Ne kolestrol vardı ne de lipit vardı o zamanlar..
Kuzinede sabah sabah yeni pişmiş sıcak köy ekmeğinin ortasına mis gibi ayran kokan tereyağından koca bir parça koyup yanında bal yada pekmez yerdi büyüklerimiz... Ne kolestrol vardı ne de lipit vardı o zamanlar...Çünkü alınan enerjiyle bahçeye tarlaya avluya çalışmaya gidilirdi.
Kuzinede sabah sabah yeni pişmiş sıcak köy ekmeğinin ortasına mis gibi ayran kokan tereyağından koca bir parça koyup yanında bal yada pekmez yerdi büyüklerimiz... Ne kolestrol vardı ne de lipit vardı o zamanlar...Çünkü alınan enerjiyle bahçeye tarlaya avluya çalışmaya gidilirdi.
Mısır yöremizin temel gıdasıydı. Karadeniz'de geçmişte beyaz undan yapılan ekmekten çok sacın üstünde ateşte pişen mısır ekmekleri tüketilirdi. Tarladan hasat edilip fırınlarda kurutulan mısır değirmenlerde öğütülüp çorbadan ekmeğe her tür beslenmede kullanılan vazgeçilmezimizdi.
Mısır ekmeğini kara sacın üstünde nar gibi pişirdiğimiz o eski günler nerede kaldı şimdi? Hele yayla fasulyesinden turşu kuranların en büyük zevki turşu kavurmasını mısır ekmeği ile yeyip,yanında bakır tasla soğuk bir ayran içmek değil mi idi?