Ziyaret bilir, koç kimin. Kuzu kimin...
Çocukluğumdan beri hiç unutmam bu hikayeyi.
Adamın biri :
Çok inanıp saydığı, Erenlerden evliyalardan birinin kabrini ziyaret edip bir kurban kesmeye karar vermiş.
Fakat,
Elinde zayıf bir kuzu ile gitmenin
Üzüntüsü ve mahçubiyetiyle düşmüş yola
O patika senin bu köprü benim derken
Yaklaştığı bir köyün eteğinde
Önünde sürüsü olan bir çobana rastlamış.
Varmış çobanın yanına , selamdan kelâmdan sonra,
çoban sormuş : hayrola efendi demiş elinde bu kuzuyla nerden gelir nere gidersin
Demiş..
Adam,
Şu karşı köyün altında bir ziyaret yeri var
Oraya bir kurban adadım yolum orayadır demiş.
Demesine demiş de,
Gözü sürünün içinde gördüğü kınalı koçtadır.
Aklından kuzuyu bırakıp koçu almayı geçirir
Ama bir türlü söylemeye cesaret edemez
Bir sigara içiminden sonra cesaretini toplar kuzu ile koçu değiştirme teklifinde bulunur.
Çoban kardeş der ,
Şu kuzuyu alsan da koçu götürsem demiş
Ne dersin?
Çorban ;
Tamam olur demiş kuzuyu bırak koç'u all
Adam kuzuyu bırakır koçu alır böbürlenip gururlanarak yoluna adevam eder..
Çoban arkadan duymayacak şekilde seslenir;
Git efendi git
ZİYARET BİLİR KOÇ KİMİN KUZU KİMİN.....
Alıntı
Sebahattin Altinpinar