OSMANLI TÜRK MÜ DEĞİL Mİ?

13 Mayıs 2020 - 11:39

Saçma sapan olan bu soruyu yine de cevaplandırmak gerektiğini düşünüyorum. Her kafadan bir ses çıkması sadece kuru gürültü yaşatıyor.

 
Bir yanda Osmanlı'nın yaptıklarını onaylamayan Osmanlı karşıtları, diğer yandan Osmanlı'yı sadece Sünni Müslüman olduğu için diğer Türk devletlerinin hepsinden üstün gören bir grup konuyu işin içinden çıkılmaz hale getiriyor.
Osmanlı elbette sapına kadar Türk devletiydi. Kayı boyundan itibaren (Kayı boyu anlamında tartışılabilir ama Oğuz'luğu tartışılmaz) tamamen Türk örf, adet, töre ve yaşam tarzıyla Anadolu'da hakimiyet sürdürdüler.
Obadan çıkıp önce kalelerde sonra kentlerde ve en sonunda saraylarda sürdürülen yaşam tarzları, başlangıçta Selçuklu özentisi ile Farsça kullanmaya, daha sonra Bizans özentisi ile gayrimüslim kadınlarla yapılan evlilikler ve en sonunda da halifeliğin alınması ile Arapça'ya olan düşkünlük her ne kadar dengeleri bozsa da bu durum Türk olduklarını değiştirmedi.
Osmanlı Doğu Anadolu'da isyan eden Türkmenlerle (Alevi) aşırı sorun yaşadığı için kendilerini onlardan ayrı tutmaya çalışıyordu. İstedikleri kadar ayrı tutsalar da ataerkil toplum anlayışı olarak babadan süren kan gereği Türklükleri de devam etmekteydi. Aslında kaybettikleri bazı noktalarda da Türklük değerlerini ayaklar altına almalarından kaynaklandı.
Ancak bu ilk kez olmuyordu. Orta Asya'da Hunlar da Çinlilere olan özentilerinden dolayı kademe kademe öz değerlerini kaybedip yıkılmalarına sebep oluşturmuşlardı.
Osmanlı Bizans'ı da aldıktan sonra sarayda Romalı gibi yaşamayı Avrupalılık saydı. Onlar gibi hayat sürüp bir yandan da Arapların kültürleri ile dolu bir hayat sürdürmenin onları Allah'a daha yakınlaştırdığını sandılar. Oysa kendilerini kaybettiklerini bir türlü çözemediler.
Osmanlı İmparatorluğu, Türk ve Türkmenlerden oluşan ordu ile bu topraklara gelip yerleşti. Bin yıldan fazladır bu topraklarda hüküm sürmektedirler. Gelip yerleştikleri Anadolu'da varlığını sürdüren halkın çoğu Müslüman olup bir kaç nesil sonra artık onlar da kendilerine Türk demeye başladılar.
Ertuğrul Gazi'nin oğlu Osman, Türk geleneklerine uygun olarak kurduğu devletin adını kendi adı ile betimledi. Daha önce de atalarından Selçuk, Selçukluları, Gazneli Mahmud, Gaznelileri, Babur Şah Baur devletini ve buna benzer bir çokları isimleri ile devletlerini kurmuşlardı. Hatta yakın civarımızda kişilerin isimleri ile kurdukları köyler bile vardır. Şile yoluna çıkın Hüseyinli, Ahmetli, Ömerli köylerini kuranlar da orada ilk yerleşke oluşturan liderlerdir. Bu bir Türk adetidir.
Yani devlet Türk devleti ama idare eden hanedanın ismi Osmanlı hanedanıdır. Roma İmparatorluğunda hanedan oluşmuyordu çünkü onları arka planda idare eden bir Senatoları vardı. Ancak Bizans'ta şimdiye kadar çok hanedan geçti. Her hanedan kendi ismi ile anıldı ama bu onların Romalı olmalarını değiştirmedi. Topraklarında Grekler, Ermeniler, Araplar ve Türkler yaşasa da Bizans bir Roma devletiydi. Aynı şekilde Çin'de de bir çok hanedan yönetti ama hepsi Çinliydi. Yine Avusturya-Macaristan imparatorluğunu yöneten Habsburg hanedanı olduğu gibi. Bu yüzden Osmanlı'ya Türk değil diyemezsiniz. Sapına kadar Türktürler.
Saray ve devlet Farsça ve Arapça (ağırlıklı Farsça kullanılmıştır. Yazıları bir Araba okutturun tam anlamaz ama bir İranlı'ya okutturun tercüme edebilir) alfabe yazıları ile kullanılsa da özünde Türkçedir. Bu yüzden yazışmalarda farsça kullanılırken halk Türkçe kullanıyordu. Halk ile iletişim sağlamada yalnızca Türkçe kullanılırdı.
Bazı örnekler vermek isterim aşağıda;
KOSOVA SAVAŞINA DOĞRU GİDERKEN SULTAN MURAD HAN OĞLU BAYEZÎD’E SORAR
“Ey ciğer köşem, bu kâfirle uğraşmak hakkında sen ne tedbir edersin.. Bayezîd Han eyitdi; Hünkarın fikrine bizim tedbirimiz irmez, amma bi çareye şöyle gelir ki nice yıldır ki kafirle cenk ideriz, hiç önümüze deve tutmadık şimdi dahi tutmazız. Eğer hak Ta’âla’dan inayet olursa yalnız ben kulun bu kâfirin işin tâmam iderin. Ben hiç teşviş çekmezemi Eğer öldürürsüz said, ger ölürsüz şehit oluruz. Dedi. Sultan Gazi dahi Bayezîd Han’ın hüsn-i re’yine tahsin ve âferîn idip sözünü kabul etdi. (Neşri I, 280)”
YAZICIZADE ALİ (TEVARÎH-İ ÂL-İ SELÇUK) ŞÖYLE DEMİŞ
“Uc’larda her tarafta duran beyler başlı başına bey olup yılda tatar’a bir sehil nesne gönderir ve yerlü yerinde hükm ederler. Ol (Candaroğlu) dahi Eflagun tarafındağı timarı anda idi, Türkler devşirüp çeri edinüp Kastamoni’ye çıktı; Ol tarafları (Sinop) bekliyen Çepni beyleri, Türkleri devşirüp, vardılar ve su içinde savaş edüp..”
KÖSEM SULTAN’IN, YEMEN İSYANI VE IV. MURAD’IN SAĞLIĞI ÜZERİNE YAZDIĞI BİR YAZI
“Paşa hazretlerine selâmlar, duâlar olunduktan sonra nedür hâliniz ve….eyüler, hoşarsız, hemân sıhhat âfiyette olasız. Eğer ahvâllerden su’âl olunursa bî-hamdillâhi ta’âlâ şimdiki halde cânımız tende olub gice ve gündüz ümmet-i Muhâmmed’in asude olmasına iştigaldeyüz ve ba’dehu i’lâm olunur ki;
Ne hâl ,se Mısır’dan mektûblar geldi; zahir size dahi gelib ahvâli bildirmişlerdir. İmdi ma’lûmunuzdur, Mekke kapularıdır. Yemen cânibinin, lâbüd takayyüd lâzımdır;her ne veçhile ma’kul ise takayyud ideriz. Arslanım ile dahi söyleşiriz; hele fakir bu bâbda ‘aklı perişandır bu halleriyle bulaki (olaki) Yemen dâhi halâs ola ve zû (Allah) bilür şimdiye zahmetiniz çokdir, Ümmet-i Muhammed’in hizmeti rahmettir, tevzî’ile nicesiz; dahi çokmudur. Lütf-i hakla bu hizmeti edâ idüb Yemen ahvâlini söyleşesiz.”
gördüğünüz üzere bazı kelimeler olmasa da diğerleri açısından anlaşılmayacak bir şey var mı?
BİR ŞEKİLDE CUMHURBAŞKANLIĞI FORSUNDA BULUNAN 16 DEVLETİN DIŞINDA DAHA BİR ÇOK TÜRK DEVLETİ VARDIR.
HUN İMPARATORLUĞU BİR TANE İKEN BÖLÜP 4'E (Büyük Hun, Avrupa Hun, Batı Hun, Ak Hun) ÇIKARAN ZİHNİYET, İÇİNDE MOĞOLLARIN KANI BULUNAN ALTINORDA, TİMUR VE BABUR DEVLETLERİNİ SAYARKEN, MEMLÜKLERİ, SAFEVİLERİ, KIRIM HANLIĞI, AKKOYUNLULARI, KARAKOYUNLULARI, SAKALARI (İSKİTLER) SAYMAZLAR BİR ANLAM VEREMEM. YETERİNCE YILDIZ MI YOKTU YA DA KOYACAK YER Mİ YOKTU. SAYMAK İSTESEN 24'E KADAR ÇIKARTABİLİRLERDİ.
SONUÇ OLARAK OSMANLI TÜRKTÜR, OSMANLI BİZİMDİR. HATASIYLAİ SEVABIYLA, İYİSİYLE, KÖTÜSÜYLE OSMANLI TÜRKTÜR VE BİZİMDİR.