YARGITAY CEZA DAİRELERİ GENEL KURULUNA.....

10 Kasım 2023 - 22:30

Sn. Turan ateş beyin yazısı:

ÖNCE  HALKIMIZA....                                            

                                    SONRADA; TÜM HUKUK  KURUMLARINA....

            SONRADA; BAŞTA  YARGITAY CEZA  DAİRELERİ  GENEL 

                               KURULUNA.....

           Yargıtay  3. Ceza Dairesi;  HUKUKA  AYKIRI OLAN ve HUKUK LİTERATÖRÜNDE de  Yeri Olmayan  Ağır  bir HUKUKİ  Hata  yaptı...  
        Yüksek Mahkemeler; Ülkede HUKUKA Aykırılığı gidermek için vardırlar. Başta Anayasa olmak üzere tüm Yasalara da bağlıdırlar...
         Yargıtay; Ceza ve Hukuk Daireleri; birer Bağımsız Mahkeme konumundadırlar.
        Görevleri ise; kendilerine Yasaların Özel bir düzenleme ile verilen GÖREVLERİ dışında; İlkderece Mahkemelerinde gelen Kararlara Karşı KANUN YOLU olarak inceleme yapan Yüksek Mahkemedirler..
      Yargı Organları arasında oluşan bu SIKINTININ Çözümü de öncelikle; Sayın CUMHURBAŞKANININ  Görev alanına girer...
       BAM'ın Özel Dairelerinde gelen Kararların Denetimi Görevleri de vardır.
           Söz  konusu KARAR-Yargıtay 3. Ceza Dairesinin  Kararı; özel bir  DAİRESİ   Kararıdır.
            Yargıtay'ın ; Özel Daire Kararlarına karşı; Yargıtay CEZA GENEL KURULUNA İTİRAZ YOLU ile Başvuru yapılabilir.
           Yargıtay Özel Dairelerinin Kararlarına karşı ; Genel Kurullar vardır.
      Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu; her Diarenin Başkanı ile; Özel Dairenin kendi Üyeleri arasında Seçtikleri bir Üyeden oluşur.
      Genellikle; Bazı  İlkderece Mahkemesinin cesur ve yürekli Hakimleri; Verdikleri Kararı kaldıran Ceza Dairesinin bu kararına karşı Direnebilirler...Direnilerek verilen KARAR; bu kez Yargıtay CEZA GENEL KURULUNDA Görüşülür ve Karara bağlanır. VERDİKLERİ KARARDA KESİNDİR.
    Verilen Bu KARARA Karşı -ANAYASA MAHKEMESİ ÜYELERİ  İÇİN- Yargıtay C. Başsavcısı; Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gidebilir. Aleylerine KARAR Verilen ANAYASA MAHKEMESİ  ÜYELERİ de BAŞVURU Yapabilirler.
      xxxxxxx
     Bir tarihte; sanırım  1975 yılı... 
    Emekli bir Ziraat Mühendisi; TRT GENEL MÜDÜRÜ olan Prf. Dr. ŞABAN KARATAŞ'a telgraf çekerek TRT .de İŞGALCİ Olduğunu ileri sürer.  C. Savcılığına Kamu Görevlisi; olan TRT Genel Müdürü Şaban KARARTAŞ'a Hakaret suçundan Suç duyurusu yapılır.
      C. Savcısı; Kamu Görevlisine Hakaret Suçundan Kamu Davası açtı.
     Davaya da,Benimde yanında Hakimlik Stajı yaptığım  Hakim merhum ŞAKİR  ALTAY Bey baktı. Savunma gereği olarakda; Sanık savunmasında;   
     "Ben TRT Genel Müdürüne değil; İşgalci konumunda olan  Şaban Karataş'a hakaret ettim...DANIŞTAY, ATAMA KARARNAMESİNİ İPTAL ETTİ. ŞABAN BEY TRT GENEL MÜDÜRÜ DEĞİLDİR. GENEL MÜDÜR OLUP-OLMADIĞI, DANIŞTAY'DAN SORULMASINI..." TALEP eder. 
      Mahkeme; Danıştay Başkanlığından bu konuda bilgi ve belge istedi.
     Danıştay'dan gelen  cevap; "Atama Kararnamesi, önce Yürütmesi durduruldu. Sonrada ;İPTAL edildi.  TRT.den ŞABAN KARATAŞ adında  değil  Genel Müdür; bir Memur dahi yoktur. Şaban Karataş TRT Genel Müdürü değildir. "
     Ankarar 8. Asliye Ceza Mahkemesi; BERAAT Kararı verdi. Karar Yargıtay'a  Temyiz yolu ile başvuruldu.
     Yargıtay Özel  Ceza Dairesi Kararı doğru gördü ve ONADI...
    C. Başsavcısı ; Karara karşı; Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kuruluna İTİRAZ etti... İTİRAZ REDDOLUNDU...
       Altı Aylık Kişisel İttiraz süresi geçmiş olduğundan , Şahsi Dava da açılamadı...
      Ben O Dönemin Yargı Mensubu Yürekli HAKİMLERİNİ Arıyorum....
       xxxxxxxxxxx
      Yüksek Mahkeme olan YARGITAY 3. CEZA DAİRESİ  ÜYELERİ böyle bir Kararı nasıl verdiler veya verebildiler?...
      Hakimlik;                                                                                                        "ADİL OLMAK KADAR; YÜREKLİ OLMAYI da GEREKTİRİR..."
    Hakim, BAĞLI Değildir. BAĞIMSIZDIR....
     Hakimlerin bu vasıfları sınırlandırıken-alınırken; SUSANLAR.... Konuşmayınız...Hakkınız yok....
      Kopyacı Hakimler-Soru ve cevabı da  verilerek; Sınav Kazanan -
    Hakimler oldu....Bu günlerde Yargı ağır sıkıntılar içindedir. Hukuk Fakültelerinde yeterli HUKUK Eğitimi verilemiyor. Çünkü Hukuk Dersini gerekeli şekilde  verecek  AKADEMİSYEN yok.  Hukuk Fakültelerinin çok olması değil; Hukuk Fakültesinde DERS Verecek yeterli Bilimadamının varlığı gereklidir.Görüştüğüm Hukuk Öğrencilerinin bilgi birikimleri yeterli değil.
       Yargıtay 3. Ceza Dairesinin  bu Kararı; Türk Yargı sistemini ve Yargıya Güveni sarstı...Yeniden bu Güven nasıl sağlanacak?
           Acaba; bu Kararı Alan Yargıtay 3. Dairesi Başkan ve Üyeleri;
"Üst Mahkeme Hakimleri hakkında, SUÇ DUYURUSUNDA Bulunma Yetkilerinin olup-olmadığından habersiz midirler?...."
       Halk arasında bir espri vardır....Askerde; Çavuş, Er veya Onbaşıya  selam vermez. Er ve Onbaşı; Çavuşa selam verir...
       Bu olayda da bu espriye benzer olay yaşanmıştır.
                                xxxxxx
          Bu günlerde; Ülkemizin Yönetiminde ve özellikle de YARGI Organlarına karşı olumlu-olumsuz ve ağır eleştiriler yapılmaktadır.                          
           Önceki Dönemlerdeki ANAYASA MAHKEMESİ Başkanlarımız-dan; Sayın Yekta GÜNGÖR ÖZDEN Bey;
         "DEMOKRASİ  ÇOĞULCU,  KATILIMCI,  KURALLAR  ve KURUM-LAR  düzeni olup, BAĞIMSIZ YARGININ  DENETİMİ ile YÖNETİMİNİN ve YASAMANIN GEÇERLİLİĞİNİN  korunduğu bir DÜZENİDİR..."
        tanımını byapmıştır.
       Klasik DEMOKRASİLERDE, böylece Devlet Gücü bölünmüştür. ÜÇ Güce GÖREV  dağılımı yapılarak,Güçler arası DENGE kurulmuş-tur. Buna GÜÇLERİN BÖLÜNMESİ denir. Güçlerin bölünmesini, Yönetenlerin Kişiler üzerinde TOTOLİTER Eğemenlik kurmalarını önleyecek en iyi yollardan birisi olmaktadır.
      Möntesqüleü ; "GÜÇ,GÜCÜ DURDURUR..." görüşü ile ortaya atmıştır. YARĞI Gücü; diğer iki Gücün tamamen dışında tutulmuştur.
Bu düzenleme ve uygulama, kişiler açısından Siyasal Yönetimlerin Yetkilerini KÖTÜYE Kullanmalarına karşı olarak EK bir Güvence  olmuştur. Yargısal Denetim önemlidir.Buradaki amaç, Yürütmenin  Gücünü azaltmak değildir.
      Yasalar,kendilerine saygı gösterilmesini sağlayan Mahkemeler olmadığı sürece, bir hiçtir.
      HAKİMİN Bağımsızlığı, Anayasa ve yasalara konan düzenlemelerle olamaz. Hakimin, öncelikle  BAĞIMSIZLIK Formas-yonu ile  yetiştirilmesi gerekir. Bu FORMASYON HAKİME; Eğitim ile verilir. HAKİMİN Belleğine ;                                                                                                          
         "BEN BAĞIMSIZIM...BEN BAĞIMSIZIM...BEN BAĞIMSIZIM..." diyerek özgüveni yerleşmelidir.
        Anayasa Mahkemesi; 29.12.1999  günlü ve  33/51 sayılı  Kararında; HUKUK DEVLETİNİ;
       "Anayasanın 2. Maddesinde; Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan HUKUK Devleti; insan haklarına dayanan, bir hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda ADALETLİ bir Hukuk Düzeni kurup, bunu geliştire-rek  sürdüren, Anayasaya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Hu-kuku  tüm Devlet Organlarına EĞEMEN kılan, Anayasa ve Hukukun  üstün kurallları ile  kendini bağlı sayan,YARGI DENETİMİNE Açık, Yasaların üstünde Yasa Koyucunun da bozamayacağı temel Hukuk İlkeleri ve Anayasanın varlığı bilincinde olan ve Hukuk Güvenliğini sağlayan Devlettir.
      Hukuk; her toplumda karmaşık bir süreçten geçerek, geçerlik kazanmıştır. Hukuk Devletin ve Toplumunda ürünüdür."
      Şu gerçeğin kabülü gerekir; Hukuk Devletinin verileri ile yaşa-maya  alışan bir toplumda, Keyfi bir Yönetim şeklini benimseme  olanağı olamaz.
       Hukuk; Kişileri DİNE ,Devletin Otoritesine ve Ekonomik Güçlere karşı korumaktadır.  
      Yalnız, bu HUKUK;  DİN KURALLARINA DAYANAN bir   HUKUK Değildir  Bu HUKUK DEMOKRATİK ve LAİK HUKUKTUR....
         Bir YÖNETİM, Hukukun üstüne oturduğu zaman rahatlar.  YÖNETİM, Hukuk dışı Güçlerin üzerine  oturup, ondan güç almaya kalkarsa; Kendi Geleceğini ve  Ülke Geleceğini karanlığa iter. HUKUK  DEVLETİNİN bazı İLKELERİ, baştan sıkıcı olabilir. Ama, ilerisi için rahatlatıcıdır.
         "YASA Devleti "ile "HUKUK Devleti " aynı değildir. Hukuk, Yasalardan ibaret değildir. Hukuk; sadece Yasa anlamına da gelmez. Hukuk  Devleti, Yasa egemenliğinin dışında ve de üstündedir. Hukuk Devletinde her türlü YASA değil; HAKLARI Güvence altına alan Yasalar egemen olur.
       Hukuk Devleti, her eylem ve işlemi Hukuka uygun olan, İnsan Haklarına saygı gösteren, bu HAK ve ÖZGÜRLÜKLERİ koruyup  güçlendiren, her alanda  Adaletli bir HUKUK Düzeni kurup ve bunu geliştirerek sürdüren , Anayasaya  aykırı tutum ve davranışlardan kaçınan Devlettir.
      Hukuk Devletinde , kişiler ve Devleti Yasaların üstünlüğünü ve bağlayıcılığını içlerine sindirirler. Yasalar, her zaman  HUKUKUN Temel ilkelerine  ve bilimsel gerçeklere  uygun olmak zorundadır.
     Hukuk Devletinde ayrımcılık, yolsuzluk, haksızlık ve adaletsizlik çok az görülen  olgulardır. Hukuk Devleti ulusal ve çağdaş devlettir.
       YARĞI Organlarımız arasında başlayan Tartışma ve Yüksek Mahkeme olan; ANAYASA Mahkemesi Kararına karşı bir Tavır alan ve Karara OLUMLU oy veren Mahkeme Üyeleri aleyhine SUÇ DUYURU-SU Yapmaları; Hukuk sistemine de aykırıdır.
       Ülkemizde en Yüksek Mahkeme olan ANAYASA Mahkemesi Üyeleri hakkında; Yargıtay Daire Üyelerinin SUÇ DUYURUSU Yap-maları; Hukukun  İlkelerine de aykırıdır.
        Anayasa Mahkemesi; Yargıtay'a göre bir ÜST Mahkemedir. Danıştay- Yargıtay Yüksek Mahkemedirler. Ama; Anayasa Mahkemesi üzerinde de değildirler. Bu sıkıntı nasıl ve ne zaman aşılacaktır? Veya; bu sıkıntı dahada büyüyecek midir?
       Yargı; Kendi içindeki bu sıkıntıyı; Ne zaman Siyasilerden uzak olurlarsa  Aşabilirler... 
       Yüksek Mahkemelerin Bilimselo Görüş alabilecekleri; HUKUK FAKÜLTELERİNİN  Vasıflı Öğretim Üyeleridir....

      Saygı ile....