Türkiye'de tarım sekteye uğratıldı!

04 Mayıs 2020 - 14:34

Borçlanma ve özelleştirmeyle Türkiye'de tarımın sekteye uğratıldığının altını çizen Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman, Şeker Fabrikalarının bu anlamda büyük öneme sahip olduğunu kaydetti.

Kanal 42 Televizyonunda yayımlanan Ali Ayata ile Ramazan Gecelerinin konuğu Saadet Partisi Konya Milletvekili ve Saadet Partisi Gençlik Kolları Genel Başkanı Abdülkadir Karaduman oldu. Karaduman, Merhaba Gazetesi İstihbarat Şefi Emre Özgül ve Sözcü Gazetesi Konya İl Temsilcisi Müslüm Evci'nin sorularını yanıtladı. Yaklaşık 2 buçuk saat süren programda; koronavirüs ile mücadele, ekonomik gidişat, tarım ve hayvancılık ve Milli Görüş'ün ekonomi ve dış politikaları konuşuldu.

İTHALAT ARTTI ÇİFTÇİ KARAMSARLIK İÇİNDE

Salgın sürecinin tarımın ve hayvancılığın önemini bir kez daha ortaya çıkardığını ifade eden Saadet Partisi Konya Milletvekili Abdülkadir Karaduman, son 18-19 yıllık zaman zarfı içinde birçok özelleştirme ve borçlanmayla ülkenin dışa bağımlı hale getirildiğini aktardı. Borçlanma ve özelleştirmeyle Türkiye'de tarımın sekteye uğratıldığının altını çizen Karaduman, Şeker Fabrikalarının bu anlamda büyük öneme sahip olduğunu kaydetti. Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesiyle birlikte ilk defa Türkiye'nin Rusya'dan şeker ithal eder duruma düştüğünü söyleyen Karaduman, şunları kaydetti: “Bu büyük bir problem. Türkiye, yüz yıllık tarihi içinde ilk defa saman ithal etti. Türkiye, yine bu süreçte ayçiçek, pirinç, buğday ve tohum ithal etmeye başladı. Ülkemiz için en büyük tehdit, üretimin zayıflamasıdır. Türkiye tarihinde yine ilk kez geçtiğimiz yıl Borçlanma Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Daha iyi nasıl borçlanırız düşüncesi ile bu müdürlük kuruldu. Bugün Türkiye'de acilen Üretim Genel Müdürlüğünün kurulması gerekir. Girdi maliyetleri 5 kat artmış vaziyette. Ürünün maliyeti ise yalnızca 3 kat arttı. Çiftçi, iki birim daha zayıflatılmış hale getirildi. 2020 yılı bütçesinden 138 milyar lira para faize verildi.

Tarım ve Orman Bakanlığı için ayrılan bütçe faiz giderinin 3'te 1'inden daha az. Bu gerçek, ülkede tarıma, üreticiye, çiftçiye verilen değerin göstergesidir. Bugün patates ve soğanı ithal eder hale geldik. Yatırımın sadece golf sahalarına, havuzlara ve tüketime bağlanması üretim konusunda güçlü olmadığımızı gösteriyor. Türkiye, yine çok uzun süre sonra hayvan da ithal eder pozisyona düştü. İktidar yetkililerinin sorunları görmesi için çiftçinin ve besicinin içinde olması gerekir. Bir zihniyet değişikliğine ihtiyaç var. Çiftçiler, su ve elektrik vergisi altında eziliyor. Bu vergilerin bir an evvel sıfırlandırılması gerekir. Üreticiye rahat bir üretim ortamı sağlanması da gerekli. Türkiye, tohumu da ithal ediyor. Tohumların genetiğinde ekini ve neslimizi ifsad eden bir gerçeklik de var. İthal tohum, topraklarımızın da verimliliğini azaltıyor. Yerli tohum atağı ve seferberliğinin artırılmasını talep ediyoruz. Çiftçi, karamsarlık içinde.”

EKONOMİK KRİZ DAHA DA DERİNLEŞEBİLİR

Koronavirüs sürecinin, insanları sağlık noktasında etkilediği gibi, insanların ruh ve ekonomik sağlığını da olumsuz etkilediğini dile getiren Karaduman, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İlk açıklanan paketi, Cumhurbaşkanı açıkladı. Paketteki iki madde, bu paketin kim için hazırlandığını zaten ortaya koydu. İşçinin, çiftçinin, öğrencilerin sorunlarını çözmek için değil, sadece belirli sermaye gruplarının sorunlarının çözülmesi ve mağduriyet yaşamamaları için önlem paketi açıklandı. Daha sonra da açıklanan paketler oldu. Bu paketlerin hiçbiri vatandaşın sorunlarına derman olan bir paket olmadı.

Genelgeden dolayı işletmesini kapatmak zorunda olan esnaflarımız oldu. Kiralar nasıl ödenecek? Esnaf, kendi hayatını nasıl idame ettirecek? Esnaf, işçisinin maaşını nasıl verecek? İşçiler, izne çıkarıldı. Bu insanlar nasıl geçinecek? En düşük ev kirası bin TL. Elektrik, su, doğalgaz faturası ertelenecek denildi, 20 günlük fatura geliyor. Biz, zaten Korona öncesi de ciddi ekonomik sıkıntılar yaşıyorduk. Konya'da ekonomik sıkıntı gerekçesi ile intihar edenler oldu. Yoksulluk toplumun geneline sirayet etti. Korona sürecinde yaşanan ekonomik sıkıntıyı görmezden gelmek, krizi daha da derinleştirir. Vatandaşın sorunlarını giderecek paketlerin ivedilikle açıklanması gerekir. Her vatandaşımıza su süreçte bin TL civarında yardım yapılmalı. Esnafın kira, fatura giderlerini erteleme değil, silmek gerekir.”

ERBAKAN NEYİ İSTEMEDİYSE AK PARTİ YÜRÜRLÜĞE KOYDU

 “Erbakan Hocanın sözlerini paylaşmak değil de, Erbakan Hocanın sözlerini anlamak önemli” diyen Karaduman, “Erbakan, hiçbir ırkı kendine düşman olarak görmedi. Hiçbir mezhebe düşmanlık etmedi. Hocamız, bu ülke insanının her birini çok değerli gördü. Kimseyi ayrıştırmadı.

Bugün mevcut iktidar, kendisine oy veren kesimi vatanperver olarak görüp, diğer kesimi vatan haini olarak görüyor. Erbakan hocamız ise insanları ya Milli Görüşçü ya da Milli Görüşçü olmaya aday olarak görüyordu.

Erbakan, uygulamaları ile bu ülkenin her anlamıyla bağımsız olması için mücadele etti. Erbakan, sadece bir iktidar kavgası da vermedi. Adaletin, kardeşliğin hakim olmasının mücadelesini verdi. Erbakan Hoca, neye karşı çıktıysa mevcut iktidar bunların tamamını yürürlüğe koydu.

Erbakan Hoca, faiz ile mücadele ederdi. Bugün Türkiye'de en fazla kazanan kesim, birileri itiraz etse de faiz lobisidir. Bugün gelinen noktada ülke tamamıyla dışa bağımlı hale getirildi. ABD Başkanı 10 bin kilometre öteden bir tweet atıyorsa ve sizin ekonominiz talan oluyorsa beylik sözlerin kimseye bir faydası yok. Irak'ın bölünmesi de Suriye'nin bu hale gelmesi de AK Parti'nin eli ile yürütülmüştür.

Erbakan Hoca, son Trabzon Kongresinde bir şey söyledi. 'Senin AK Parti dediğin en sonunda Duyun-u Umumiyenin tahsildarıdır' dedi. Erbakan Hoca, bugün hayatta olsaydı yine 'AK Parti Duyun-u Umumiyenin tahsildarıdır' derdi. Erbakan, iktidarın yanlışlarını dün de AK Parti'ye bizzatihi söylüyordu. Erbakan, neden iktidardan indirildi? Bu mesele insanlarımız tarafından bilinmiyor.

Bugün Türkiye, her anlamda bir bataklığın içindeyse bunun tek sebebi Erbakan'ın mücadelesini tam olarak anlayamamış olmamızdan kaynaklanıyor. 28 Şubat'tan önce ABD Büyükelçisi Erbakan Hocaya gelir ve 6 şey sıralar. Hocamızın asla İran'ı ziyaret etmemesini söyler. İran ile olan ticari hacmin 50 milyon doların üzerine çıkarılmamasını ister. ABD üslerine asla dokunulmaması istenir.

Erbakan, bunların mümkün olmayacağını söyler ve istenilenlerin hepsinin tersini yapar. Sonrasında da 28 Şubat darbesi yapılır. Türkiye, bugün ekonomisini de dış politikasını da ne yazıkki kendisi yöneten bir ülke değildir”şeklinde konuştu.

MUHARREM DURSUN

Kaynak: Türkiye'de tarım sekteye uğratıldı!