Reklam

Neslihan Kozanoğlu: İthal hayvan ve ete karşıyım

İstanbul’dan Polenezköy’e komşu Cumhuriyet Köyü’ne yerleşerek hayvancılığa başlayan Neslihan Kozanoğlu, kendisine sektörde “sosyetik celep” adının takıldığını söylerken, “İyi kazandığım anlaşılınca beni ciddiye almaya başladılar” dedi.

Neslihan Kozanoğlu: İthal hayvan ve ete karşıyım

İstanbul’dan Polenezköy’e komşu Cumhuriyet Köyü’ne yerleşerek hayvancılığa başlayan Neslihan Kozanoğlu, kendisine sektörde “sosyetik celep” adının takıldığını söylerken, “İyi kazandığım anlaşılınca beni ciddiye almaya başladılar” dedi.

Neslihan Kozanoğlu: İthal hayvan ve ete karşıyım
22 Kasım 2014 - 09:19

“Ben hayvanlarımı yani boğalarımı küçükken Kars’tan getirip büyütüp besledikten sonra Sakarya Et ve Balık Kurumu’na satıyorum” diyen Kozanoğlu, “İthal et ve hayvana karşıyım. Bizim yerli ırklar çok daha lezzetli” şeklinde konuştu.

Ülkemizde tarım ve hayvancılıktan üreticilerin istenilen düzeyde para kazanamadıkları çok açık. Son yıllarda verilen teşviklerle hayatlarını sürdürmeye çalışsalar da sektör olarak yine de gelişmiş ülkelere yetişmemiz çok güç. Buğday dahil birçok ürünü hatta samanı bile ithal eder duruma gelmemiz özellikle hayvancılıkta ithalat yolunu açıyor. “Niye bu işlerden para kazanamıyoruz” sorusunun cevabı hâlâ net olarak verilemiyor.

Hayvanları Kars’tan getiriyor

İstanbul’un yakınında Polenezköy’e komşu Cumhuriyet Köyü’nde yıllardır hayvancılık yapan ve ‘Sosyetik Celep’ olarak adlandırılan Neslihan Kozanoğlu’nun çiftliğini ziyaret ettik. Kozanoğlu, sürekli burada yaşıyor ve besi hayvancılığı alanında faaliyet gösteriyor. Kars’tan küçükken
getirilen boğaları yetiştirip, Sakarya’daki Et ve Balık Kurumu’na satıyor.

Çiftliği 600 hayvan kapasiteli. Kimi zaman çok dolu oluyor, kimi zaman boşalıyor. Her seferinde Kars’tan getirilen hayvanları besleyip büyütüyor. Son zamanlarda oğlu Başar da devreye girmiş, birlikte işi kotarıyorlar. Kozanoğlu ile kendi hikayesini ve hayvancılığın sorunlarını konuştuk.      

Neslihan Hanım, İstanbul’daki rahat hayatınızı bırakıp bu çiftliği kurdunuz. Kaç yıldır buradasınız?

Çok sene oldu. 1980’lerin sonunda geldik. 15 senedir ise yaz kış oturuyoruz. Biz buraya ilk taşındığımızda insanlar çok şaşırdı. “İnzivaya mı çekildin, o kadar uzakta mı yaşayacaksınız” diyenler oldu. Oysa Fatih Köprüsü’ne 20 dakika mesafedeyiz. Şehrin bütün dezavantajlarından uzak harika orman manzaralı, doğayla hayvanlarla dolu dolu yaşıyorsunuz. İstanbul’u ve arkadaşlarımı özlediğim zaman ise herkes gibi ben de şehrin içine giriyorum sonuçta.

Bu sene büyük endişelerim var

Hayvancılıktan istediğiniz gibi para kazanıyor musunuz?

Bazen daha az bazen de daha çok olmak kaydıyla tabii ki para kazandık. Ama bu sene büyük endişelerim var ki, sanki “hayvancılık yapma” deniliyor. Verilen mesaj bu.

Kaç hayvanınız var bu çiftlikte?

Bu çiftlik 600 baş hayvan kapasiteli. Ben, açık hava besiciliği yaptığım için İstanbul’dan değil Kars’tan soğuğa dayanıklı hayvan alıyorum.
Büyükbaş yani boğa besliyoruz. Dönem dönem doluyor, boşalıyor böyle bir sirkülasyon var. Hayvanı küçükken alıyorum, onları organik otlarımla büyütüyorum. Daha sonra Sakarya’daki Et ve Balık Kurumu’na satıyorum. Buradan kamyonlarla oraya götürüyoruz.

Et Balık’ta notumuz yüksek

Et ve Balık Kurumu’nun özel kriterleri var değil mi?

Notumuz çok yüksek, 100 üzerinden 100 alıyoruz. Bu notu almak için özel kriterler var. Mesela, randevuna vaktinde geliyor musun, hayvanların nakliyesi doğru yapılıyor mu, hayvanlar bakımlı ve temiz mi, yağ oranını yüzde 50’nin altında mı, yoksa üstünde mi? Hayvan iyi beslenmiş mi? Bütün bunlar test ediliyor ve ona göre de not veriliyor. Bizim notumuz çok iyi olduğu için ne zaman istesek hayvanımızı alıyorlar.

İthal hayvan iyi randıman vermiyor

Sizin boğalar yerli mi, ithal mi?

Yerli, dediğim gibi Kars’tan seçerek alıp buraya getiriyoruz. Bir keresinde ithal hayvan aldım ama iyi randıman vermediği, bizim damak tadımıza ve etik değerlerimize hiç uygun olmadığı için tümüyle yerli boğalara döndüm.  İthal hayvanı bu nedenle sevmiyorum ve işletmeye de sokmuyorum.

Bayramdan sonra fiyatlar fırladı

Yılda ne kadar et veriyorsunuz?

Ne kadar kesebilirsek o kadar gönderiyoruz.  Piyasada etin bir borsası var. Önemli olan en uygun fiyata alıp en iyi fiyata satmak.

Şu sıralar hayvan ve ette fiyatlar nasıl?

Kurban Bayramı’ndan sonra fiyatlar çok yükseldi. Gerçi Et ve Balık da iyi fiyattan alıyor ama hayvan fiyatları normalin üzerinde yükseldi. Kurban Bayramı’nda küçük bir hayvanı bin 700 - 2 bin liraya kadar alabiliyordunuz. Bugün aynı hayvanın fiyatı 3 bin liradan aşağıda değil. Sadece 3 ay geçti aradan. 1000 liralık yükselme hayvancılıkta o kadar yüksek bir rakam ki, kuruşlar bile önemli. Kurban Bayramı’nda eti kurban olarak sattık. Belki kâr ettim ama şimdi mecburen hayvanı en yüksek fiyattan alacağım. Et fiyatlarında da yükselme var.  Şu anda Et ve Balık Kurumu, boğalarda etin kilosunu 19.5 liradan alıyor. Sığırlarda daha değişik fiyatlar var.

Kâr edince ciddiye aldılar

Hayvancılık daha çok erkek egemen bir sektör, sizi yadırgamadılar mı?

Bir kadın olarak et işi yapmam yadırganıyordu. Ama 6 yıldır kâr ederek yaptığımı görünce beni daha çok ciddiye aldılar. Mesela, Kars’taki hayvan pazarına gittiğimde sürekli insanlar etrafıma toplanırdı, sonra sonra alıştılar.  

Hayvancılıkla uğraşanlara “celep” denir, size de böyle diyorlar mı?

Evet diyorlar. Bana üstelik “Sosyetik Celep” diyorlar.

Çiftlikte kaç kişi çalışıyor?

Çiftlikte 3 kişi dışarıdan geliyor. Oğlum Başar’la ben dahil toplam 5 kişi çalışıyoruz.

Polenezköy’e ve bizim köye imar çıkıyor, inşaatçılar kapımıza dayanacak 

Bu hayat tarzını sürdürmeye kararlı mısınız?

Evet ama gelecekte durum değişebilir. İlkokulda okurken, Türkiye “tarım ve hayvancılık memleketi” denilirdi. Bugün artık öyle bir şey yok. Türkiye bugün inşaat memleketidir. Geçenlerde belediyeden geldiler ve bu arazide sondaj yaptılar. Çünkü imar geliyor.

O zaman Polonezköy ve sizin köyünüz de bitiyor demek değil mi?

 Evet, inşaatçılar yakında buralarda olacaklar. Bunu haber alanlar, “Yakında hayvancılık da yapamayacaksınız” diyebilirler.

Burada kaç dönüm araziniz var?
 
8 dönümlük bir arazimiz var. İmar izni çıktığı zaman, komşularımın da benim gibi arazileri var. Diyelim ben kendi durumumu muhafaza ediyorum ama komşularım satarsa, burada bir site kurulursa bu ortam kalmaz.

Bu bölgede rayiç nedir? Çok yüksek paralar mı isteniyor?

Rayiç yükseliyor tabii ki. Sembolik söylüyorum. Bir sene kadar önce metrekaresi 200 liraydı, imar çıktığı zaman iki üç katına çıkabilir.

Buğdayı ve hayvan yemini ithal ediyoruz sektör çoktan batmış

Türkiye’de şu anda tarım ve hayvancılıkta çalışanlar, “ücretsiz tarım işçisi” muamelesi görüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Gelişmiş ülkelerdeki ölçüler ve uygulamalar getirilmeli. Oysa, bizde böyle bir şey yok. Sigortaya da, vergiye de tabi değiliz.

Bu yüzden mi tarım ve hayvancılık giderek ölüyor?

Ölüyor değil, çoktan öldü. Biz buğdayı, hayvan yemini samanı bile dışarıdan getiriyorsak bunlar tarımın öldüğünün göstergesidir.
BUGÜN GAZETESİ

Bu haber 1039 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum