Ülkemizde 14. Mayıs 2023 günü Cumhurbaşkanı ve TBMM.nin Seçimleri sonrası bir YARGI KRİZİ Yaşanmaktadır.
Pardon Yaşatılmaktadır!...
Anayasa Mahkemesi; Anayasal bir Yargı Kurumu olması yanında; TBMM.nin Kararlarını-Kanunları ve Anayasa Değişikliklerini Anayasa Hukuku sınırları içinde denetleyen bir Yüksek Mahkemedir.
TBMM.ce Kabül edilen Kanunların ve TBMM.ce de Anayasada yapılan Değişikliklerin Anayasaya UYGUNLUĞUNU da Denetleyen bir Kurumdur.
Anayasa Mahkemesi; 1961 Anayasasının getiridiği ve bizlere de Bekçiliğini emanet ettiği bir Yüksek Mahkemedir.
Anayasamızın 9. Maddesi; Yargı Yetkisini düzenlemektedir.
"Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkeme-lerce kullanılır." düzenlemesini getirmitir.
Anayasanın 146-153. Maddeleri arası düzenleme ile yerini almıştır.
Anayasanın 148. Maddesi kapsamında 12.09.2010 gün ve 5982/18 Mad. ile değişiklik yapılarak getirilmiştir.
Anayasanın 148/3. Ek Maddesinde;
"Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden , Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesindeki kapsa-mındaki herhanği birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulu-nabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.
Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.
Bireysel başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir."
şeklindedir.
xxxxx
Milletvekili SEÇİLEN CAN ATALAY; Seçim Sonuçları Kesinleştik-ten sonra, TUTUKLAMAYI Yapan ilk derece Mahkemesinde -İst. 13. Ağır Ceza Mahkemesince serbest bırakılması gerekirdi.
Tabi ki; bu gelişme sonrası; Konu Yargıtay 3. Ceza Dairesine taşındı ve OLUMSUZ Karar alındı.
İşte bu Yargısal Gelişmeler sonrası; " HAK İHLALİNİN VARLIĞI " İLERİ SÜRÜLEREK; Konu ANAYASA MAHKEMESİNE Taşındı.
Anayasa Mahkemesi" HAK İHLALİ VARDIR..." dedi ve ilk derce Mahkemesine Dosyayı ve Kararı da gereği için gönderildi.
İst. 13. Ağır Ceza Mahkemesi; "Bu konuda KARAR Vermek Yargıtay'ın Görevidır..." dedi ve dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderdi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi de Talebi; " HAK İHLAİ YOKTUR .. "dedi ve ANAYASA Mahkemesinin bu yönde OY Kullanan ÜYELERİ Hakkın-da; Yargıtay C. Başsavcılığına SUÇ DUYURUSU Yaptı...
Konu; Yeniden İlkderece Mahkemesi Kararında HAK İHLALİ ileri sürülerek; ANAYASA Mahkemesine gönderildi.
ANAYASA Mahkemesi; önceki OY Çokluğu ile verdiği Karara sıcak bakarak; yeni verdiği KARARDA OYBİRLİĞİ ile HAK İHLALİNİN Olduğuna karar verdi.
Bu Kararda; İlk derece Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Daire-since RED Kararı verildi.
Anayasanın 153.Maddesinin ilk fıkrası;
"Anayasa Mahkemesi kararları kesindir...."
xxxxxxxxx
Anayasa Mahkemesi YOK Sayıldı...Kararı da YOK Hükmünde sayılmağa kalkışılmaktadır. Anayasa Mahkemesi Kararı YOK HÜK-MÜNDE Değildir.
Yargıtay 3.Ceza Dairesi ve İst. 13.Ağır Ceza Mahkemesi Kararları YOK HÜKMÜNDEDİR.
Yalnız; İkinci İnceleme Yargıtay 3. Ceza Dairesince değil; YARGI-TAY CEZA GENEL Kurulunun İnceleme yaparak bir Karar vermesi ge-rekiridi...
Anayasa Mahkemesi bir Karar alarak;
"Mahkeme Kararı İhlal edilerek; Anayasa Suçu işlenmiştir. Yargı-tay Üyeleri hakkında Soruşturma yapılsın... " Kararını alabilirdi.
HAKİMLER-SAVCILAR KURULU-HSK-İstanbul 13. AĞIR CEZA Mahkemesi Hakim ve Savcısı hakkında SORUŞTURMA başlatabilir.
xxxxxx
Ülkemizde; şu anda bir YARGI KRİZİ Başlamıştır. Anayasa Mahke-mesi DEVRE DIŞI Bırakılamaz...
Ancak; Şu gerçeğin kabülü gerekiyor;
"HAKİMLİK ADİL OLMAK KADAR; YÜREKLİ ve CESUR OLMAYI DA GEREKTİRİR..."
Özdeyişi, çok yerinde olsa gerek...Ülkenin , bu günlerde ve yakın gelecekde de bu sıfatları taşıyan HAKİMLERE Gereksinim vardır.
Demokrasi,çoğulcu, katılımcı kurallar ve kurumlar düzeni olup, BAĞIMSIZ YARGININ Denetimi ile Yönetimin ve Yasamanın geçer-liliğinin korunduğu ve devam ettirildiği bir düzendir.
Anayasa; kendisine uygun olmayan Yasaların çıkarılıp,uygulan-masını engelleyen ve denetleyen bir Anayasal Kurum olmadığı tak-dirde bir hiçtir.
Yargısal Denetim;Yönetenlerin-Yönetimlerin yetkilerinin sınırla-rını tanımlayan , yargı kurallarının konulması ve bu kurallarında, Yargı Organlarınca uygulanmasıdır.
xxxxxx
Biz; 1975 Yılı DANIŞTAY Gününde ; Başkan Sayın Prf. Dr. İsmail HAKKI ÜLGEN'in; yaptığı konuşmaya bakalım...
" TÜRKİYE DE HAKİMLER VARDIR. HER ZAMAN OLMUŞTUR ve HER ZAMAN DA OLACAKTIR..."
Hakimin BAĞIMSIZLIĞINI,Anayasa ve yasalara konan düzen-lemelerle olmaz....Hakimin, öncelikle BAĞIMSIZLIK Formasyonu yetiştirilmesi gerekir. Bu FORMASYON da HAKİME; Eğitim ile verilir. Hakimin belleğine;
"BEN BAĞIMSIZIM....BEN BAĞIMSIZIM...BEN BAĞIMSIZIM..." diyerek Özgüveni yerleşmelidir.
" YASA Devleti " ile "HUKUK Devleti " aynı değildir.Hukuk sade-ce Yasalardan ibaret değildir.Hukuk sadece Yasa anlamına da gel-mez. HUKUK Devleti, her zaman Yasa Eğemenliğinin dışında ve üstündedir.
Hukuk Devletinde; her tür YASA değil,HAKLARI Güvence altına alan Yasalar eğemendir.Yasa Devleti veya Yasa Eğemenliği anlayışı-nın yerini; HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ Anlayışı almalıdır.
Hukuk ile Yasa arasında bir ilişki vardır. Hukuk ile Yasalar ayrı kavramlar olup, hukuk kuralları yalnız Yasalardan ibaret değildir. Yasa normları, Hukuk Normlarının bir bölümüdür.
Herkesi; Hukuk sınırları içinde kalarak;Hukukun Kurumlarına saygıya davet ediyorum...
Bizim Anayasamız ve Devlet sistemimiz; Atatürk İlke ve Devrimlerine bağlılık yanında; ÇAĞDAŞ UYGARLIK DÜZEYİNE ULAŞMA AZMİ; olsa gerek...
LAİKLİK İlkesinin gereği olarak, BİZ: KUTSAL DİN Duygularının Devlet İşlerine ve Siyasete kesinlikle karıştırılmayacağı; ilkesine de bağlıyız.
Anayasamız Hukuk Devleti ilkesinin gereği olarak da; Kişi Hak ve Özgürlüklerininn GÜVENCE altına alınması gerektiğidir. Din ve İnanış ÖZGÜRLÜKLERİ, herkes için karşılıklı olarak yeterince GÜVEN-CE altına alınamamış olan bir düzenlemenin HUKUK DEVLETİ ilkesi ile bağdaşması da olanaksızdır.
Anayasanın 4. maddesine göre; Anayasanın 1. maddesindeki Devletin şeklinin "CUMHURİYET " olduğu hakkındaki hüküm ile 2. maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. maddesinde hüküm-lerinde değişmeyi öngören veya Anayasanın sair maddelerinde ya-pılan değişikliklerle doğrudan doğruya veya dolaylı olarak bu ilke-leri değiştirme amacı güden herhanği bir YASA Önerisi de KABÜL olunamayacaktır.
Bu esaslara aykırı olarak çıkarılmış bulunan bir YASA, Anayasa-nın mevcut hükümlerinde en küçük bir etki ve değişme yapması veya yeni bir Anayasa kuralı koyması mümkünde değildir.
Anayasanın 4. Maddesinde yer alan bu yasak; belli sayıdaki TBMM. Üyelerinin esasında kendileri için bir hak oluşturan ve özelliği yönünden de bir YASAMA işlemi olan Anayasa Değişikliği önerilerini önlemektir.
Yani Değişiklik önerisi, DEĞİŞMEZLİK ilkesi ile çatışmıyorsa; Ana-yasa da gösterilen şekil koşullarına uygun olarak yöntemi içinde yü-rüyecek ve şayet çelişiyorsa, hiç yapılmayacak;yapılmış ise yöntemi içinde yürütülemeyecek,yürütülmüş ise KABÜL görüp Yasalaşmaya-caktır.
Anayasanın 4. maddesindeki yasak düzenlemesi; Anayasanın 7. Maddesinde TBMM.ne verilmiş olanYASAMA YETKİSİ içinde bir SI-NIR oluşturmaktadır.
Bu durumda Anayasanın 1.,2. ve 3.maddelerindeki hükümlerin kapsamını oluşturan konular, YASAMA Organın Konusal Alanının DIŞINDA bırakılmıştır.Ve TBMM.bu alanda YASAMA Yetkisini kullan-maktan men edilerek, yetkisiz bırakılmıştır.
Bu YETKİSİZLİK ALANI;Anayasanın 4. Maddesi ile;
" DEĞİŞTİRİLEMEZ ve DEĞİŞTİRİLMESİ TEKLİF EDİLEMEZ."
düzenlemesi ile de; NOKTA konmuştur.
Saygı ile....
.
ANAYASA MAHKEMESİ ve KARARLARI ; DEVREDIŞI BIRAKILAMAZ....
Sn. Turan Ateş Bey'in "ANAYASA MAHKEMESİ ve KARARLARI ; DEVREDIŞI BIRAKILAMAZ...." başlıklı makalesini siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz
04 Ocak 2024 - 18:51
Bu haber 501 defa okunmuştur.
YORUMLAR