Ortak sevincimiz ortak üzüntümüz neredeyse kalmadı
Reklam
Recep Bayraktaroğlu

Recep Bayraktaroğlu

[email protected]
  • Instagram
  • LinkedIn

Ortak sevincimiz ortak üzüntümüz neredeyse kalmadı

13 Haziran 2020 - 21:24



Biz Türkler genelde adam beğenmeyiz! İş beğenmeyiz!
Hep niyet sorgularız! 
Çok güzel yapılan işler için bile, eğer o işi yapan rakip siyasi düşüncede birisi ise mutlaka ona b.k atacak bir eksiklik buluruz. Asla yeterli görmeyiz ve mutlaka bir eleştirimiz cebimizdedir.
Yazık ki bu hastalık  iktidar/muhalefet her kesimden hemşehrilerimizde mevcuttur. 
Ya arkadaşlar, güzel olan işler için niyet sorgulamayın. Kim yaparsa yapsın memleketimiz için iyiyi, güzeli alkışlayalım.
Erbakan hocanın güzel bir sözü vardır: " hayırda motor, şerde fren olacagııız" derdi. 
Tabii bu da netameli bir durum :) hayır ve şer kavramı da kişiye, guruba, siyasi düşünceye göre değişir bu topraklarda!
Bendense kömürü bile beyazdır! Benden değilse sütü bile siyahtır onun !
Benim düşüncemdeyse hırsız da masumdur! Mafya da iyidir!
Eğer benden değilse, Prof'da haindir, hoca da mel'undur !
Evet bu tedavisi mümkün olmayan bir hastalık!
Ortak değerlerimizi maalesef günlük siyasete kurban ettik!
Ortak sevincimiz, ortak üzüntümüz neredeyse kalmadı! 
Her güzel işe bir kılıf buluşumuz bundandır. 
Çok uzatmadan tebessüm ettireceğini düşündüğüm bir fıkra ile yazımı nihayetlendiriyorum...

Fıkra şöyle: 
Kriz yüzünden işten çıkarılan bir Türk gazeteci ile yeniden seçilemeyen bir milletvekili yurt dışına çıkmışlar. Bir süre yiyip, içip eğlenmişler. Doğal olarak paraları çabucak tükenmiş.


İş aramışlar ve bir çiftlikte hayvan pisliklerini ahırdan kürekle kazıyıp çöp arabasına atma işi bulmuşlar.
 Bir süre çalışmışlar, başarılı olmuşlar.

Çiftlik kâhyası da onları sevmiş ve hallerine acıyarak "Size daha kolay bir iş vereceğim" diyerek onları yumurta paketleme işinde görevlendirmiş.


"Bunların irilerini ve iyilerini bu taraftaki kutulara, küçük ve kötülerini bu taraftaki kutuya koyacaksınız" demiş.


Fakat bizimkiler çok yavaş çıkmışlar, "Bu iyidir, değildir, küçüktür, büyüktür" tartışmaları ile işleri aksatmışlar.


Onları gözleyen kâhya yanlarına gelmiş, "Siz Türkiye'de ne iş yapıyordunuz? " diye sormuş.

Bizimkiler "Gazeteci" ve "Politikacı" diye cevaplamışlar.


Kâhya, "Anlamalıydım!" demiş.


"Çok iyi bok atıyorsunuz ama iyiyle kötüyü ayırt etmeyi hiç beceremiyorsunuz! "

Bu yazı 5500 defa okunmuştur .

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar