KIYMET BİLMEYEN MEMLEKETİN KIYMETİ..
Sn. Hayrettin HACISALİHOĞLU bey'in "KIYMET BİLMEYEN MEMLEKETİN ,,KIYMETİ.. " başlıklı yazısını siz değerli okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.
Hayri Hacisalihoğlu17 Mayıs 2016 tarihli yazım ..
____________________________
BENCE...
*********************************************
KIYMET BİLMEYEN MEMLEKETİN ,,KIYMETİ..
1996-2005-2011’de bence şampiyonluklar kazandırdın.
O şampiyonluklar sadece senin değil, bu büyük camianın ellerinden alındı, çalındı!...
Ama sonunda iş döndü, dolaştı, “şampiyonluklar hoca hatasından kaçtı” noktasına geldi…
Hele hele de 2011’de…
Bir yandan “Fenerbahçe şike yaptı, kupamızı çaldı” dendi, bir yandan da “Şenol bu işi beceremedi. 9 Puan farkı koruyamadı” yorumları yapıldı…
Sanki o puanlar bir yerden miras kalmış, sanki rekor 82 puan gökten inmiş gibi.
***
Zaten kaderi böyle yazılmış hocanın!..
Daha futbolculuğunda “Hep O oynuyor, bu nedenle kaleci yetişmiyor” görüşü hakimdi… Jübile yapmaya karar verince ise “bırakıp kaçay ” dendı…
Ardından uzun süre ,Trabzonspor kalesi eksik kaldı.
Hocalığa; “kaleciden hiç hoca olur mu?” değerlendirmeleriyle başladı…
Sponsorun elbise rengine, saç taramasına göre karizma biçildi!... Sonra iş “oyunu okuyamamaya” döndü; ”final stresini kaldıramamayla” yetmedi ,"paracı" karalamaları ile devam etti.
Oysa bırakın başarıları, hiç kimse Trabzonspor’a O gelmeden önceki takımların durumuyla, geldikten sonraki gidişata bakmadı. Milli Takım’a yükselttiği oyuncuları farketmedi… Bursaspor’daki benzer basarı tablosu dahi görmezden gelindi…
***
Erteleme maçında Fernandao golü atsa belki Fenerbahçe şampiyonluğa ulaşacak, o zaman yine Şenol Hoca final stresini kaldıramamış, oyunu okuyamamış, hatta belki de futboldan anlamıyor olacaktı..
Nasıl bir iş anlamak zor!...
Bunca emeği, bunca başarıyı, taaa Brezilya’dan gelmiş bir adamın topu 3 metreden 10 cm o yana, bu yana atmasına ,yada bir hakemin hatasına esir ederseniz.
Üstelik kulübünün bunca ekonomik dar boğazına, tümüne yakın iç saha maçlarını misafir sahada oynamasına rağmen.
Çok genç yaşlardan beri kendini futbola adamış, bu işi meslek seçmiş, bir çok fedakarlıkta bulunmuş Şenol Güneş’e haksızlık yapmış olmuyor musunuz?
***
Bence bu yıl şampiyonluk yine elinden alınmış,yada çalınmış olsaydı dahi çok başarılıydı.
Şimdi hocaya övgüler yağıyor!..
Bizim bile aklımıza gelmeyen bir sürü özellikler sıralanıyor, resimler çekiliyor, omuzlara alınıyor!...
Futbol oynarken de, hocalık döneminde de birileri “panter”, “kedi”, “imparator”, “kral”, “kurt” yapılırken O’na sadece haksızlık ve karalamalar kalmıştı!...
O bugünkü noktaya hiçbir kimsenin katkısıyla değil, sadece kendi elleri ve kafasıyla gelmiştir.
Bizce O sadece çok başarılı bir sporcu değil, hayatı dikkate alındığında aynı zamanda gerçek bir efsanedir!..
Gençlerin örnek alması gereken bir semboldür!...
O taraflı tarafsız herkesin sevdiği, saydığı; her zaman kalabalık içindeki yalnız bir adamdır!...
Keşke bu mutluğu, kendisi kadar çok sevdiği Trabzonspor’da da yaşayabilmiş, hep beraber paylaşabilmiş olsaydık !...
Keşke “Türkiye’de futbolun ayakla oynan bir oyun değil, ayak oyunu olduğunu” erken anlayabilmiş olsaydık !...
Keşke sana haksızlık ederek, küstürmesek, kırmasak, dahası seni bu kulüpten her seferinde haksız yere kovmasaydık !..
***
Ne diyelim; kısmet!..
Biz sadece keşkelerle, ahlarla, vahlarla kalalım!...
Sana da tebrikler Şenol Hocam; sen bu günü kü övgüleri zaten çoktan hak etmiştin!...