MUTLULUK BULAŞICIDIR

18 Nisan 2014 - 16:26

Başarısızlık ve mutsuzluk kaderimiz mi? Bu akışı tersine çevirebilmenin hiç mi yolu yok?

İş-güç, okul, sınavlar, bazen aile içindeki ufak-tefek sıkıntılarımız, iş yerindeki sorunlarımız, özel hayatımızdaki iniş-çıkışlar, ülkemizdeki yerli-yersiz kavgalar…
Bunların her biri bizleri günbegün biraz daha karamsarlığa itiyor, yüzümüzü acı ve üzüntünün karışımı olan çaresizlik çizgileri kaplıyor ve ileriye dönük umutlarımızı yerle yeksan ediyor.

Önümüzde duran büyük amaçları başaramamanın sırtımıza getirdiği yük, her geçen gün bedenimizi bizden uzaklaştırıyor.

Umutlarımız kayboluyor, cesaretimiz kırılıyor, psikolojilerimiz bozuluyor, toplum olarak rahatsızlanıyoruz.
Hiç durup 5 dakika düşündünüz mü? Her şey gerçekten o kadar da kötü mü? Bu kadar kötü bir hayat gerçek olabilir mi?

Başarısızlık ve mutsuzluk kaderimiz mi? Bu akışı tersine çevirebilmenin hiç mi yolu yok?

Bizler aslında sonuçlarını asla değiştiremeyeceğimiz tartışmaların ve kavgaların tarafı olduğumuzdan dolayı bu sıkıntıları yaşamaktayız.

Oysa hayatımızda yapacağımız küçücük şeyler, bazen ne muazzam sonuçlar veriyor. Sizleri küçük ayrıntıları ıskalamamaya davet ederken, şimdi aşağıdaki hikayeciğe bir bakalım. Küçücük şeyler nasıl hayatı değiştiriyor.

“Küçük bir kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dostuna teşekkür etmediğini hatırladı. Hemen bir not yazdı, yolladı. Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantada garsona yüklü bir bahşiş bıraktı. Garson, çalışma hayatı boyunca ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Aksam eve giderken, kazandığı paranın bir kısmını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı. Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki… iki gündür boğazından lokma geçmemişti. Karnını iki günden beri ilk kez doyurduktan sonra, ıslık çalarak bir apartman bodrumundaki odasının yolunu tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titreyen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi. Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu. Gece yarısından sonra apartmanı aniden dumanlar sardı. Galiba bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman kalktı. Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar.
Bütün bunların hepsi, hiçbir maliyeti olmayan bir TEBESSÜM’ ün sonucuydu..”

Evet, Bir günlük hayatımızda bizi mutlu edecek o kadar fazla ayrıntı var ki birazcık bunlara odaklanmamız, birazcık detaylarla kendimizi mutlu edebilmeyi başarmamız gerekiyor. Modern hayatın üzerimizde oluşturduğu baskı, sürekli daha iyisini istememize, daha çok tüketmemize sebep oluyor. Bu da insanın mutlu olmasına değil, mutsuz olmasına hizmet ediyor. Başarabilenler için, her zaman ve şartta küçük şeylerle mutlu olabilmenin bir yolu mutlaka vardır. Yeter ki siz o küçücük gülümsemenizi kaybetmeyin ve insanlardan bunu esirgemeyin.. Sevgiyle ,saygıyla ve dua ile kalınız. .

Recep BAYRAKTAROĞLU

http://twitter.com/rbayraktaroglu