NASRETTİN HOCANIN ZEKATI
Nasrettin Hoca, zekatını her yıl Akşehir'in en zengin adamına verirmiş. Bunu da konuya komşuya böbürlenerek anlatırmış. Komşular başlangıçta olayı pek önemsememişler, ancak bu hep böyle devam edince, Hoca'yı uyarma ihtiyacını duymuşlar.
- Bak Hocam, senin bu yaptığın doğru değil. Zekat dediğin; yoksula, yetimlere, kimsesizlere, işi gücü olmayanlara, bakıma muhtaç kişilere verilir. Sen ise bunun aksini yapıyorsun ve her yıl zekatını Akşehir’in en zengin adamına veriyorsun. Bu yaptığın yanlış.
- Hoca demiş, asıl sizin yaptığınız yanlış.
- Komşuları, nedenmiş o demişler.
- Bakın demiş Hoca, Allah tarlayı, arsayı, evi, bağı, bahçeyi, altını, parayı yani malı mülkü benim zekat verdiğim adama vermiş mi?
- Komşular, evet vermiş..
- Bir yandan da tarlayı, arsayı, evi, bağı, bahçeyi, altını ve parayı bu adama vermeye devam ediyor mu?
- Komşular, evet Ediyor...
- Eee... Ben de gidip Allah’ın verdiği adama veriyorum.
- Siz Allah’dan iyi mi bileceksiniz demiş…..
Şinasi KARA sayfasından alınmıştır