Turan Ateş
6. MASANIN ÖNERİSİ İSE;101. Maddenin başlığı ; "A-Nitelikleri, adaylığı ve tarafsızlığı"
Madde metni de aynen:
"Cumhurbaşkanı, kırk yaşını tamamlamış ,yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir.
Cumhurbaşkanın görev süresi yedi yıldır. bir kimse ancak bir defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.
Bir kişinin Cumhurbaşkanlığına aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca siyasi parti grupları, en son yapılan genel seçimde toplam geçerli oyların tek başına veya birlikte en az yüzde beşini almış olan siyasi partiler ile en az yüzbin seçmen aday gösterebilir.
Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.
Görevi sona eren Cumhurbaşkanı, bir siyasi partinin kurucusu ,üyesi ,yöneticisi veya denetçisi, bakanlar kurulu üyesi olamaz; seçimle gelinen herhangi bir siyasi görev üstlenemez."
Şeklindedir.
xxxxx
Bizde ATATÜRK, İsmet İNÖNÜ ve Celal BAYAR'dan sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleri hep sıkıntılı oldu.
- 27 Mayıs 1961 Askeri Müdahalesi sonrası; Müdahalenin Lideri Merhum Cemal GÜRESL 431 Oy ile Cumhurbaşkanı seçildi.
-GÜRSEL'in Vefatı sonrası; dönemin Genelkurmay Başkanı Cevdet SUNAY; emekli oldu ve KONTENJAN SENATÖRLÜĞÜNE getirilip CUMHURBAŞANI seçildi...
-12 Mart Askeri Müdahalesi safhasında; CUMHURBAŞKANLIĞI Seçimi krize dönüştü....
DEMİREL-ECEVİT Görüşmesi krizi çözdü ve FARUK GÜRLER Paşa saf dışı edilerek; Kontenjan Senatörü FAHRİ KORUTÜRK Paşa Cumhurbaşkanı seçildi.
- 1980 li Dönemde; Cumhurbaşkanlığı Seçimi krize dönüştü ve MUHSİN BATUR Paşa; 4 oy daha alabilseydi Cumhurbaşkanı olacaktı. Ve Paşanın Meclis Üyeliği sona erdi...
Bu Gerçekleşmiş olsaydı; 12. Mart Askeri Müdahalesi olamazdı...
Daha sonra da; 12 EYLÜL 1980 Askeri Darbesi yaşandı....
Yeni Anayasa yapıldı ; Halkoyuna sunuldu ve KENAN EVREN ; Referandum sonucu Anayasanın Kabülü ile Cumhurbaşkanı seçildi; ( Bulunduğu Makam Tasdik ettirildi Halka...)
Sonra Merhum Turgut ÖZAL ve SÜLEYMAN DEMİREL ile devam etti...
Merhum DEMİREL'in görev süresinin uzatılması istendi ve başarılı olunamadı.
Yüksek Mahkeme Başkanlarının Cumhurbaşkanı olması Merhum ECEVİT'in içinde bir Uhdeydi. Anayasa Mahkemesi Başkanı A. NEJDET SEZER Cumhurbaşkanı oldu...
Sayın SEZER, Hukukun Kurumlarının ve Kurallarının dışına da çıkmadı....
Sonra Anayasa Değişikliği ile Halkoyu ile ABDULLAH GÜL bir dönem Cumhurbaşkanı oldu.
2 Dönemdir de; Sayın ERDOĞAN Cumhurbaşkanı...
Tabi ki; iki dönem bitiyor. Eğer ,TBMM ERKEN Seçim Kararı alırsa; İkinci Dönem sona ermediği için Yeniden ADAY olabilir. Kendisi Meclisi Fes edip Seçime gidilirse veya Normal Süresinde Seçim Yapılırsa Sayın ERDOĞAN ADAY Olamaz....
Bu konuları birkaç kez YORUMLAR Yaparak kamuoyu ile de Sayın ERDOĞAN'ın DİPLOMASI dahil paylaştım.
Bu Madde metninde; Benim KARŞI Olduğum Tek Düzenleme; CUMHURBAŞKANIN HALK TARAFINDAN SEÇİLMESİ....
CUMHURBAŞKANINI; HALKIN SEÇMİŞ OLDUĞU TBMMİ SEÇMELİDİR. Seçmende OKUMA-YAZMA bilmeyen Seçmenler var...Başkalarının yönlendirmesi ile Oy Kullanan SEÇMENLER var...
Cumhurbaşkanını ELİT bir grup olan ve Türk Halkının Seçtiği TBMM Üyelerinin SEÇMESİ Kadar ideal bir şey olamaz.
Halkın Temsilcileri belirlemektedir. Bunu da Kendisine belirli süre yetki verdiği TBMM Üyeleri belirlemektedir.
UMARIM BU DEĞİŞİKLİK; DÜZELTİLİR VE TBMM.ce CUMHURBAŞKANI SEÇİLİR.
Mevcut Anayasadaki düzenlemede;" CUMHURBAŞKANIN TARAFSIZLIĞI İLKESİ YOKTUR...."
xxxxx
CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ; 102. Madde de Önerilmiştir.
Altmış günde seçim tamamlanacaktır. İlk turda salt çoğunluk gerekiyor. İlk tur da bu çoğunluk sağlanamaz ise, ikinci turda en çok oy alan iki aday seçime katılıyor. İlk iki adaylardan birisi çekilirse 3. Sıradaki aday Seçime katılabiliyor.
Seçim Sürecinde ve yeni Cumhurbaşkanı seçilene dek; önceki Cumhurbaşkanın görevi devam ediyor.
Yani HALK OYU ile SEÇİMİ bu şekilde düzenlenmiştir.
XXXXXX
Cumhurbaşkanın TARAFSIZLIĞI Müessesi çok önemlidir.
1961 Anayasası; Cumhurbaşkanın TARAFSIZLIĞI konusunda, gerekli olan her türlü önlemleri almış idi. Cumhurbaşkanının GÖREV SÜRESİ Yönünden Parlamentodan ayırmıştır.
Seçilmesi sonrası Partili ise Partisi ile ilişkisi kesiliyor. Belirli bir süre için seçiliyor. Yeniden seçilmesi olmuyor. Adayın Seçilmesi için özel çoğunluklar aranıyor. Partiler üstü tutularak; C. SENATOSU ÜYESİ oluyor...
Cumhurbaşkanın YETKİLERİ; Kuzey AVRUPA ÜLKELERİNDEKİ KIRALLARIN YETKİLERİ Gibidir. SEMBOLİKDİR....Sorumluğu da; VATANA İHANETTİR.... Yapılan İşlemlerde ilgili Bakan ve Başbakan sorumludur. En önemli YETKİSİ; ÜLKEYİ ve BİZLERİ TEMSİLDİR...
- CUMHURBAŞKANIN SORUMSUZLUĞU; yaptıklarından, daha doğrusu görevi ile işlemlerden dolayı sorumlu değildir. Her hangi bir Makama da hesap vermez.
Bu SORUMSUZLUK; ORTA ÇAĞ Krallarının salt yetkilerinde olduğu gibi; Sorumsuzluk değildir. YETKİLERİN SEMBOLİK Oluşundadır.
Tek SORUMLULUĞU ise; " VATANA İHANETTİR...."
Biz TÜRK MİLLETİ; Sorumluluğu olmayan; Tarafsız, Uzlaştırmacı, ayrımcı olmayan ve birleştirici Yüksek Öğrenim görmüş, TEMSİL YETENEĞİ Güçlü olan bir CUMHURBAŞKANINI Özledik...
Ancak; BEN ,CUMHURBAŞKANIN TBMM.ce SEÇİLMESİNİ Arzu ediyorum...
Cumhurbaşkanın GÖREV ve Yetkileri; önceki dönemlerdeki gib,i; 104. Madde ile de önerilmiştir.
xxxxxxxxxxxxx
CUMHURBAŞKANINA VEKALET SORUNU....
Anayasanın 106. Maddesi; Cumhurbaşkanına VEKALET ...Düzenlemesini öneri olarak da getirmektedir
Yalnız burada; Gündem olmamış ve gözden kaçmış bir KONUYU ve Müesseseyi de Paylaşmak istiyorum...
Sayın Cumhurbaşkanın YUTRDIŞI Gezilerinde ve Hastalık veya ÖLÜMÜ gibi benzeri Durumlarda; KİM VEKALET EDECEKTİR?
1961 Anayasasına göre; CUMHURİYET SENATOSU BAŞKANINA ait idi bu görev...Çünkü; C. Senatörü seçilebilmek için 40 yaşını bitirmiş olmanın yanında Yüksek Öğrenim görmüş olmak da gerekiyordu. C. SENATOSU Başkanı da bu konumda idi...
1982 Anayasası; C. Senatosu düzenlemesi getirmedi. TBMM b
BAŞKANI VEKALET ETTİ.
Bundan sonrada; Cumhurbaşkanına Mazeretli hallerde TBMM BAŞKANI , Ölüm halinde Boşalmasında; yeni Cumhurbaşkanın Seçilmesine kadar Vekalet etmektedir.
O zaman; TBMM BAŞKANINDA; YÜKSEK ÖĞRENİM Görmüş olmanın yanında 40 Yaşını da bitirmiş olması gerekir.
TBMM Başkanında: Cumhurbaşkanlığına VEKALET İşlemi bunu gerektiriyor.
Yani; TBMM. Başkanını Seçerken veya Başkanlığa ADAY Olan Milletvekilin de YÜKSEK ÖĞRENİM Görmüş olmanın yanında 40 yaşını da bitirmiş olması gerekiyor.
Yani; CUMHURBAŞKANI SEÇİLEBİLME KOŞULLARINI TAŞIMASI GEREKİYOR.
Sıradan ve Yüksek Öğrenimi olmayan 40 yaşını bitirmeyen bir MİLLETVEKİLİNİN TBMM BAŞKANI Seçilmesi de Yanlış...
xxxxxxxx
Merhum Anayasa Prf. Dr. MÜMTAZ SOYSAL Hoca; HUKUK DEVLETİ KAVRAMINI; " Tam karşıtı olan POLİS DEVLETİ kavramı ile anlatırdı. Bu söz 17.ve 18. Yüzyıllarda toplumun huzuru için her türlü önlemleri almak ve yurttaşların tüm işlerine karışmak, haklarını kısıtlamak yetkisine sahip olan Mutlak Hükümdarlıklar için kullanılmıştır. POLİS sözü, Zabıta anlamında değil; Yunancada devlet düzeni ve bu düzen içindeki KAMU GÜCÜ anlamına gelirdi. Zamanla sınırsız yetkilerle donatılmış DEVLET GÜCÜNÜN Keyfiliğe yönelmesi; POLİS devleti sözünün ; Yurttaşlara HUKUK GÜVENİ VERMEYEN ,ZORBALIĞA Kaçan Rejimler için kullanılmasına yol açtı.
İşte HUKUK DEVLETİ; Yurttaşların HUKUK GÜVENLİĞÜİNİ Sağlayan Devlet anlamına gelir.
Anayasada olacak olan DEĞİŞİMLERİN; Hukuk Devletinin özüne uygun olması gerekir.
Hukuk Devleti; yurttaşlarına hukuk güvenliği sağlayan devlet demektir. "Hukuk Güvenliği Sağlamak" sözü yeterli değildir. Bu nedenle de bazı koşullar gerekir.
-TEMEL HAKLARIN GÜVENCE ALINMASWI GEREKİR...Temel Hakların kolayca değiştirilemeyen metinlerde ve Anayasalarda saymak, bunların düzenlemesini ve sınırlamasını da rastgele davranışlara konu olmaktan çıkarıp ancak yasalarla yapılabilecek bir iş durumuna getirmek . Bu nedenle en çok başvurulan hakların ve özgürlüklerin Anayasada güvence altına alınmasıdır.
- YASALARINDA Anayasaya Uygunluğu gerekir. Anayasa Mahkemesi bu konuda yetkilerle donatılmalıdır.
-YÖNETİMDE; Hukuka Bağlılığın Sağlanması da gerekir.
Hukuk Devleti ilkesinin gerçekleşmesi ,yalnız yasaların Anayasaya uygun olması ile de tamamlanmıyor. Daha önemli olanı; Anayasaya uygun olan kuralları uygulayacak ve Devlet işlerini yürütecek yönetimin Hukuka bağlı olmasıdır. Devlet mekanizmasını ve DANIŞTAY gibi Yargı kuruluşlarını da Hukuk Devleti ilkesini gerçekleştirecek en önemli unsurlar arasındadır.
- YARGI KURULUŞLARININ; Bağımsızlığını ve Güvenirliğini sağlayacak koşulların da yerleştirilmesi gerekir.
HUKUK DEVLETİNDE; HAKİMLERE DÜŞEN çok ÖNEMLİ GÖREV.....
Hukuk Devleti ilkesi, ancak anlamlı bir tutumla uygulanırsa Yurttaşa gerçek bir güvenlik sağlar.
Bunun içindir ki, mevcut HUKUK KURALLARINI , Hukuk Devleti İlkesini gerçekleştirmek iddiası ile uygulayanlar ve özelliklede HAKİMLER büyük bir sorumluluk altındadırlar. Sorumluluk Duygusu ile davranmak zorundadırlar. Kuralları uygularken de; bunların gerisindeki sınıf eğemenliğinin unsurlarını da görmeleri gerekir.
Sınıf Üstünlüğü etkilerinden mümkün olduğu kadar arınmış bir ADALET Duygusu ile YARGIYA ulaşmak gerekir.
xxxxxx
SONUÇ OLARAK; Yapılacak olan ANAYASA; "GÜÇLÜ BİR YARGI DENETİMİ ile SINIRLANDIRILMIŞ KLASİK PARLAMENTER SİSTEM...."içermelidir.
Yani, YASAMA YETKİSİNİ KULLANAN, HALKIN SEÇTİĞİ BİR PARLAMENTO.... MİLLETVEKİLİ -ÜYE SAYISI ÖNEMLİ DEĞİL...
BU PARLAMENTO İÇİNDEKİ ÇOĞUNLUĞA DAYANAN -ÇALIŞAN BİR HÜKÜMET.....
SEMBOLİK YETKİLERE SAHİP, PARLAMENTONUN SEÇTİĞİ SORUMSUZ BİR DEVLET BAŞKANI-CUMHURBAŞKANI....
NORMAL YARGISAL İŞLERİ YANINDA; HEM TBMM.nin (Anayasa Mahkemesi)....HEMDE YÜRÜTMENİN EYLEMLERİNİ YARGISAL OLARAK DENETLEYEN ( Danıştay) TAM BAĞIMSIZ YARGI ORGANLARININ VARLIĞI....
XXXXX
Bu SİSTEM Oluşturulmadan HUKUK DEVLETİNDEN SÖZ EDİLMESİ yanlış ve Hukuk ile Aldatma olsa gerek...
Saygı ile...
YORUMLAR