİN İçeriği ve koşulları hakkında açık ve net bir bilgi sahibi değilim....Medya ve Siyasal Yönetime Muhalif Siyasilerin beyanları ve eleştirilerinde öğrendiğimiz harici bilgiler...
-Bu SÖZLEŞMELER; Yabancı Şirketlerle yapıldı ve İtilafların Yargısal çözümü de; Taraf Şirketin Ülkesinin Yargısı YETKİLİ ve GÖREVLİ kabül edildi.
- Yapılan ŞEHİR Hastaneleri için GÜNLÜK HASTA garantisi verildi. Eksiğini TC. DEVLETİ üstlendi...
-Köprüler ve Oto Yollar için de aynı düzenlemeler yapıldı...
- Bunun dışında ne gibi Sözleşmeler düzenlendi bilmiyoruz....
Bir an; Bu Sözleşmelerin olmadığını veya TÜRK Mahkemelerinin Görevli-Yetkili olduğunu kabül edelim....
Sözleşmeler DÖVİZ üzerinde yapıldığından ve ÖZEL HUKUK Hükümleri uygulanacağından TBK.nun 138 . Maddesi gereği olarak MALİYE BAKANLIĞI Görevlidir. Gerektiğinde Bakanlık HUKUK Mahkemelerine başvurarak; UYARLAMA Davalarını açabilir... TC. Devletini Aşırı bir Borç Yükünden kurtarabilir...
Ancak SÖZLEŞMEYE Konan ve Taraf Şirketin ÜLKESİ- Devleti Mahkemeleri ; Maliye Bakanlığının elinden bu Yetkiyi almıştır. DAVA; Sözleşmedeki Taraf Şirketin ÜLKESİ Yargısına başvurabilir mi?
Örneğin; İngiliz Şirketinin taraf olduğu bu sözleşmeyi, İngiliz Mahkemesi; bizim Hukuk Sistemimiz gereği; BK.numuzun 138. Maddesini uygulayarak UYARLAYABİLİR Mİ? Yani , Hak ve Nesafet kuralları gereği Döviz zerindeki ödemelerde tenkis yapabilir mi?
Kocaman bir HAYIR!..... Her Ülkenin Mahkemeleri-Hakimleri kendi İÇ Hukuk Kurallarını uygularlar....
Ama...Bu Sözleşmeler Ekonomimize ve doğrudan doğruya Türk İnsanlarına büyük bir EKONOMİK ZARARLAR Verecektir.
Tüm SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI.....TBB...FIRUNCULAR ODASI....TİCARET ve SANAYİ ODALARI...TÜKETİCİ DERNEKLERİ....ZİRAAT ODALARI...ŞÖRÖRLER ve OTOMOBİLCİLER ODASI...Ve benzeri Örgütler; Maliye Bakanlığını bu yola başvuru için zorlayabilirler mi?
USD.nin önlenemeyen Yükselişi karşısında.......
Yine TBMM ....Milletvekilleri ve Siyasi Partilerin Yönetimleri... Ne Düşünürler?
,
devam ediyorum...
BAŞTA HUKUKÇULAR OLMAK ÜZERE KAMUOYUNUN DİKKATİNE....
Sn. Turan Ateş Bey'in "BAŞTA HUKUKÇULAR OLMAK ÜZERE KAMUOYUNUN DİKKATİNE...." başlıklı makalelerini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.
13 Aralık 2022 - 08:59
Bu haber 431 defa okunmuştur.
YORUMLAR