TARIMSAL KALKINMA KOOPERATİFİ, TOHUM DEVİ HOLLANDA'YA TOHUM ÜRETİP SATMAYA BAŞLADI

Bayındır'da 21 yıldır faaliyet yürüten, 400'e yakın üreticinin kayıtlı olduğu ve binlerce kişiye istihdam olanağı sağlayan BAYÇİKOOP, son teknoloji ile çalışan çiçek ve bitki seralarının kapısını ANKA Haber Ajansı'na açtı.

BAYÇİKOOP Başkanı Ersoy Sümerkan, mevsimlik menekşe, çuha, bellis papatyası, çinkaranfili, kadife, ateş, ipek, dahlia, zinnia, aslanağzı, gazanya başta olmak üzere yer örtücü pek çok bitki ile çalı bitkileri ürettiklerini anlattı. Yılda 25 milyon adet mevsimlik ve 25 milyon adet peyzaj bitkisi ürettiklerini, ürünlerinin birinci kalite olduğunu kaydeden Sümerkan, 600 bin metrekare kapalı alan ve 3 milyon 500 bin metrekare açık alanda faaliyet yürüttüklerini bildirdi.

Sümerkan, ayrıca kooperatif bünyesindeki “tohum çimlendirme ve fide üretim tesisi”nin ise tam otomasyonlu olarak 4 bin 128 metrekare alanda hizmet verdiğini belirtti. Pandeminin kendileri için büyük bir fırsata dönüştüğünü vurgulayan Sümerkan, “Pandemiyle birlikte millet doğaya döndü, doğayı tanıdı. Doğanın ve tarımın koruması, geliştirilmesi gerektiğini anladılar. Evinde vakit geçirmek zorunda olan millet bol bol çiçek aldı. Bahçeleri, balkonları doldurdular. Satışlarımız arttı. Bu iş bize yaradı diyebilirim. Ekonomisi bir yanına insanlar doğanın kıymetini zorunlu olarak anlamış oldu” dedi.

Sümerkan şöyle devam etti:

“Biz dış mekan, mevsimlik süs bitkilerinde tohumu fide haline getiriyoruz. Daha önce sadece buradaki talepleri karşılıyorduk. Ama şimdi kalitemiz arttığı için dışarıdan da talepler gelmeye başladı. Bilhassa Antalya, Bodrum, Yalova’dan talepler alıyoruz. Hatta bu yıl talepler o kadar çok arttı ki; karşılayamadık. Çünkü yerimiz yoktu. Bu bizi ateşledi. Yeni bir seraya başladık. Yeni seramız da 4 bin metrekare büyüklüğünde, modern, hem ısıtmalı hem de soğutmalı olacak… İzmir Kalkınma Ajansı’ndan da destek aldık. Ama euro ve doların artışı maliyeti biraz yükseltti.”

Tesiste tohum üretimine geçtiklerini aktaran Ersoy Sümerkan, “Hercai çiçeği, süs biberi, süs domatesi tohumu üretiyoruz. Hollandalı birkaç firmayla çalışıyoruz. Yani tohumu biz burada üretiyoruz, Hollanda’ya gönderiyoruz. Onlar elden geçiriyorlar, paketleyip dünyaya satıyorlar. Bir zaman gelecek biz bu işi tamamen öğrenip kendi patentli tohumumuzu üreterek satacağız” dedi.

Sümerkan, tohum devi Hollanda’ya tohum satmalarının arka planını ise şöyle anlattı:

“Hollanda ilk önce bu tohumu kendi üretmiş. Üretimi bütün dünyaya yaymış. Orta Afrika ülkelerine, Çin’e, Güney Doğu Asya’ya, en önemlisi de Şili’ye taşımış. Şili şu an dünyada mevsimlik bitki tohumu üretiminin en önemli merkezi. Tohumlar Şili’den geliyor ama Hollanda, Almanya, ABD paketleyip dünyaya satılıyor. Ama şimdi, Şili’de fiyatlar biraz yükseldiği için yavaş yavaş alternatif arıyorlar. Şili’deki üretici uyanmış, Hollandalılar da bizi buldu. Bizim de işimize geliyor mu? Geliyor. Çünkü hem üreteceğiz para kazanacağız hem de bu üretimin nasıl olduğunu öğreneceğiz. Başlangıç, emekleme çağı bu. Bir zaman gelecek biz de o tohumları üretip satmaya başlayacağız. Hedefimiz bu. Şuan hercai, süs biberi, süs domatesi tohumlarını satıyoruz Hollanda’ya. Daha önce de çalı grubu sattık. İtalya gibi standartlarımızı biraz yükseltebilirsek çok rahat çalı ürünlerinin satışını sürdürebiliriz. Ama yavaş yavaş, zamanla olacak işler bunlar.”

Tohumu fide haline getirdikleri seranın Türkiye’de sayılı üretim tesislerinden biri olduğunu vurgulayan Sümerkan, “Isıtması soğutması havalandırması bilgisayar kontrolünde. 5 yıldır burayı kullanıyoruz. Yeni seramız da aynı bu özelliklerde olacak. 3,5 milyon TL’ye mal olacak” dedi.

Şu an bu tohum üretim serasında 16 kişinin çalıştığını, geçici işçilerle birlikte bu sayının 30’a ulaştığını belirten Sümerkan, “Genellikle bu bölgenin insanları çalışıyor serada. Bazen yetersiz kaldığında, Torbalı’dan işçi getiriyoruz. En az 30 aile buradan ekmek yiyor. Bu insanlar İzmir’e göçse başka yere göçse ne yapacak. İş yok, bir şey yok. Bir sürü sıkıntı problem. Ama burada kendi memleketinde, kendi ayarında parasını kazanıyor. Burada yiyor ve burada yaşıyor. Çünkü onun yeri burası zaten. Büyükşehirlerde uyumsuzluk, iş problemi çekecek. Ama burada kendi yerinde yaşamlarına devam ediyorlar” ifadelerini kullandı.

Sümerkan, çiçek ve süs bitkisi alımı yapan belediyelere de teşekkür ederken, şunları söyledi:

“Zaten belediyeler olmasa biz yandık. İnsan evine kaç bitki diker; 5- 10 tane. Bahçesine en fazla 20- 30 tane. Ama belediyeler milyonlar dikiyor. Bizim en büyük tüketicilerimiz belediyeler, toplu konutlar. Onlar olmazsa bu sektör hiçbir zaman gelişmez. Başta İzmir Büyükşehir ve çevre belediyelerimizin büyük desteğini görüyoruz. Yavaş yavaş İstanbul Büyükşehir, biraz Ankara Büyükşehir de destek vermeye başladı. Zamanında bu işler hep sayılı insanlara verilirdi. Ama artık kooperatifler var. Kooperatiflere öncelik versinler. Çünkü kooperatif olarak ben onlara 1 milyon bitki üreteceksem en az 20 üreticiye para kazandıracağım. Sadece 1 kişi kazanmayacak. İşte o yüzden kırsal kalkınmanın önceliği kooperatiflerde. İnşallah belediyelerimiz bu düşünceyle devam ederler ve kırsalları da kalkındırırlar.”

Begonya üretimi yapan işçilerden Figen Bircan, “Bayındırlıyım. Burada yaşıyorum. Ben bu işe yeni başladım sayılır. Yaklaşık 1,5 yıldır çalışıyorum. Yorucu ama çok güzel bir iş. İşini severek yaptığında çok güzel” dedi.

19 yaşındaki Hande Kalfaoğlu, 2 yıldır bu serada çalıştığını belirtirken, “Lise mezunuyum. Tarla ve bahçe bitkileri bölümünü okumuştum. Sonra burada staj gördüm ve işe başladım. Severek yapıyorum işimi. Zaten kendi mesleğimi yapıyorum. Çok mutluyum” diye konuştu.

İşçi Pınar Aydın da “4 yıldır çalışıyorum. İşimi seviyorum. Severek yaptığımız için çok da yorucu gelmiyor iş. Çoğumuz aynı mahallede oturuyoruz ve Bayındırlıyız” ifadelerini kullandı.

Kaynak