Neslihan Kozanoğlu: İthal hayvan ve ete karşıyım
İstanbuldan Polenezköye komşu Cumhuriyet Köyüne yerleşerek hayvancılığa başlayan Neslihan Kozanoğlu, kendisine sektörde sosyetik celep adının takıldığını söylerken, İyi kazandığım anlaşılınca beni ciddiye almaya başladılar dedi.
Ben hayvanlarımı yani
boğalarımı küçükken Karstan getirip büyütüp besledikten sonra Sakarya
Et ve Balık Kurumuna satıyorum diyen Kozanoğlu, İthal et ve hayvana
karşıyım. Bizim yerli ırklar çok daha lezzetli şeklinde konuştu.
Ülkemizde tarım ve hayvancılıktan üreticilerin istenilen düzeyde para
kazanamadıkları çok açık. Son yıllarda verilen teşviklerle hayatlarını
sürdürmeye çalışsalar da sektör olarak yine de gelişmiş ülkelere
yetişmemiz çok güç. Buğday dahil birçok ürünü hatta samanı bile ithal
eder duruma gelmemiz özellikle hayvancılıkta ithalat yolunu açıyor.
Niye bu işlerden para kazanamıyoruz sorusunun cevabı hâlâ net olarak
verilemiyor.
Hayvanları Karstan getiriyor
İstanbulun yakınında Polenezköye komşu Cumhuriyet Köyünde yıllardır
hayvancılık yapan ve Sosyetik Celep olarak adlandırılan Neslihan
Kozanoğlunun çiftliğini ziyaret ettik. Kozanoğlu, sürekli burada
yaşıyor ve besi hayvancılığı alanında faaliyet gösteriyor. Karstan
küçükken
getirilen boğaları yetiştirip, Sakaryadaki Et ve Balık Kurumuna satıyor.
Çiftliği 600 hayvan kapasiteli. Kimi zaman çok dolu oluyor, kimi zaman
boşalıyor. Her seferinde Karstan getirilen hayvanları besleyip
büyütüyor. Son zamanlarda oğlu Başar da devreye girmiş, birlikte işi
kotarıyorlar. Kozanoğlu ile kendi hikayesini ve hayvancılığın
sorunlarını konuştuk.
Neslihan Hanım, İstanbuldaki rahat hayatınızı bırakıp bu çiftliği kurdunuz. Kaç yıldır buradasınız?
Çok sene oldu. 1980lerin sonunda geldik. 15 senedir ise yaz kış
oturuyoruz. Biz buraya ilk taşındığımızda insanlar çok şaşırdı.
İnzivaya mı çekildin, o kadar uzakta mı yaşayacaksınız diyenler oldu.
Oysa Fatih Köprüsüne 20 dakika mesafedeyiz. Şehrin bütün
dezavantajlarından uzak harika orman manzaralı, doğayla hayvanlarla dolu dolu yaşıyorsunuz. İstanbulu ve arkadaşlarımı özlediğim zaman ise
herkes gibi ben de şehrin içine giriyorum sonuçta.
Bu sene büyük endişelerim var
Hayvancılıktan istediğiniz gibi para kazanıyor musunuz?
Bazen daha az bazen de daha çok olmak kaydıyla tabii ki para kazandık.
Ama bu sene büyük endişelerim var ki, sanki hayvancılık yapma
deniliyor. Verilen mesaj bu.
Kaç hayvanınız var bu çiftlikte?
Bu çiftlik 600 baş hayvan kapasiteli. Ben, açık hava besiciliği yaptığım için İstanbuldan değil Karstan soğuğa dayanıklı hayvan alıyorum.
Büyükbaş yani boğa besliyoruz. Dönem dönem doluyor, boşalıyor böyle bir
sirkülasyon var. Hayvanı küçükken alıyorum, onları organik otlarımla
büyütüyorum. Daha sonra Sakaryadaki Et ve Balık Kurumuna satıyorum.
Buradan kamyonlarla oraya götürüyoruz.
Et Balıkta notumuz yüksek
Et ve Balık Kurumunun özel kriterleri var değil mi?
Notumuz çok yüksek, 100 üzerinden 100 alıyoruz. Bu notu almak için özel
kriterler var. Mesela, randevuna vaktinde geliyor musun, hayvanların
nakliyesi doğru yapılıyor mu, hayvanlar bakımlı ve temiz mi, yağ oranını yüzde 50nin altında mı, yoksa üstünde mi? Hayvan iyi beslenmiş mi?
Bütün bunlar test ediliyor ve ona göre de not veriliyor. Bizim notumuz
çok iyi olduğu için ne zaman istesek hayvanımızı alıyorlar.
İthal hayvan iyi randıman vermiyor
Sizin boğalar yerli mi, ithal mi?
Yerli, dediğim gibi Karstan seçerek alıp buraya getiriyoruz. Bir
keresinde ithal hayvan aldım ama iyi randıman vermediği, bizim damak
tadımıza ve etik değerlerimize hiç uygun olmadığı için tümüyle yerli
boğalara döndüm. İthal hayvanı bu nedenle sevmiyorum ve işletmeye de
sokmuyorum.
Bayramdan sonra fiyatlar fırladı
Yılda ne kadar et veriyorsunuz?
Ne kadar kesebilirsek o kadar gönderiyoruz. Piyasada etin bir borsası
var. Önemli olan en uygun fiyata alıp en iyi fiyata satmak.
Şu sıralar hayvan ve ette fiyatlar nasıl?
Kurban Bayramından sonra fiyatlar çok yükseldi. Gerçi Et ve Balık da
iyi fiyattan alıyor ama hayvan fiyatları normalin üzerinde yükseldi.
Kurban Bayramında küçük bir hayvanı bin 700 - 2 bin liraya kadar
alabiliyordunuz. Bugün aynı hayvanın fiyatı 3 bin liradan aşağıda değil. Sadece 3 ay geçti aradan. 1000 liralık yükselme hayvancılıkta o kadar
yüksek bir rakam ki, kuruşlar bile önemli. Kurban Bayramında eti kurban olarak sattık. Belki kâr ettim ama şimdi mecburen hayvanı en yüksek
fiyattan alacağım. Et fiyatlarında da yükselme var. Şu anda Et ve Balık Kurumu, boğalarda etin kilosunu 19.5 liradan alıyor. Sığırlarda daha
değişik fiyatlar var.
Kâr edince ciddiye aldılar
Hayvancılık daha çok erkek egemen bir sektör, sizi yadırgamadılar mı?
Bir kadın olarak et işi yapmam yadırganıyordu. Ama 6 yıldır kâr ederek
yaptığımı görünce beni daha çok ciddiye aldılar. Mesela, Karstaki
hayvan pazarına gittiğimde sürekli insanlar etrafıma toplanırdı, sonra
sonra alıştılar.
Hayvancılıkla uğraşanlara celep denir, size de böyle diyorlar mı?
Evet diyorlar. Bana üstelik Sosyetik Celep diyorlar.
Çiftlikte kaç kişi çalışıyor?
Çiftlikte 3 kişi dışarıdan geliyor. Oğlum Başarla ben dahil toplam 5 kişi çalışıyoruz.
Polenezköye ve bizim köye imar çıkıyor, inşaatçılar kapımıza dayanacak
Bu hayat tarzını sürdürmeye kararlı mısınız?
Evet ama gelecekte durum değişebilir. İlkokulda okurken, Türkiye tarım
ve hayvancılık memleketi denilirdi. Bugün artık öyle bir şey yok.
Türkiye bugün inşaat memleketidir. Geçenlerde belediyeden geldiler ve bu arazide sondaj yaptılar. Çünkü imar geliyor.
O zaman Polonezköy ve sizin köyünüz de bitiyor demek değil mi?
Evet, inşaatçılar yakında buralarda olacaklar. Bunu haber alanlar, Yakında hayvancılık da yapamayacaksınız diyebilirler.
Burada kaç dönüm araziniz var?
8 dönümlük bir arazimiz var. İmar izni çıktığı zaman, komşularımın da
benim gibi arazileri var. Diyelim ben kendi durumumu muhafaza ediyorum
ama komşularım satarsa, burada bir site kurulursa bu ortam kalmaz.
Bu bölgede rayiç nedir? Çok yüksek paralar mı isteniyor?
Rayiç yükseliyor tabii ki. Sembolik söylüyorum. Bir sene kadar önce
metrekaresi 200 liraydı, imar çıktığı zaman iki üç katına çıkabilir.
Buğdayı ve hayvan yemini ithal ediyoruz sektör çoktan batmış
Türkiyede şu anda tarım ve hayvancılıkta çalışanlar, ücretsiz tarım işçisi muamelesi görüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Gelişmiş ülkelerdeki ölçüler ve uygulamalar getirilmeli. Oysa, bizde böyle bir şey yok. Sigortaya da, vergiye de tabi değiliz.
Bu yüzden mi tarım ve hayvancılık giderek ölüyor?
Ölüyor değil, çoktan öldü. Biz buğdayı, hayvan yemini samanı bile dışarıdan getiriyorsak bunlar tarımın öldüğünün göstergesidir.
BUGÜN GAZETESİ