YUSUF ZİYA KARATAŞ: UNUTMAK TÜKENMEKTIR!
YUSUF ZİYA KARATAŞ: UNUTMAK TÜKENMEKTIR!
Suskunlara Yüksek Sesler
Yıl 2007. Hakkari Dağlıcada Saldırı: 12 askerimiz şehit, 8 askerimiz kaçırıldı. Bu kaçırıldı kısmına pek inanmasak da 12 askerimizi şehit verdik. Ve yıl 2012 Yine Hakkari Dağlıcada Saldırı: 8 askerimiz şehit.
Ne kadar kolay yazıyor kalemlerimiz. Ne kadar kolay unutuyoruz, ne kadar kolay susuyoruz. Susturulmaya alıştık, şimdi ölmeye de alıştık. Gencecik çocuklarımızı toprağa koyarken vicdanımız sızlamıyor, yaşatamıyoruz onları,ölmeyi beceremiyoruz onlar gibi, ölemiyoruz.Susuyoruz. sadece marifet gibi. Haber bültenlerinde hatırlıyoruz: o da on dakika sonra başından ayrılmadığımız dizimiz başlayıncaya kadar. Sonra onların derdine düşüyoruz. Çocuklarımız ölüyor gençlik yaşlarında, biz ölemiyoruz. Fidanlarımız soluyor yeşerirken baharı görmeden,biz ölemiyoruz.
Kıdemli Çavuş Ali Gümüş,Piyade Onbaşı Cahit Kılıç,Piyade Onbaşı İsa Sayın,Piyade Er Umut Bulut,Piyade Er Ali Yasin Erosmanoğlu,Piyade Er Mustafa Türkmen,Piyade Er Yaşar Doymuş,Ulaştırma Er Samet Bütün Kaçınız hatırlıyorsunuz bu isimleri. Kaçınızın içi parçalanıyor bu isimleri duyunca.
Bekliyorum anne, elim tetikte, bekliyorum anne memleketi ve seni. İşte Trabzonlu şehidimiz Ali Yasin Erosmanoğlunun bir sosyal paylaşım sitesinde paylaştığı son resimde yazan cümle. Annesi de bekliyordu Aliyi.Memleketi de.Memleketine,milletine layık bir birey olacaktı, şimdi memleket,millet oldu.Ali Yasinimizi uğurladık Türkiyem başın sağolsun.
Piyade Onbaşı Cahit Kılıç, Diyarbakırlıydı. 10 çocuklu bir aileye mensup olmasına rağmen ezilmişlik,eğitimsizlik yalanlarının altına sığınmadan Dicle Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksekokulunu bitirmişti, güçlüydü. Bambaşka hayalleri vardı.Cahitimizi de kaybettik Türkiyem. Cahitimizi kaybettik dağlarına türküler yakılan Diyarbakır,evladını kaybettin.Evladımızı kaybettik,canımızı yitirdik,milletimiz var olsun.
Babası Mehmet Ali Sayın, inşaatta öğrendi oğlu İsanın şehadet haberini. Alın terine karıştı göz yaşları. Haykırmak istedi ciğerleri parçalanırcasına, ölmek istedi. Canı gitmişti, yüreğinden bir parça gitmişti. Ama eğmedi başını hiç, o artık Şehit İsa Sayının babasıydı. Peygamber ocağına gönderdiği evladını Peygamberlerin ağuşuna gönderiyordu. Muşlu İsada kanını verdi al rengin için Bayrağım canın sağolsun.
Umudunu yitirdi Samsun. Umudunu yitirdi Türkiyem. Umudunu yitirdi 9 aylık oğlu. Umudumuzu yitirdik. Cennete uğurladık Umudumuzu her şeyden habersiz yavrusunun özlemiyle.Ve ona da baba hasreti bırakarak. Ama Piyade Er Umut Bulut isminde yaşayacak ve evladı babasının şerefiyle var olacak. Umudu olmayacak belki ama gururu olacak.
Bambaşka bir gece Dağlıcada.Kıdemli Çavuş Ali Gümüşün sesi duyuluyor fısıltıyla. Ve Ulaştırma Er Samet Bütün, sesleniyor komutanına : Komutanım ne olur beni bırakma. Semazenler aşk içinde. Ali ile Sametde farklı bir heyecan. Semazenler semaya durmuş Konyada. Cennete asker uğurlaması var.
Takvimden bir gün daha düşüyordu şafak 40 diye iç geçirirken Yaşar. Babasını da iki yıl önce kaybetmişti, çilelerle büyümüştü; aklı hep annesindeydi. Fındık başlamadan ordayım demişti son telefon görüşmelerinde. Askerler şehadet haberini vermek için kapıya geldiklerinde Oğlum. diye çığlık attı annesi Kader. Kaderine ağlıyordu Eşine, oğluna, yalnızlığına.Yaşarı da yoktu artık. Piyade Er Yaşar Doymuş son nefesini verirken yalnız annesini düşünüyordu.Ve Allaha emanet ediyordu annesini. Uğruna canını verdiği milletine emanet bırakıyordu.
İrkildi Mustafa. Yaşar, Ali Yasin,Samet,İsayı gördü önce. Sonra kendisine gülümseyen Umuta baktı.Diyarbakırlı diye seslendi Cahite. O da duymuyordu. Kıdemli Çavuş Ali Gümüşü fark etti,Komutanım dedi. Birden büyük bir acı hissetti. Ve Konyalı Sametin sesini duydu derinden: Kütahyalı,geç kalıyoruz. Diğer arkadaşlarını gördü. Komutanına baktı gülümsüyordu. Ve Mustafada yetişti onlara. Haziran 2012
Yusuf Ziya Karataş