15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi, kendisine laf atan iki mahlûka sadece “Pardon kardeşim” dediği için bıçaklı saldırıya uğruyor...

15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi, kendisine laf atan iki mahlûka sadece “Pardon kardeşim” dediği için bıçaklı saldırıya uğruyor... Efendiliğiyle, güvenliğiyle, en mütevazı zamanlarında bile yardımseverliği, eli açıklığı ve nazik diliyle tanınan 1960’lar öncesi İstanbul’u hangi şer kuvvetleri bu hâle getirdi ve bu mahlûkat kalabalığı buraya nasıl geldi?

15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi, kendisine laf atan iki mahlûka sadece “Pardon kardeşim” dediği için bıçaklı saldırıya uğruyor...

15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi, kendisine laf atan iki mahlûka sadece “Pardon kardeşim” dediği için bıçaklı saldırıya uğruyor... Efendiliğiyle, güvenliğiyle, en mütevazı zamanlarında bile yardımseverliği, eli açıklığı ve nazik diliyle tanınan 1960’lar öncesi İstanbul’u hangi şer kuvvetleri bu hâle getirdi ve bu mahlûkat kalabalığı buraya nasıl geldi?

15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi, kendisine laf atan iki mahlûka sadece “Pardon kardeşim” dediği için bıçaklı saldırıya uğruyor...
21 Şubat 2025 - 10:21

#ilberortaylı

Etrafındaki mega kentlerle iç içe geçen, gireni çıkanı günlük 30 milyonu bulan bir metropole ulaştık. Buna “Kozmopolit İstanbul” diyorlar. Ne büyük bir özenti! Oysa İstanbul artık kozmopolit değil; bir milyon nüfusa sahipken kozmopolitti. Akdeniz’in büyük ülkelerinden gelen halklar, farklı dinler, kendilerine özgü renkler, sözlü ve maddi kültürel zenginlikleriyle aynı potada yoğruluyordu. Bugün ise şehir tam anlamıyla bir kaosa dönüştü.

Genç Mattia Ahmet, iyi tahsil görmüş, iyi yetiştirilmiş bir genç. Eskiden insanlar, böyle gençleri kıskanarak değil, imrenerek izlerdi. Hatta çevrelerinde böyle gençler gördükçe hemşerileri olarak övünürlerdi. Şimdi ise bu dengeli toplum yerini saldırgan, ruh hastası kindarlara bırakmış durumda. Garip uyuşturucuların dağıtımı had safhada. Bunun sebebini, tıpkı ucuz içki satışının yaygınlaşmasını teşvik eden vergi politikaları gibi, yanlış ekonomik önlemlerde aramak gerekir. Temel mekanizmaların iyi yönetilmediği bir yerde, tüm sorumluluğu polise yüklemek, öncelikle bürokrasi içinde adil bir iş bölümünün olmadığını gösterir.

Ailesinin büyük bir özenle yetiştirmeye çalıştıkları ve iftihar ettikleri evlatları, batakhaneler bölgesinde değil, haydutların yoğun olduğu bir semtte de değil; Kadıköy’de, herkesin alışveriş yaptığı, günlük hayatını sürdürdüğü bir çarşıda iki ruh hastasının saldırısına uğruyor. Hepsi bu kadar. Ne çarşıda güvenlik var ne de bu şehrin insanları, serserilerin her yere doluşmasından dolayı endişe ediyor.

İstanbul’u ve Türkiye’yi yönetmek kolay iş değil. Ancak devletten beklenen her şeyden önce asayişi ve can güvenliğini sağlamaktır. #ilberortaylı

Bu haber 127 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum