Ne yazık ki; spora siyaset ve Siyasetçi çoktan karışmış idi. Bu çirkin olayda; bu görüşü doğrulamakta ve çözüm sorunlarını belirlemek içinde Ülke ve hatta Dünya Gündemine oturdu.
      Bu tür çirkin olaylar sadece sporun bir dalı olan FUTBOLDA de-ğil...Sağlık Kurumlarında bizim sağlık sorunlarımızı çözümlemeye çalışan HEKİMLERİMİZE daha çok uygulanmaktadır. 
      Bu konudaki bazı Adli Olayların Mahkemelerde Av. olarak Savunmalarına HEKİMLERİMİZ yanında katılıyorum...Faillerin büyük çoğunlu; İstanbul Hanımefendisi-Beyefendisi insanlarımız değil... Siyasilerin kenarında dolaşan  ve kendilerine başka bir yetki ve görev verilme psikolojisi içinde hareket etmektedir. Yani, çevresinde dolaştığı Siyasi kişinin gücünden yararlanmaktadır. 
      Başta Sağlıkçılar olmak üzere tüm Kamu Görevlilerine SİYASİ bir Hava estirerek, tehdit ve hakarete varan eylemler oluşturmaktadırlar...
     Bu tür SUÇLARIN FAİLLERİ; Kırsal bölgelerimizden gelmiş ve Siyasi Partinin birisinden az çok çevre edinmiş kişilerdir. Hekimlere emir-talimat yağdırmaktadırlar....
      Ancak; Siyasilerimizin, bu kişilere arka çıkmamaları gerekir.
                                xxxxx
       Bir FUTBOL Hakemi; Stadda yumruklandı ve peşinden de başka kişilercede dövüldü!...
     YUMRUK Atan; bir SPOR KÜLÜBÜMÜZÜN Başkanı...Yani Yöneti-cisi...
     Spor Gösterilerinde seyirciden gelen bazı tepkiler ve taşkınlıklar olabilir ve oluyorda.. Ancak, bu kişi-Hakemi Yumruklayan- Başkentin adını taşıyan bir spor külübünün  1. nolu Yöneticisi...Yani Başkanı...
    Olay sonrası da yaptığı tek saygın olay; Yöneticilikten İSTİFA Et-mesi...
     Ancak; her Sosyal Derneğin ve Kuruluşun  Yöneticisi ve Yönetim Kadrosunda olan kişiler; daha ağır başlı ve ÖFKE KONTROLLU olma-ları gerekir.
        Bir ANIMI Sizlerle paylaşmak gereğini duyuyorum...
      Yıl 1967...Kırşehir  Yatılı İlköğretmen Okulunda Öğrenciyim...
     İl düzeyindeki Ortadereceli okullardan; Lise, İlköğretmen Okulu,  Erkek Sanat Enstütüsü ve Ticaret Lisesi arasında Liğ mahiyetinde Spor Müsabakaları yapılır.
     Karşılaşma İlköğretmen Okulu ile Lise arasında....Öğretmen Okulu  bir golle önde...Lise öğrencilerinde taşkınlık ve küfürler... Nihayet Öğretmen Okulu Öğrencilerine fiili saldırı...
     Mahalde bulunan bir Öğretmenimiz ve Okul Müdür Yardımcısı; Bizlere hitaben; " Siz de onlara vurun...Ne duruyorsunuz? " dedi...
     Başka bir Öğretmenimiz( Müzik Öğretmenimiz Merhum TOROSLU Bey; Müdür Yardımcısı Hocamıza sert tepki verdi...                          " M.....Bey!  Siz çocuk musunuz? Ne yapıyorsunuz? "dedi ve bizleri durdurdu. Büyük Arbede önlendi...
     İşte Yöneticilere düşen GÖREV; ne olursa olsun olması gereken de budur.
      Ancak; oynanan ANKARAGÜCÜ-RİZESPOR Maçında çıkan bu OLAY son derece de üzücüdür. Evsahibi Takımın Başkanı tarafın-dan fiilen işlenmesi de çok üzücüdür.
      Bu Maçı iki Takımın Yöneticileri yanyana oturarak; Maçı izleme-leri gerekirdi...
     Atılan GOL ve Sporcunun birisinin veya bir kaçının olağanüstü sportif hareketi herkes tarafından alkışlanarak paylaşılır olması ku-ralının işletilmesi gerekir.
     Kısacası; Külüp Yöneticilerin, Maç sırasında staddaki yerlerini alırken takım elbiyse ve kravat takarak bulunmaları spor asaletinden gelir.
                 xxxxxx
        1967 Yılı idi. Kayseri'de oynanmakta olan KAYSERİSPOR-SİVASSPOR Maçında çok çok üzücü bir OLAY Yaşandı.
        Kayserispordan K. OKTAY bir gol atarak Sivasspor filelerine  gönderdi. Ve Büyük TAŞKINLIK yaşandı. Otuzun üzerinde Sivaslı Yurttaşımız yaşamını kaybetti...
      GOL Atatarak; Olaya sebebiyet vermiş olmanın üzüntüsünü ağlıyarak gidermeye çalıştı. " Ayaağım kırılsaydı da O GOLÜ atmasaydım..." diyerek üzüntüsünü açıkladı...
      Komşu iki Vilayet İnsanları; Komşu illerine gidemediler....Ülke  genelinde bu iki ilimizin insanlarını Devletin Birimleri izlediler...
         xxxxxxxxxxxxxxx
      Hakemi yumruklayan ANKARAGÜCÜ Başkanı; hoş olmayan davranışlar sergiledi...Bu görüntü; SİYASETİN ve Siyaset içinde olmanın verdiği taşkınlığın-sarhoşluğun sonucudur.
     Hakemi Döven Ankaragücü Külübü Başkanı; AKP. nin iki dönem Milletvekili olması ve Siyaset içinde edindiği Siyasi Gücün şımarıklığı!... 
      Bir zamanlar; 1970 öncesi yıl idi. ALMANYA Milli Takımı ile Bir Avrupa Takımı Şampiyonluk Maçı oynuyorlar...
     Almanya kalesine atılan bir GOL Tartışmalara neden oldu... Efen-dim; ÇİZGİ den  çevrildi...
  Alman Cumhurbaşkanı  sanırım AYDINHOVAR...."Ben Tv. de izle-dim...O, GOL idi..." dedi...Yani Ülkesinin  Takımı aleyhine  görüşünü açıkladı...
       HAKEMİ Yumruklayan Yönetici; Kendisini Spor Adamı olarak değil; Siyaset Adamı olarak görmektedir. Başkanı olduğu Spor Külübünü Sporun  Kurallarına göre değil; Yaşadığı ve güç aldığı Siyasi Ekolün gücü ile yapmaktadır.
        Tv. Haber ve yorumlarda; Hakemi tekmeleyen FAİLE-Külüp Başkanının-neden Kelepçe takılmadığı eleştiri konusu oluyor.
       Ancak; Sıfatı ve konumu ne olursa olsun; KELEPÇE Takmak-Takmamak görevli Zabıtanın takdiridir. Fail Kaçacak sanılır ve hemen kelepçe takılır. Böyle bir endişe yoksa ; kelepçe takılmasına gerek olmayabilir. Kelepçe Takılmadığı durumda FAİL KAÇARSA; Kelepçe takmayan  Görevli Zabıta sorumlu olur.
      Bu konuda, görev ve  yetki de Görevli Zabıtaya aittir. Hakim-Savcı, Görevli KOLLUK Memurlarına da böyle bir emir-talimat da vermez ve veremezde. Ama; ana kural ve uygulama; " Failin her zaman  KAÇACAĞI "Kabül edilir ve kelepçe takılır.
     Ancak; yaşanan olay çok çirkin ve de üzücüdür.
    Bu çirkin olayı,dahada ağırlaştıran; Failin İKİ Dönem TBMM de Milletvekili olarak görev yapmasıdır...
      Mağdur edilen Futbol Hakemine " Geçmiş olsun..."dileklerimi iletirken; şu anda da Cezaevinde olan ; KÜLÜP Başkanını da ayıplıyorum...
     Saygı ile....