Şenol Güneş: "Sevdası büyük olanın imtihanı da büyük olur"
Şenol Güneş: "Sevdası büyük olanın imtihanı da büyük olur. Zaman zaman sapla samanı karıştıran, iftira atan kişilere de cevap vermek zorunda kalıyoruz. Pes etmeyeceğiz."
Şenol Güneş: "Güzel bir gülü, güzel bir geceyi, güzel bir dostu herkes ister. Önemli olan gülü dikeniyle, geceyi gizemiyle, dostu tüm derdiyle sevebilmektir."
Şenol Güneş:"Trabzonsporlu olmak; ilkeli olmak, maharetli olmak, cesaretli olmak, asaletli olmak, duruşu doğru olmaktır."
Şenol Güneş: "Uğurcan Çakır, tüm olumsuzluklara rağmen dik durduğunu gördük. Hem Trabzonspor'u hem Milli Takım'ı hem de Türkiye'yi çok iyi temsil etti. Keşke Türkiye'deki herkes Uğurcan gibi olsa"
unus Emre Sel: Sikan'ı forvette oynatmayı düşünüyor musunuz?
Şenol Güneş: Üç mevkide oynayabilecek bir oyuncu. Açıkta oynarken içeriye doğru koşturmaya çalışıyorum onu, Zubkov ona göre daha usta daha olgunlaşmış bir oyuncu.
eknik Direktörümüz Şenol Güneş, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’nde basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Konuşmasına genel bir değerlendirme ile başlayan Teknik Direktörümüz Güneş, “Sonuçların da olumsuz olması nedeniyle zor bir dönemden geçtiğimizi biliyoruz. Sevdası büyük olanın imtihanı da büyük olur. Dün olduğu gibi bugün de işimizi düzgün, samimi ve inanarak yapmaya çalışıyoruz. Kendimizin de kulübün de itibarını temsil ediyoruz. Ancak zaman zaman sapla samanı karıştıran, yalan konuşan, içi dışı bir olmayan, iftira atan ve dedikodu yapanlarla da uğraşmak durumundayız. İster istemez bir algı oluşuyor. Her zaman şunu söylüyorum ‘Allah’ım kalbinde kötülük olanlara izin vermesin’ diye. Ama bu her dönemde olabilir. Basit insanlar iftira atar dürüstler de sabreder demiştik. Bugün de onu yaşıyoruz. Ama bu hevesimizi, inancımızı kaybetmeyeceğiz. Umutlu olduğumuzu hep söyledik ama mutlu olduğumuzu söyleyemeyiz. Çünkü asıl işimiz hem kendimizi hem bu işi yapanlara hem Trabzonspor’u sevenleri mutlu etmektir. Neyi nasıl yaptığımızı da biliyoruz. Sevgimizi kirletmeden güvenimizi kaybetmeden yola devam edeceğiz. Zorlukları aşacak yetenekli ve güçlü oyuncularımız var. Teslim olmak, pes etmek bu takımın zaten genlerinde yoktur yine öyle olacaktır. Yeni bir yapılanma oldu. Sezon başında 13 tane oyuncu almıştık şimdi de 4 oyuncu aldık. Yeni yapılan kadro ile çok çalışarak başarılı olacağız. Oyuncuların sorunu yok. Sorunlu oyuncu da yok. İyi bir takım olacağız. Taraftarımız hep destek oldu. Onların beklediği oyuncu ve sonucu veremedik çoğu zaman buna rağmen yanımızda oldular. Başkan ve yönetim maddi ve manevi destek oluyorlar. Ne yapmamız gerektiğini söylüyorlar. Onların da beklentisine cevap veremedik. Kaosumuz da yok. Bu kadroyu yeniden oluşturup, yarıştıracak ve başarılı olacak bir takım haline getirmekten başka eksiğimiz yok. Asıl hedef de o olmalı. Geniş kadromuz vardı. Sayıyı azalttık. Kalitemizi yükselttiğimizi düşünüyoruz. Bu kadro ve ortak çalışmayla taraftarımızın gurur duyacağı bir takım haline gelmesini umut ediyorum. Hedef nedir? Avrupa kupalarına katılmak, hala bu yarışın içerisindeyiz ve gelecek yıl daha güçlü bir takım olmak. Yarışan ve başarılı olan bir takım Trabzonspor’un bütün beklentisi budur. Bu bağlı akademiden de oyuncu çıkarmak zorundayız. Bu konuda yönetim ve camia yeni bir tesis, yeni bir organizasyon ve kulüp yapısında yeni bir sistem oluşturması için de hazırlık yapıyor. Çünkü geçmiş tarihte içinde bulunduğum için tesisleri olmayan, organizasyonu olmayan, sadece doğaçlama olarak mahalle arasında çıkardığımız oyuncularla ve imkansızlıklar içinde başarılı bir Trabzonspor ortaya çıktı. Ama daha sonraki yıllarda bu tesisler de bugün geldiğimde de söyledim çok daha güzel bir hale getirildi. Bunu da daha üst seviyeye çıkarak tesisler kadar organizasyonu yapan sistemi oluşturan kulübün yapısal durumunu oluşturan bir hale getirdiğimiz zaman hem kendi içimizde üreteceğimiz oyuncularla hem de dışarıdan alacağımız oyuncularla hem Türkiye’de hem de uluslararası arenada başarılı bir takım olacağımızı düşünüyoruz. Bunun için de çok çalışmak lazım. Ama sizin de takdir ettiğiniz gibi beklediğiniz gibi takımın saha sonuçları olmadığı zaman bunlar moral hanesine olumsuz yansır hatta yıkıma dönüştürebilir. O yüzden pes etmenin doğru olmadığını bu dönemi geçeceğimizi düşünüyorum. Son maçta da olumsuzluklarımız vardı. Bu hem oyun olarak hem de sonuç olarak tartışmanın bu boyutunu saygı ile karşılarım. Beklentilerimiz, tercihlerimiz olur bunlar tartışılır, eleştirilebilecek şeylerdir. Bizim de ilk 15 dakikada oyunumuz tatmin etmedi. Daha sonra oyunu kontrolümüze aldık. Golden sonra daha sakindik. Rakibin ilk başta bulduğu bir iki pozisyon var sonra ilk yarıda pozisyonu yok. Oyunumuz beklentinin altında olsa bile skor olarak ilk yarı olumsuz değildi. İkinci yarı daha iyi olacağımızı düşünürken ilk 15 dakika özellikle orta sahada dağınık oynadık, top tutamadık, topu ileriye taşıyamadık. Rakibe oynama şansı verdik orada da durum 1-1’e geldi. Değişiklik esnasında da ikinci golü yedikten sonra değişiklerin ardından oyuna daha olumlu döndük ama sonuç alamadık. Sonuç alınmadığı zaman da tartışmanın olmasını normal karşılıyorum. Çünkü beklenen sonuç Trabzonspor’un her takımı her yerde yenebilmesidir. Daha önce de konuştuğumuz gibi deplasman fobisi oluştu bizde. 11 deplasmanda 6 mağlubiyet bizim için çok fazla bu normal değil ve çok basit kaybettik. Alırken çok zorlanarak alıyoruz kaybederken çok kolay kaybediyoruz. Buna bağlı olarak da eleştiriler geldi” ifadelerini kullandı.
Açıklamalarına, Beşiktaş maçıyla ilgili gelebilecek soruları yanıtlayarak devam eden Teknik Direktörümüz Güneş, “Beşiktaş maçında attığımız gole sevinemediğimle ilgili belki soru gelecek ama ben bir açıklama yapayım. Ben bir hocayım. 20 sene oyunculuk yaptım 38 sene antrenörlük yaptım. Attığım gole sevinmeden nasıl bir dünya halindeki insanlar öyle bakıyorlarsa daha doğrusu öyle bakmak istiyorlar o maçı da öyle görmüş olabilirler. Benim takılacağım bir konu değil ama kamuoyunda öyle bir algı oluştu. Beşiktaş’ta çalıştığım için biraz oradan vurgulanmak isteniyor aynı şekilde küfürler ile ilgili birleştirerek söyleyeyim Beşiktaş taraftarı ile ilgili. Beşiktaş’ta çalıştım. İyi günlerim oldu. Orada da eleştiriler aldım. Trabzonspor maçına geldiğim zaman buna benzer söylemler bu söylemleri genele yaymadan açık açık söyledim. Taraftar eğer küfrediyorsa benim taraftarım da olsa veya olumsuz bir davranış sergiliyorsa şiddetle kınarım. Kim olursa olsun bir yerde çalışmış olmam onun yanlış yapmasını görmezden gelmem doğru değil. Gündeme gelmediği konuşulmadığı için, kulüp ve başkan gerekli cevabı çok kısa ve anlamlı ve çok büyük olarak verdi. ‘Efendilik de bir tavırdır’ o kadar. Bizim bir yanlışımız yok. Neden bizim önümüzde kalıyor anlamıyorum. Oyuncularıma her zaman söylüyorum. Ne hakemle, ne rakiple ne de seyirciyle işiniz yok diye. Hatta eleştiri de alıyorum neden itiraz etmiyorsunuz diye. Diğer takımların hocalarına bir bakın hakemlere neler yapıyorlar. Hakemler ağızlarını açmıyorlar. Hakem eleştirisi yapmak istemiyorum. Ben de bundan kaçıyorum kısmen değindiğim oluyor. 3,4 sene böyle devam edecek hakemler. Seyircilerin de küfrüne çözüm var. Bunu kim kabul edebilir. Bakalım talimatlarda ne yazıyor. Bir müsabakada bir oyuncuya sürekli hiç ilgisi yokken o oyuncu da mükemmel bir davranışla hiçbir provokasyon yapmadığı halde ben Uğurcan’ı tekrar tebrik ediyorum. Hiçbir şey yapmadan maçı bitirdi. Ben oyun başında hatta kale arkasında bekledim zannettim orada seyirci başladı sandım meğer kalede bir sorun varmış. Tüm seyirci Uğurcan bir şey yapıyormuş gibi orada başladı sonra devam etti. Bizim müdahale hakkımız yok ama kınama hakkımız var. Ben Beşiktaş yönetiminden de taraftarından da onu bekliyorum. Beşiktaş camiasından olup bana telefonla ulaşanlar da oldu. Çok üzgün olduklarını ve özür dileklerini de söylüyorum. Ama bunu yapanlar bu çoğunluk ne ise bunların sağlıklı olmadığını söylemek lazım. Benim taraftarım da yapsa ben de kınarım üslubunla kınarsın. Federasyonun para cezası vermesi de çözüm değil. Çözüm kolay. Çözümü yapmayanlar bu sorundan menfaatlerine ve zarar görenler üzerinden muhakeme yapıp bu hiç olmayacak bir şey. Olaylar karşısında bir netice çıkar ortaya buna göre bir karar verilir. Irkçılıkta ne yapıyorsunuz. Irkçılıkta müdahale edebiliyorsunuz. Gerekirse bir anons bir anons daha maçı tatil edebiliyorsunuz. Küfürde? Para cezası veriyorsunuz. Kulüplere nasıl yansıyor bu? Kulüpler para ödeyecek. Niye verdiniz? Toplu olarak toplumda kabul edilmeyecek ve televizyon yayınında çıkacak küfürlerin anons edildikten sonra o taraftar küfrediyor sokakta da küfrediyor. Futbol sahaları aynı zamanda ahlak değerlerinin yerleri olması gerekirken ahlaksızlığa izin veren başkaları bizi ahlaksızlık üzerinden sahaya sürmeye çalışıyorlar. Söylüyoruz. Susmak bazen daha iyi. Hakeme ben oyun başından itibaren küfretsem ceza alır mıyım soruyorum federasyona. Eğer alacaksak para cezası hakemi de etkileyecekse biz de aynı şeyi yapalım rakiplere. Değilse ayıpsa, çirkinse kolayı var hakem anonsu yapar maçı tatil eder biter. Bakalım o taraftar bir daha küfredebilir mi? Kurulları koyup uygulamayanların bu yanlış kurallar içerisindeki mağdur olan insanların yani Uğurcan’ın veya benim üzerimden Trabzonsporlu musun değil misin? Trabzonspor’un hakkını savunuyor musun savunmuyor musun? Bu ayıp bir şeydir. 58 yıldır futbolun içindeyim yanlışı savunmayacağım veya yan baktın bilmem ne oldu. Bana bunlar çok basit ilkel geliyor. Şu da söyleniyor Beşiktaş’ta çalıştığım için sevinmedi işte Beşiktaş’ta çalıştığım için maç mı satacağım? Ben Trabzonspor’a karşı oynarken Beşiktaş’ta üstünlük kaybettiğim zaman Trabzonspor’a mı maç satmış oluyorum. Benim bir duruşum var. Trabzonspor’daki yerim de belli bunu tarif etmek bile doğru değil. Trabzonsporlu olmak ilkeli, cesaretli asaletli ve duruşu doğru olmaktır. Beşiktaş’ta da aynı şeyleri söyledim. Benim futbol adamı olarak çizgim belli ve bunu aşılamak istiyorum. Zaman zaman anlık tepkiler yapılabilir ama yapmasınlar soğuk kanlı olsunlar. Bunlar üzerinden bizi baskı altına alıp da taraftarın biri yazıyor, “Trabzonsporluluğundan şüphe etmiyorum.” Şüphe etmek kelimesini kullanmak bile doğru değil. Ben Trabzonspor’un en rakip takımına bile gitsem ben işimi yaparım. Ahlak değeri budur. Ama Trabzonspor’da daha da duygusalım. Duygusallıklarım ve üzüntülerim burada daha fazla oluyor. Üzülmekle de çözmüyorum. Onun için sorunları söylerken neleri yapabileceğimizi de söylüyorum. Küfrü şiddetle kınıyorum. Kim yaptıysa ve yapanlar belli Beşiktaş taraftarı özellikle kale arkasından başlayan ve genele yayılan. Daha önce de varmış. Uğurcan’ın özellikle bu maçta hiçbir şey yapmadığını tam tersine bu olumsuzluklara rağmen dik durduğunu hem Trabzonspor’u hem Milli Takım’ı hem Türkiye’yi çok iyi temsil etti. Keşke Türkiye’de her insan onun gibi olsa. Bunda da ileri gidildi sonra benimle Uğurcan’la benim aramda bir sorun olduğu söylendi. Doğru. En fazla ligde oynayan Türk kaleci Uğurcan’mış. Onunla yarışıyoruz yani. Başka bir konu bulun bari oraya yazmak için. Ne gibi sorun olabilir. Benim en yakın olduğum kişilerden bir tanesi. Eleştirimi de övgümü de yaparım ona. Türkiye’de kaleci olarak en iyi kaleci insan olarak da en iyi insan. Buna da olumsuz tezahüratlar bazen oldu. Yanlışı her zaman eleştireceğiz. Biz her yanlışa cevap verip gideceksek o zaman… Hoşgörümüz düzeltilmesi içindir. Yoksa yanlışı kabul etmek değildir. Beşiktaş maçında olan yanlış. Özellikle çirkin tezahürat kabul edilemez” dedi.
Teknik Direktörümüz Güneş açıklamalarının son bölümünde şu ifadeleri kullandı:
“Takımda sakat olan Draguş ve Nwakaeme var. Nwakaeme daha iyi durumda ikisi de hafta içinde katılır başka sakatımız yok. Önümüzde Gaziantep FK, Çaykur Rizespor, Konyaspor, Hatay ve Başakşehir… Rizespor maçı kupa diğerleri lig maçı. Bu maçlarda bir ivme yakalamak istiyoruz. Bunu yapacak gücümüz var. Yeni transferlerimiz var. 4 tane yeni oyuncu aramıza katıldı. 9 tane oyuncumuz da bizden ayrıldı. Transferler ve kulüp yapıları; ekonomik, idari ve teknik yapı üzerine oluşturulur. Teknik olarak eksik olan taraftarı alınırken işin ekonomik ve idari tarafı düşünüyoruz. Çünkü bugün hemen geçiyor yarın geliyor. Trabzonspor’un şu anda kaleci hariç 23 tane oyuncusu var. Bunun hem sayısal fazlalığı rekabeti ve ambiyansı bozuyordu hem de tartışılır durumu daha fazla oluyordu. Burada yaşı ve ekonomisi olanlar oldu. 3 tane kiralık. Bugün itibariyle Denswil de aramızdan ayrıldı. Denswil, Umut, Bardhi ve Orsic… Bu oyuncular herhangi bir kötülükten değil gelecek yıl planlamada olmadıkları için hem onlara hem de kulübe az zarar vererek ayrılmasından yana olduğumuzu bunun yanında başkalarının da olabileceğini söyledik. Bunlar futbolun içerisinde var. En iyi oyuncunuz da gidebilir. Bunun rakamsal değerleri de kulübün bütçesini sarsmadan yürütmek durumundayız. Trabzonspor’un şu andaki verdikleri aldıklarından 1,2 milyon Euro eksi yine. Transfer yaparken biraz daha düşük fiyata alsak daha da karda olacağız. Elimizde satılık olarak giden Eren ve Umut Güneş vardı. Bir kısmı ani oldu bir kısmı beklenendi. Böyle baktığınız zaman aldığımız oyuncular Trabzonspor için büyük ama piyasa için baktığın zaman diğer kulüplerin çerez olarak gördüğü paralar. Ben bunu bile büyük rakam görüyorum. Bunu Trabzonspor’un ekonomisini sarsmadan yapmak durumundayız. Aldığımız oyunculardan Eren’in son anda gitmesiyle sol beke transfer yapamadık orayı kaçırmış olduk. Bir tek stoper alternatifimiz vardı Savic’in dönüşüyle genç olsun dedik onu alamadık. Umut son anda gittiği için oyunun yerine oyuncu bakıldığı için o bölgeye oyuncu alabildik. Hücum da bir alternatif beklentimiz yok. Bir tane gidebilir diye baktık ama olmadı. Sayısı az kalitesi daha fazla oyuncu kadromuz var. Bu kadronun yarışabileceğini sene sonunda da eksik bölgeleri tamamlayabileceğimizi düşündüğümüz bir kadro var elimizde.
Trabzonspor’un tesisleri iyi ama Trabzon’un futbol kenti olması için burası veya başka yerde 5-10 tane saha olması gerekiyor. Bu sadece Trabzonspor için değil Trabzon için geçerli. Altyapı organizasyonu yeniden dizayn edilmesi gerekiyor. Bunun da o yapılanma ile hem kulübe hem şehre katkısı olacağını düşünüyorum. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan geldiği zaman gittiğimizde onları bir an evvel devreye sokmak için işlemler yapılıyor. Kulüpte de idari ve teknik yapılanma da olacak. Onun içerisinde de ona göre kişiler gelecek. Hem yöreyi kullanacağız hem de uluslararası alanda tarama yapılacak. Trabzonspor’un geleceğinde yapılması gereken en önemli konu budur. Trabzonspor şampiyonluğa oynamalı şampiyonluk yarışında da önde olmalıdır. Bu sene bu şansımızı kaybettik ama bu kayıp esnasında da bunları yapmak zorundayız. Hem bir kadro yapıp her takımla yarışabileceğimizi, yarışırken nelerin eksik olduğunu göreceğiz. Seneye de o ekonomiye rağmen özellikle 4 büyüklerin olarak söylenmesine rağmen 3 büyüklerin daha fazla para harcadığı bir dönem yaşıyoruz. Bizim borçlanarak geleceği karanlığa atarak yapmamamız lazım. Trabzonspor’u daha iyi bir marka haline getirmek istiyoruz. Güzel futbol oynayan seyircinin gurur duyacağı bir takım olmak ve rakip, seyirci ve hakemle uğraşmadan sadece güzel futbola odaklanacağız. Bunu yapmaya çalışıyoruz. Bu konuda daha iyiyiz ama agresif değiliz. Özellikle Beşiktaş maçında rakibe uzak kaldık. Bazen baskılarımız çok iyiydi ama bir iki maçtır eksik yaptık ve rakip cezayı kesti. Bizim taraftarımız için şunu söyleyeyim. Hayal kırıklığına uğramasınlar. Sıkıntılı bir dönem geçiriyoruz onlara layık bir takım olmak istiyoruz. Trabzonspor bu yarışların içerisinde olacaktır. Biz ikinci yarıda Kayseri ve Beşiktaş maçında kayıplara uğradık. Bu kayıpları da yapmadığımız zaman da oyunumuzu yine eleştireceğiz. Güzel bir günü güzel bir geceyi güzel bir dostu herkes ister. Önemli olan günü dikeniyle geleceği gizemiyle dostu tüm derdiyle sevebilmektir. Karşınızda bulunan insanları mükemmel görmeyin ama eksikleriyle beraber düzeltilmesi vasıtasıyla daha iyi bir camia olacağımızı düşünüyorum. Bu camia içerinde yönetim, teknik heyet, oyuncular ve taraftar herkes vardı. Umarım bunların hepsi yerine oturur. Bu son maçtaki eksik oyunumuzu ve kötü sonucu kapatmayacaktır. Ama bu niyette olduğumuzu bilmenizi istiyorum.”